Helloo funny guys nnsbxnssn
Ya artık her bölüm demek istemiyorum ama size minnettarlığımı daha nasıl sunarım bilmiyorum SİZE TEŞEKKÜR ETMEK BANA ÇOK AZ GELİYOR YETMİYOR SANKİ benden istediğiniz bir şey varsa lütfen çekinmeyin hatta benimle sohbet edin konuşalım kaynaşalım nzbznsmam dur yine diyecektim, MOARTE 6K OKUNMAYI GEÇTİ ÇOK AMA ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM HEPİNİZE OY VEREN, YORUM YAPAN PARMAK UÇLARINIZDAN ÖPÜYORUM SİZİ ( ˘ ³˘)♥
Şimdilik bu kadar nsbdnsns keyifli okumalar diliyorum hepinize şimdiye kadar ki en uzun bölüm oldu bu 💜
----------------
Başımla adamı onaylayıp gösterdiği yerden gitmiş, garajın önünde bekleyen lüks limuzine binmiştim. Dünyanın en pahalı SUV'larından birindeydim. Aracın içi krem rengi koltuklarla donatılmıştı. Uzun koltuğa oturup bacaklarımı uzattığımda araç hareket etti. Adam, beni istediğim yere bırakacağını söylese de nereye gideceğimi sormamıştı. Hoş, şuraya gidelim diyebileceğim bir yer de bilmiyordum bu şehirde. Hayatımda ilk defa Gwangju'da bulunuyordum. Taehyung, Hoseok ve Namjoon'la doğu ekspresi planlamıştık. Lâkin hayat bana hayin bir oyun oynayıp tüm planlarımı alt üst etmişti.
İçimde çöreklenen keskin acı yutkunmama neden oldu. Hiç merak etmemişler miydi beni? Tamam, çok fazla vakit geçirmemiş, birbirimizi fazla tanıyamamıştık ama yine de merak etmez miydi insan? Bir yıl olmuştu ve bana kimse ulaşmamıştı daha. Ya da ulaşamamıştı.
Aralarından kendime en yakın hissettiğim Hoseok'du hiç kuşkusuz. Not isteme bahanesiyle tanışmıştı benimle. Çok kısa bir sürede ısınmıştık birbirimize. Başlarda sürekli bakışlarını üstümde hissedip bu durumu farklı anlasam da sonradan bana sadece bir dost olarak yaklaştığından emin olmuştum. Aksi olamazdı zaten. Taemin'in attığı kazığı unutamazken üst üste yaşadığım şeyler çok yıpratmıştı beni. Yeni bir ilişkiye giremezdim. Taemin'le ayrılığımın üzerinden bir yıldan fazla zaman geçmesine rağmen kalbimdeki yara iyileşmek bilmemişti bir türlü. Hayatıma giren alfalar bir şekilde kalbimi kırmayı başarmıştı hep.
Ya onlar çok zalimdi ya da benim çok nazik bir kalbim vardı.
Araçtaki tv'yi açıp rastgele bir kanala gelip film izlemeye başladım. Yol ne kadar sürecek, nereye gidecektim bilmiyordum sonuçta. Şoför koltuğundaki genç alfa arada dikiz aynasından beni gözetliyordu. Arabanın içinde çıkan tek ses izlediğim filmdeki kadın ve adamın sevişme sesleriydi.
Nee?!
Panikle ekranı kapatmaya çalıştım. Ne izlediğimi biliyor muydum sanki ben? Ekranı kapatınca ortamdaki saçma atmosferi dağıtmak için genç şoförle konuşmaya karar verdim. "Nereye gidiyoruz bir saattir? Ne bitmek bilmez bir yol bu. Hem neden bana nereye gitmek istediğimi sormadınız?" dedim. Adam dikiz aynasından bakıp boğazını temizledi. "Jeongguk Beyden talimat aldım efendim. Güvenliğinizi sağlamak için ara yollardan gidiyoruz." dedi ismini bilmediğim beyaz tenli alfa.
"Siz kimsiniz?" diye sordum.
"Arkamızdan diğer korumalar da geliyor." dedi saygılı bir şekilde. Arkama dönüp baktığımda, gerçekten de birçok aracın bizi takip ettiğini gördüm. "Bunların hepsi onun adamları mı? Nasıl emin oluyorsunuz?" diye sordum.
"Çocukların hepsi bizden efendim, endişe etmeyin." dedi ayıp ediyorsunuz der gibi. Cılız vücuduna ve sert yüz hatlarına uyumsuz sıcak bir ses tonu vardı. Sıcak ama aynı zamanda mesafeli ve saygılı...
"Hoşunuza gidecek bir yere gidiyoruz." dedi sessizliği bozarak. Yüzündeki tereddütlü ifadenin nedenini anlayamamıştım. Konuşmak istiyor da çekiniyor muydu acaba? Jeongguk'un yanında isteyerek kalmadığımı biliyor olmalıydı. Onun da adını kırmızı listeye ekleyecektim. "Adınızı öğrenebilir miyim?" diye sordum ciddi bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moarte | Jikook
Werewolf"Tut ki ahlaksızım, kasıklarında çizdiğim daireden sana bir ev yaparım..." - "Beni neden kaçırdın ve neden bunca zamandır esir tutuyorsun?" İki dudağının arasından çıkacak sözler değiştirecekti belki de kaderimi. Eliyle çenemi tutup yüzümü yüzüne ya...