25.Bölüm(Eşik)

1K 139 373
                                    

açelya : Sence?

doruk : Bana kalırsa-

açelya : (Parmağı ile doruğun önündeki ketçapı işaret ederek) ketçapı uzatır mısın?

doruk : Tabi. (Verir) Heh ne diyordum-

açelya : Islak mendil!

doruk : Ha. Ne?

açelya : Islak mendil ya. Uzatırmısın?

doruk : Uzatıyım bari... Konuşabilirmiyim artık?

açelya : Sanmıyorum.

doruk : Niyeymiş o?

açelya : Bu konuşmaya hazır değiliz.

doruk : Nezaman hazır oluruz ki? Ben dünden hazırım...

açelya : (Göz kırpar) Çok yakında :))

YENİ BÖLÜM
🎬

Beni takip ederek duyurulardan ve spoilerlardan haberdar olabilirsiniz...

VOTE SINIRI 115
🖤

+Ondan sonra hayat kaldığı yerden devam eder mi Olric?
-Evet efendimiz,hayat devam eder ama...
-Ama ne Olric ne? -Siz bıraktığı yerde kalirsiniz.

Oğuz Atay


Berhayat hastanesinde yeni bir gün doğarken odanın camında asılı olan perdelerin açık kalan kısmından içeriye vuran güneş ışınlarının yüzüne çarpmasıyla huzursuzca kıpırdandı nazlı.
Güneşten yüzünü kaçırmak için Ali'nin yanı başında uyuya kaldığı tekli koltukta yan dönmeye çalıştı. Fakat bu fikrin berbatlığını koltukta dönmesi ile yere yapışma ânının arasındaki saliselere fark etti...
Nazlının yere düşerken çıkardığı sese uyanan Açelyada gözlerini ovuşturmayı bırakıp odanın parkeleri üzerinde boylu boyunca uzanan nazlıya bakmaya başladı. Aradan geçen on saniyenin ardından kendini saçma bir rüya gördüğüne inandırarak gözlerini geri kapattığında bu seferde Nazlının belini sıvazlayarak çıkardığı acı dolu inlemesi gerçek dünyaya geçiş yapmasını sağlamıştı.

nazlı : Iğhh! Belimm!

açelya : (Oturur pozisyona gelerek) Nazlı! Yerdemi uyudun sen?

nazlı : Of açi sus allah aşkına!

Nazlı yerden kalkıp geri koltuğa oturduğunda köşeli olan jetonu henüz yeni düşen Açelyada durumu fark edip gülmeye başladı.

açelya : (Gülmesinden dolayı ara ara duraksayarak) Ha s- sen koltuktan dü- düştüüünn!!!

Nazlı, Açiye attığı bir kaç "Kes sesini" bakışından sonra gözlerini etrafında gezdirdi.
sağ tarafında kolundaki serumla dün bayıldıktan sonra aralıksız uyuyan Ali Yiğit. Karşı koltukta ise yaralı bacağına aldırmadan oturur pozisyonda kestiren doruk vardı. Açi ise kanepede uyumuştu.
Kafeteryada adilleri takip ederken Ali'nin geçirdiği baygınlığın verdiği panikle her yeri birbirine katmıştı nazlı. Önce kafeteryada başlayan karmaşa herkesin olayın haberini almasıyla Ali Yiğitin odasına doluşup. Nazlıyı, "Nasıl oldu? Kafeteryada napıyordunuz? Neden garip şeyler giydiniz?" gibi cümlelerle soru yağmuruna tutmaları ile devam etmişti.
Sorulardan başını kurtaramayan nazlı "Ali uyanınca birlikte anlatırız" diyerek herkesi geçiştirmiş ve köşeye çekilmişti.
Öğle arasında olan bu olaydan sonra akşama kadar Ali uyanmamıştı. Hatta son olaylardan sonra öyle bitkin ve halsiz düşmüştüki geceyide deliksiz bir uykuyla geçirmişti. Şuanda bile uyanmıyor olması kimseyi olağan üstü bir durum olduğunu düşünmeye sürüklemiyordu. Sonuçta Ali Kan kanseriydi ve hastalığıda yeterince ilerlemişti.
Dünden sonra kimse evine gitmemiş Herkes ya odasına yada boş hasta odalarına çekilip kıvrılmış ve geceyi hastanede geçirmişti.
Ali zaten hastalığına teşhisi konulduğundan beri hastanede konaklıyordu. Yanı sıra Nazlı ve Açelyada Ali'nin refakatcisi olarak duruyorlardı. Kimsenin eve doğru dürüst gittiği yoktu. İşe gelince Nazlı nerdeyse sadece angaryalara bakıp gününün geri kalanını Ali'ye adıyor ve moral olmaya çalışıyordu. Açelyada son haftalarda hemşireliğe dair hiç bir şey yapmamış ve sadece hastane işleriyle ilgilenmişti. Ortakları olan Beliz ne kadar yardımcı olmaya çalışsada babasının Ali ile kendisine yönetimini devrettiği %50 lik olan hastane ortaklığını tek başına işletmeye çalışıyordu.
diğer %50 ise Belizin olduğundan iki tarafında imzası gerekiyordu. Bu işlerden arta kalan vaktinide Ya Ali yada Dorukla geçiriyordu.

Señorita (AlNaz)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin