8

27 3 19
                                    

Kumsalı takip ettim. Gelgite yakalanmamak için suyu da takip ediyordum. Aynı yönde yürüdüm, sonra kıyıda bir parça odun bulup oturdum. Ayaklarımı sıcak kuma batırdım. Sandaletlerimi uyduruk kamp yerimizde bırakmıştım. Chaeyoung'u son görüşümün üstünden neredeyse iki hafta geçmişti. Parmağıma iyice bol gelen alyansımla oynamaya başladım. Kilo verdiğimi biliyordum. Muhtemelen kötü bir şekilde veriyordum. Chaeyoung'un şu anda ne yaptığını merak ettim. Hala Bermudada mıydı? Beni aramayı bırakmış mıydı? Belki de Sahil Güvenlik, kaptanın veya Louise'in cesedini bulmuştu. Belki de birisi batmış tekneyi görmüştü. Belki de hepimizin boğulduğunu söylemişlerdi. Fotoğraf makinesindeki adamı düşündüm. Yanaklarım öfkeyle yandı. Chaeyoung bana bir başkasının olduğunu nasıl söylemezdi? Kendimi ihanete uğramış ama daha çok da aptal yerine konmuş gibi hissediyordum. Onunla hala görüşüp görüşmediğini merak ettim. Patronundan gelen acil durum mesajlarının o adamdan gelip gelmediğini merak ettim.  Muhtemelen bir modeldi ya da kokteyl garsonuydu, tıpkı Chaeyoung'un en yakın arkadaşının her zaman flört ettiği adamlar gibi. Derin bir nefes aldım. Ama benimle evlenmişti. Aralarındaki şey bitmiş olmalıydı. Başka birini seviyorsa benimle neden evlensindi ki? 

Denize baktım. Şu anda hiçbir şey bir anlam ifade etmiyordu. Kalp atışlarım hızlandı ve Sehun'u düşündüm. Bir doktor. Biriyle ıssız bir adaya düşeceksen bari bu kişi doktor olsun. Önümde daha sivri kayalar vardı. Bu kayaların istiridye kabuklarıyla dolu olduğunu gördüm. Daha yakından bakınca sebebini anladım. Kuşlar gelip istiridyeleri kayalara atıyorlardı. İstiridye kabuğu açılıyordu ve kuşlar kabuğun içindeki eti yiyordu. En son ne zaman istiridye yediğimi düşündüm. Chaeyoung'la birlikte Seoul'daki en sevdiğimiz restoranda yemiştik. Şef, istiridyeleri beyaz şarap, limon, tereyağı ve sarımsaklı bir sosta pişiriyor ve üstüne maydanoz ve yeşil soğan serpiyordu. Ağzım sulandı. Çabuk olursam kuşun attığı istiridyeyi yakalayabilirdim. Çömelip bekledim. Kuş uçtu ve ağzında bir istiridyeyle döndü. İstiridyeyi gagasından bırakınca hemen öne atıldım. Kuş beni görünce ciyaklayarak uzaklaştı. Bana da kayaların üstüne düşüp açılan istiridyeyi almak kaldı. Dikkatli bir şekilde kabuğa uzandım. Restorandaki kadar temiz görünmüyordu. Şeftali rengi kabuk dört parçaya ayrılmıştı. 

Kabukları kenara çekerek yumuşak, kirli beyaz yumurta sarısını andıran özü buldum. Çok lezzetli görünmüyordu ama çok açtım. Kaybedecek bir şeyim olmadığını fark ettim. Eti elime almak için parmaklarımı kullandım. Yapışkan, çiğ yumurta benzeri bir şeydi ama biraz daha yoğundu. Eti ağzıma koydum ve hemen yuttum. Ağzımda tuzlu, tuhaf bir tat kaldı ama kötü değildi. Sehun'a götürmek için başka istiridyeler de bulabilir miyim diye merak ettim. Sonra kıyıda toplanan bir kuş sürüsü gördüm. Daha yakına gittim. Hemen kanatlarını açıp ci­yakladılar. Uzun süredir, belki de hiç, insan görmediklerini düşündüm. Kuşların kıyıda gagaladıkları yeri gördüm. Eğildim ve ellerimi kullanarak kumu kazdım. Bir dakika sonra bir istiridye buldum. Sonra bir tane daha. Birinin kabuğunda derin kabartılar vardı. Diğeri düzdü, ortası beyaz, kenarları ten rengiydi. Şortumun ceplerinin aldığı kadarını doldurdum. Daha sonra tekrar gelebilirdik. Yürümeye devam etmek istiyordum ama gelgit başlamış gibiydi. Ben de geri döndüm.

Sahile sıralanmış palmiyelerin ötesinde bir hatmi ağacı gördüm. Kırmızı çiçeklerinden koparmak için durdum. Çiçek hangi kulağın arkasına takılıyordu unutmuştum. Chaeyoung'un fotoğraflarını düşündüm ve çiçeği kuma attım. Bir süre sessizce yürüdüm. Sonra arkamda bir dalın çıtırdadığını duyunca durdum. Biri veya bir şeyler yakınımdaydı. Hayvan mıydı? İnsan mıydı? Kumsala geri dönerken kalbim gümbürdüyordu. Kayaların üstünden tırmandım ve adımlarım karıştı. Sivri bir kayanın üstüne düştüm. Kaya dizimi çizdi. Her adımda yüzümü buruşturuyordum. Kesik derindi ama Sehun'u görene kadar durmadım. Taş toplamıştı. Ateşi yakacağı yerin kenarına taşlar diziyor gibiydi. Yaklaştığımda kafasını kaldırdı. "Ne oldu?" 

Lost In Paradise \\ sebaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin