||~Farklı Bir Hayat~||

1.6K 136 54
                                    

02.08.2021

***

Belli ki bu Oğuz, Çınar denen adamı çok seviyordu. Beraber bir sürü fotoğrafları vardı telefonunda. Onun dışında ise kendi fotoğrafından çok Çınar'ın fotoğrafları vardı. Rehbere baktığımda, adının yanına kalp eklediğini gördüm. Son aramalar yine Çınar'la doluydu.

Mesajlar da aynı şekilde bol aşk kokan...

Hakkını yemeyelim, Çınar'ın da çok farkı yoktu. Evet, onun telefonuna bakamıyordum ama mesajlarda ondan aşağı kalır yoktu. Yazışmalara bakarsak, Çınar da çok seviyordu Oğuz'u.

Bu mutlu hallerini gördükçe daha da üzülmüş ve kendime kızmıştım.

Sıkıntıyla oflayıp, diğer eşyalara baktım. Çok bir şey yoktu zaten. Bir cüzdan, telefon, şarj aleti ve anahtar. Sahi evim var mıydı? Ailemin yanında mı kalıyordum?

Kimse de aramamıştı. Ne olmuştu hiç bilmiyordum. Rehbere baktığımda aileyle alakalı bir şey yoktu.

''Giyinmişsin.'' Çınar yanıma oturup yüzüme baktı. ''Ailem-''

''Aradılar mı? Haberleri olamaz ki?'' dedi sözümü keserek. Acaba görüşüyor muydum? Ağzını aramalıydım. ''Şey hayır ama, öyle aklıma geldi.''

''En son kardeşim ulaştı demiştin. Baban görüşmeyi kabul mu etmiş?'' Kafamı anında ona çevirdim. Demek ki ailesiyle görüşmüyordu. ''Yok.'' Usulca salladı kafasını.

''Şey eve mi gitsem acaba?''

''Bir saate çıkacağım. Beraber gideriz işte.'' Galiba beraber yaşıyorduk. Tamam deyip arkama yaslandım. Yandan bana bakmaya devam ediyordu. Kaçamak bakışlarla ben de ona baktım. 

Yine aynı şekilde süzmelerine, göz devirmemek için zor tuttum kendimi. Yani ben bu tipe yükselmezdim...

Tamam hakkını yemeyeyim, Oğuz da çok yakışıklı bir adamdı. Yani şu an onun bedeninde olduğuma göre, ben...

Telefonuna gelen çağrıyla aceleyle kalktı. ''Ben seni ararım beraber çıkarız. O arada takıl hastanede.'' dedi ve cevap beklemeden koşmaya  başladı. Takıl demişti de nerede takılacaktım ben.

Cüzdanıma baktığımda az bir miktar nakit olduğunu gördüm. Kartlara baktığımda ise iki bankanın kartı vardı. Telefonumu kurcalarken notlar kısmını atlamıştım.

Oraya baktığımda kart şifreleri, mail, diğer uygulamalar vs. birçok şifre bulunuyordu. ''Unutkan mısın Oğuz ne diye kaydettin hepsini.'' Kafamı iki yana sallayıp, ana ekrana geldim. Banka uygulamasına girip hesabı kontrol ettim. İyi bir miktar vardı.

Tabi ki bunları harcamayı düşünmüyordum. Gerçi benim kartlarım elimde değildi. ''Off!'' Sıkıntılı bir nefes verip arkama yaslandım. Sinirlerim bozuktu. Ne yapacağımı bilmemek yoruyordu beni.

Bir süre bankta oturup gelen gideni izledim. Tabi ki hastane olduğu için gülüşen, eğlenen insanları görmek mümkün değildi. Dakika başı; sirenleri kulaklarımı tırmalayan ambulanslar, aceleyle hasta yetiştiren diğer araçlar, belki de son umutlarını, dualarını tüketen insanların ağlayışları... 

Sağlıkçı olmak böyle bir şeydi. Sonra neden ruhsuzlar... Neden olmasınlar ki? Her gün gördükleri görüntülere ve acılara bağışıklık kazanıyordu insanlar.

Bir süre izlediğim görüntüler bana ağır gelmişti. Buranın beni daha da derbeder yaptığını fark edip ayaklandım. Kantine doğru ilerlemeye başladım. 

RUHUN BEDENLERLE DANSI | bxbWhere stories live. Discover now