Hard Love (ʙᴋᴛᴅ)

‌Ángel malo

Post Malone & Swae Lee - Sunflower

Bu şarkıya hayranım.
Your'e sunflower~🌅🌻💓

Todoroki'nin Ağzından

Üzerimi giymeme yardımcı olduktan sonra kusursuz orantısını kaybeden gömleğinin kollarını yeniden hizaya getirmişti.

Üzerimdeki büyük gibi duran mavi kargo pantolona baktım. Güzeldi ama bu tarzda hiç giyinmemiştim. Üzerine giydirilen bej rengi yarım kol, bol tişörtte gözlerimi gezdirirken kapı zilinin ince sesi, tüm salonda yankılanmıştı.

Bakugou'nun kapıya doğru ilerlediğini ayak seslerinden anlayabildiğimden hala gözlerimle tişörtümü öldürüyordum.

"Şu eve her geldiğimde 'ben neden seninle aynı işi yapmama rağmen böyle bir saray yavrusuna sahip değilim?' sorusunu soruyorum. Sonra diyorum ki; onunla aynı parayı almıyorum..."

Neredeyse bağırarak konuşan, telefondaki sesin sahibi içeriye bildiğin dalmıştı. Şöyle bir zıplayarak içeri girerken beni farketmemişti bile.

Lakabına göre hiçte uzun bir dış görünüşü olmadığı gibi kısa bile denebilirdi. Saçlarının rengi beyaz-pembe arasında karışmış bir pamuk şekeri gibiydi. Göz rengini ise hareketli olduğu için görememiştim.

Hâlâ tavanı inceleyip zıplarken yavaşça aşağı kayan gözleri beni buldu. Zıplaması yavaşlarken dikkatle bana bakıyordu.

Bende ona bakarken kafamı direk eğerek ellerimle tişörtümün ucunu çekiştirmeye başladım. İncelenmeyi sevmiyorum.

"Sen Shoto olmalısın! Ow, sen çok tatlısın."

Bir anda üzerime doğru gülümseyerek koşmaya başlayınca kafamı kaldırıp, korku dolu gözlerle ona baktım.

O bir villaindi ve her ne olursa olsun bana yaklaşmasını istemiyordum.

Rahatsız olduğumu belli etmek için endişeli bakışlarımı Bakugou'ya gönderdim. Oda bunu anlamış gibi gelip, yanıma oturdu. Elini belimin boşluğuna götürüp beni kendine çekince daha bir rahatsız oldum.

"Seninle uğraşacak vaktim yok sırık, hallet de merkeze gidelim."

"Sadece tanışmak istiyorum, Bakugou."

"Daha sonra olur, hadi acele et."

"Tamam, hemen lavaboya gidip geliyorum."

O lavaboya gittiğinde bende başımı yanımdaki oğlana çevirdim. Bana baktı ve gözlerini kıstı.

"Pekâlâ şimdi o kıza neden sırık dediğimi merak ediyorsun, değil mi?"

Başımı salladım.

"Birazdan öğrenirsin."

"Onun ismi ne?"

"Ōshiwa. Ōshiwa Itadori, onun ismi. Çok yapışkan birisidir. Ayrıca her gördüğü insanla dost olmaya çalışıyor ve bu aptalca. Sevmesem de benimle birlikte birçok görevde yer aldı, yeraltı merkezi tarafından da dost konumunda olarak görülüyoruz."

Dikkatle onu dinlerken çatık kaşları iyice aşağı inmişti.

"Ayrıca daha yeni olmasına rağmen çabucak uyum sağladı."

Benim beynim ise 'yeraltı merkezi' kelimesinden sonrasını duymuyordu.

Aklına bir dizi satırlar gelmişti melez oğlanın.

"Yeraltı topluluğundan olduğu bilinen ve gri listede aranan iki kötü üye, tanınan pro kahramanlar All Might ve Endavour tarafından yakalanarak gözaltına alındı."