Sibel'den önce Fatih aradı yine. Daha fazla itiraz edemedim...
Bedenim, duruşum, her şeyimle ilgilenir Fatih. Bir de arkadaşım bir yerde. Yüzüm tutmadı geri çevirmeye.
"Bir kolaçan ederim" dedim. Taziye için ziyarete gidecek, sohbet olursa bir şeyler duymaya çalışacaktım. Bahanem hazır, "Spordan tanır, çok severdim!"
Sibel'i aradım yolda. Prova saati için. Eve gidip üzerimi değişecektim.
Kuzguncuk'ta bir adres vermişti Fatih. Tam üç saatim vardı dönüp kulüpte olmak için.
Blazer ceketlerimden birini giydim. Yollar açıktı şansıma. Siyah, sürgülü, büyük bir kapının önüne geldim, "Buyurun" dedi güvenlik görevlisi, "Erhan Bey için gelmiştim" dedim. Arabamı başka bir görevli aldı sonra.
Mine, hanımının adı. Mine Hakyemez. Düğün dernek haberlerinde sıkça gördüğümüz tiplerden.
Beş dakika sürmedi ziyaretim. Balkonda birkaç kişi daha vardı. Planladığım gibi "Spordan tanıyordum" dedim. Sözüm ona seyahatte olduğum için cenazeye gelememiştim.
"Canını sıkan bir şey var mıydı?" dedim çıkarken. "Niyetiniz ne sizin?" diye bağırdı kadın.
Hem de ne bağırmak! "Sizi o salon bozuntusu mu gönderdi? Bu nasıl bir hadsizlik!" Değil kendimi ifade etmek, doğru dürüst özür bile dileyemedim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN TER
Fiksi Umum"Avukatın ne diyor?" dedim. Öyle ya bir avukatı olmalıydı muhakkak. "Delil bulmalıyız diyor" dedi, delili de benden istiyordu. "Yapamam" dedim. "Sanayide olanları biliyorsun!" "Tam da bu yüzden seni aradım" dedi... Gerçekçi hikayeleriyle fark yarat...