"Vay anasını satıyım burası neymiş ya böyle!" Jeongin'in mekanına gelmiştik ve Minho fikirlerini dışından söylemişti bu yüzden kapıdaki güvenlikler bize gülüyordu.
"Bir kere de rezil olmayalım." Minho'yu kolundan tutup içeriye sürüklemeye başladım. Chan, Changbin, Felix, Jisung ve Seungmin ise arkamızdan geliyorlardı.
Parti alanına geldiğimizde içeriyi komple süzdüm. Çok kalabalık olmasına rağmen mekanın büyüklüğü yüzünden içerisi ferah duruyordu.
"Siz Jeongin'i bulup oturun ben içkileri alacağım." Minho'nun omzunu pat patlayarak bar kısmına doğru ilerledim.
"Yedi tane mojito hazırlayabilir misiniz?" Barmen kafasıyla onaylayıp hazırlarken ben de etrafı süzmeye devam ediyordum.
"Selam. Seni buralarda daha önce görmemiştim." Arkamdan gelen sesle döndüm. Karşımda benden birkaç yaş daha büyük olduğunu tahmin ettiğim birisi vardı.
"Merhaba." Nezaketen gülümseyip elimi uzatmıştım.
"Ben Jungkook. Senin adın ne?" elimi sıkarken gülümsedi. Tam cevap vereceğim sırada Jeongin gelip karşımdaki kişinin omzuna elini koydu.
"Dedektif Hwang ile tanıştın demek." dedi.
"Ah şu sürekli bahsettiğin Hwang Hyunjin mi?" Nasıl yani beni tanıyor muydu? Bu adamı daha önce hiç görmediğime emindim.
"Evet o." dedi Jeongin.
"Daha önce tanışmış mıydık?" diye sordum.
"Hayır ben Jeongin'in abisiyim. Kendisi iş ortamından sürekli bahsediyor." Abisi mi? Jeongin'in abisi mi varmış, bilmiyordum.
"Memnun oldum." dedim kısaca.
"Eğer ilerleyen saatlerde sıkılırsan yanıma gel." Göz kırpmasıyla Jeongin abisinin koluna vurdu.
"Hyung, o benimle!" diye çemkirmesiyle güldüm.
"Tamam kıskanma sadece takılıyordum." Jungkook gülüyordu.
"Jeongin beni neden kıskansın ki?" diye sordum.
"Hahaha çünkü sana." cümlesini tamamlayamadan Jeongin ağzını kapatıp gözleriyle üst katı işaret etti.
"Seninki seni bekliyor gibi hm?" Demesiyle hepimiz oraya döndük. Burası Miss Korea gibiydi. Herkes güzellik standartlarının üzerinde gibiydi.
"Geliyorum bebeğim!" Jungkook bağırarak konuştuğunda yukarıdaki adam gözlerini devirdi. Müzik sesinden nasıl birbirlerini anlamışlardı bilmiyordum.
"Neyse gençler görüşürüz yine." Jungkook iki tane viski alıp yanımızdan ayrıldı.
"Ne yani sevgilisi bir erkek mi?" şaşkınlığımı gizleyememiştim.
"Homofobik misiniz? Neden şaşırdınız ki?" Sorduğu soruyla yüzümü buruşturdum.
"Benim en yakın arkadaşlarım eşcinsel. Ben nasıl homofobik olabilirim tanrı aşkına?" dedim.
"Mojitalar hazır." Barmen bardakları tepsiye koyup önüme bıraktı. Kredi kartımı uzatmamla Jeongin elini koydu.
"Ödeme yapacağınızı düşünmüyorsunuz herhalde." demesiyle kaşlarımı çattım. "Bendensiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Detective - Hyunin
Fanfiction"Başkomiserin oğlusun diye sana herhangi bir ayrıcalık tanımayacağım aksine seni zorlamaktan çekinmeyeceğim." Sert bir şekilde söylediklerimin karşısında içten dilini yanağına bastırıp gülmüştü ve iddialı bir şekilde bana doğru yaklaşmıştı. "Beni z...