Gece yine şu tatsız rüyayı gördüm. Yarı karanlık saatler, sokakta koşuyorum, yalınayak...
Hiçbir şey bu kadar sinir bozucu olmamıştı ne zamandır ve ben bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Kalkıp pencereleri kontrol ettim, kapının kilidini, Hamza'yı. Her şey olması gerektiği gibiydi.
Köşedeki taksi durağında 3-4 araba, derin bir sessizlik... Girip mutfağa bir iki yudum su içtim. Yatmadan sayısız düşünce üşüştü yine kafama. Uykum iyice kaçtı, alıp telefonumu internette gezmeye başladım.
Emir takıldı aklıma. Yüzündeki ifade, bundan sonraki hayatı... Biraz da onun yerine koydum kendimi. Babalar ve Oğullar sarmalına girmedim ama.
Çıkan haberleri okudum. "Spor salonunda ihmal can aldı", "Sauna sonu oldu"... Birkaç uzman görüşü...
Ulaşabileceğim bir hesap aradım sonra. Instagram, Facebook, hiçbirinde yoktu. Türlü kombinasyonlar denedim adını yazmak için, "Emir", "Emr" çıkmadı.
Beş yaşında bir kardeşi varmış ama. Yasemin. Bunu öğrendim. Gün ağarmasına yakın geri uyudum. Sabah telefonum çaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TER
General Fiction"Avukatın ne diyor?" dedim. Öyle ya bir avukatı olmalıydı muhakkak. "Delil bulmalıyız diyor" dedi, delili de benden istiyordu. "Yapamam" dedim. "Sanayide olanları biliyorsun!" "Tam da bu yüzden seni aradım" dedi... Gerçekçi hikayeleriyle fark yarat...