"Başkomiserin oğlusun diye sana herhangi bir ayrıcalık tanımayacağım aksine seni zorlamaktan çekinmeyeceğim."
Sert bir şekilde söylediklerimin karşısında içten dilini yanağına bastırıp gülmüştü ve iddialı bir şekilde bana doğru yaklaşmıştı.
"Beni z...
"Yang Jeongin, Kim Seojun'un otopsi raporu çıktı mı?" Soruma karşılık Jeongin sadece kafasını iki yana sallayıp yürümeye devam etti.
"Dedektif Hwang, Laboratuvara giriş izni olan yedi personel buldum ve buna Bay Min de dahil fakat yedisi de başka yerdeymiş ve sağlam kanıtları var." İşte bu işimizi daha da zorlaştırıyordu. Bu vaka da karışacaktı.
"Ama erişimi olan başka birisini daha buldum. Bay Min'in eski ortağı Bayan Park. Şirketten iki sene önce ayrılıp kendi puding şirketini kurmuş." Bu kadın kesinlikle şüpheli listemize giriyordu.
"Rakip bir şirket açmak hah? Fazlasıyla şüpheli." Jeongin beni kafasıyla onaylamış ve dudaklarını yalayarak devam etti.
"Reklam çekimlerinin yerini öğrendim. İşte tam şurası." İşaret ettiği yere baktığımda Lotte binasını gördüm. Güvenliklere dedektif kartlarımızı gösterdikten sonra içeriye giriş yaptık.
"Hepsi Victoria's Secret mankeni gibi!" İç çamaşırlarıyla kamera çekiminde olan kadınların eline küçücük bir paket puding tutuşturulmuştu.
"Puding yerine kadınları mı pazarlıyorlar?" Yüzümü buruşturarak bakıyordum. Kadınlardan birisi Jeongin'e gülüp göz kırptığında kaşlarımı çattım. Çalışma ortamında böyle şeylerden hoşlanmıyordum.
"Bayan Park, ben Dedektif Hwang ve o da yardımcım Yang Jeongin. Kim Seojun cinayeti hakkında şüphelisiniz." Kadın yutkunarak bize bakıp kafasını salladı.
"Sizi dinliyorum dedektifler." Bayan Park'ın dedektifler diye hitap etmesiyle Jeongin'in gözleri anında büyüdü. Ciddiyetini toplaması için çaktırmadan hafifçe kolunu sıktım.
"Kim Seojun'u ne kadar iyi tanıyorsunuz?" Kadın kafasını sallayıp dudaklarını yaladı.
"Şirketimi kurduğumdan beri." duraksayıp devam etti. "O dahiyi şirketimde çalıştırmak istiyordum." Kaşlarımı çattım.
"Sonra seni reddetmesinden yorulup laboratuvarına sızdın ve onu öldürdün değil mi?" Jeongin'in yürüttüğü teori ile susup kadını izlemeye başladım. Hareketlerini inceleyecektim.
"Onu öldürdüğümü mü düşünüyorsunuz?" Jeongin alaylı bir şekilde gülerken ben ise gözlerimi devirdim. Neden herkes bu şekilde inkar etmeye başlıyordu?
"İntikam, ikili sabotaj, rakiplik hepsi bir arada. Başka bir nedene pek ihtiyaç yok gibi." dememle kadın ellerini hayır anlamında kaldırdı.
"Eğer onu öldürmüş olsaydım bunu kabul edecek kadar aptal olduğumu mu düşünüyorsunuz? Hem de avukatım olmadan?" Bu kadın şu an bize ters psikoloji yapmaya çalışıyordu.
"Hadi ama Bayan Park." Jeongin'in kadına adımlamasıyla olduğu yerde kalmıştı. Kadının gözlerinin içine bakmaya başlamıştı. Acaba hipnotize mi biliyordu?
"Mutlaka içinizde bir yerde bize itiraf etmek istediğiniz bir şey vardır. Hadi söyleyin onu bize." Umarım işe yarayan bir yöntem olur diye içimden geçiriyordum. Kadının, Jeongin'in gözlerinin içine bir kaç saniye bakmasıyla konuşmaya başladı.
"İnsanları sömüren bu iğrenç reklamları artık çekmemek istiyorum." Şokla bakarken ne demek istediğini çözmeye çalışıyordum.
"Anlayamadım?" dememle kadın bana baktı. Sonra arkasındaki neredeyse çıplak ve tanga giyen kızları işaret etti.
"Çünkü biz seks satıyoruz ki bunun pudingle hiçbir ilgisi yok. Pudingimin tadının bok gibi olduğu gerçeğini insanlara unutturmak için"Pekala bu bile Kim Seojun'u öldürmesi için yeterli bir sebepti.
"Tuhaf bir tat seçimi." Jeongin'in konuşmasıyla boğazımı temizlemiştim.
"Kim Seojun'un laboratuvarına girip tarifi çalman için daha çok gerekçe yani." Fikri yürütmeye çalışıyordum.
"Tarifi çalmama gerek yoktu çünkü Seojun bana üç gün önce tarifi satmaya çalıştı." İşler iyice karışıyordu. Kadın dudaklarını yalayıp devam etti.
"Fakat şartlarını kabul edemeden önce öldürüldü. Seojun'un yaşamasını herkesten fazla istiyordum." Eğer dedikleri doğruysa gerçekten öldürmemiş olma ihtimali yüksekti.
"Pekala gidebilirsiniz Bayan Park." Kadının gözden kaybolmasıyla Jeongin'e dönmüştüm. "Şurada bizi gizlice izleyen adam ile görüşsek iyi olacak." ilerlemeye başlamamla omuzlarını düşürüp arkamdan geliyordu.
"Seoul Emniyeti! Kımıldama!" Arkası dönük olan adamı durdurmuştum. Yavaşça bize doğru döndü. "Dedektif Hwang." Kartımı göstermemle yanaklarını şişirdi.
"Tahmin edeyim Bay Min için çalışıyorsun."
"Sanırım beni başkasıyla karıştırdınız Dedektif." Tekrar arkasını dönüp gidecekken Jeongin yanına ulaşıp gülerek ensesinden sıkmaya başladı. Adam olduğu yerde kısılırken dudaklarım kıvrıldı.
"Bizi izlerken gördüm seni." Adam ağzını açacakken Jeongin'in daha da sıkmasıyla yüzü kızarmaya başlamıştı.
"Bilirsiniz bazen büyük şirketler, şirket içi ispiyonlamayı önlemek için çalışanlarını takip ettirir." diye eklemiştim.
"Ya da Dedektif Hwang gibi zeki dedektiflerin." Jeongin lafının arasında bana bakıp göz kırpmasıyla devam etmişti. "Sözde ispiyonlamayı ortaya çıkarmasını engellemek için."
"Avukatım olmadan konuşmayacağım."
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
