Ben istemedikçe üzerime kaldı bu iş. "Turnike kayıtları" dedim, "Turnikeler arızalıydı" dedi, ama yemin edebilirmiş aynı saatte salonda olduklarına.
"Yardım edeceksin değil mi?" dedi, "Hayır" dememe imkan vermeyen bir tonla. Bülent Bey ile görüşmemi istiyordu. Tabii anca hikayelerde olurdu bu mevkide bir adama çıkıp sorular sormak.
Bir plan yapmalıydım...
İşe Google'da araştırmakla başladım Bülent ve Erhan beyleri. İkisi de aynı sektörde faaliyet gösteren şirketlerin sahibiydi. Orman ürünleri. Biri Kartal, diğeri Maslak'ta. Dahası rakiptiler anladığıma göre. Çünkü ikisinin de adı vardı aynı ihale dosyasında.
Hazin bir ayak kaydırma öyküsü düştü aklıma. Bertaraf etme yani.
Biraz da Emir için bulmaya karar verdim gerçeği. Borçlu hissettim kendimi.
Bir de hukuki boyutu vardı tabii işin. Tuna'yı aradım. Çocukluk arkadaşım. Avukat. İlkin beladan uzak durmamı öğütledi. Sonra "Sen takıl gerekirse ben toparlarım" dedi gülerek...
Eğer Bülent Türel düşündüğüm gibi bir suça imza atmışsa bunu muhakkak paylaşmak istermiş birileriyle, bu tüyoyu verdi. "Adamı konuşturmaya bak" dedi, "Gerisini biz hallederiz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TER
General Fiction"Avukatın ne diyor?" dedim. Öyle ya bir avukatı olmalıydı muhakkak. "Delil bulmalıyız diyor" dedi, delili de benden istiyordu. "Yapamam" dedim. "Sanayide olanları biliyorsun!" "Tam da bu yüzden seni aradım" dedi... Gerçekçi hikayeleriyle fark yarat...