Yine ben nasılsınız bakalım
Boyna bölüm atıyorum sıkıcı değil dimi sndbnsnsn sizce hikaye nasıl gidiyor
O zaman sizi hemen bölüme alıyorum keyifli okumalar 💜
----------------------
Dünya dönüyor, zaman akmaya devam ediyordu. Akan her bir kum tanesi benim aleyhimeydi. Okul çıkışları eve bir an önce gidip yeni başladığım diziyi izlemek için acele ederdim. Okul ve evim arasındaki yolculuk bana saatler gibi gelirdi o zamanlar. Yolda giderken sesli dil tekrarı yapardım. Zaman kıymetliydi benim için. Şimdi ise hiçbir değeri kalmamıştı gözümde zamanın. Koskoca on dört ayım heba olmuştu. İlk on iki ayı hücrede son iki ayı ise onun evinde.
Vurulduğum günden bu yana iki ay geçmişti. Uyandığımda oldukça ferah ve aydınlık bir odada seruma bağlı bir şekildeydim. Birkaç gün boyunca bakımım için odaya gelen hemşire dışında kimseyi görmemiştim. Jeongguk'u sorduğumda ise hep aynı cevabı almıştım. BİLMİYORUM.
Benim de işime gelmişti zaten. Aldığım takviye ilaçlar ve düzgün beslenme sonucunda kendime gelebilmiştim. Buradayken eskisine göre daha özgürdüm. Kendime ait büyük bir oda ve banyom vardı. Pencereden bahçeye bile bakabiliyordum. Benim için büyük bir nimetti tabi bu.
Geniş bahçeyi çevreleyen koca duvarların ardında ucu bucağı görünmeyen boş bir arazi vardı. Sayamadığım kadar çok güvenlik görevlisi sürekli vardiya geziyorlardı.
Birkaç gün sonra artık duş almak istediğimde hemşire kızın yardımıyla yıkanabilmiştim. Henüz yaram kapanmamıştı. Hemşire kızı gönderip duştan çıktığımda içerde beni bekleyen alfadan habersizdim. Bornozumu giyip odaya girdiğimde onu görmek kalp atışlarımı hızlandırmıştı. Korkuydu bunun sebebi.
"Çok zayıfsın." dedi öfkeli bir sesle. Tabiri caizse bu lafına götümle bile gülebilirdim. Beni aç bırakıp zayıf olmama kızan bir manyak, aynı zamanda benden bir evlat istiyordu. Göz devirip odadan çıkmasını söyledim.
Onu, sahip olduğu evin odasından kovmam en az onun şu an söylediği sözler kadar saçmaydı. Kısa bir süre beni baştan aşağı süzdü. "Tedaviye başlıyorsun bugün. Hemşirenin sana verdiği ilaçları düzenli kullan. Sorun çıkardığını duymayacağım Jimin. Uslu durursan sana bir sürprizim olacak." demiş ve cevabımı beklemeden odadan çıkmıştı.
İşte bu olaydan sonra iki ay geçmişti. Sağlığıma kavuşmuş epey kilo almıştım. Gerçi dışarıdan bakan biri benim için hala hastalıklı derdi.
Yapılan tetkikler, ultrason sonuçları, aldığım ilaçlar... Tamamı çocuk sahibi olmamı kolaylaştırmak içindi. Hücrede yapılan aşılar kızışma yaşamamı engellemek içindi ve bunun sonucunda hormonal bozukluklara neden olmuştu, şimdide bu hormonal bozukluğu düzeltmeye çalışıyorlardı, çocuk sahibi olabilmem için... Geçen her gün aleyhimeydi. Bedenim iyileştikçe ruhum hastalanıyordu. Konuşabileceğim tek kişi hemşire iken canım onunla da konuşmak istememişti. Burada esir tutulduğumu çok iyi biliyordu. Gözümde o şerefsizden farkı yoktu hiçbirinin.
Cama vuran yağmur damlalarının sesi mayıştırırken vücudumu gözlerimi yumdum. Gece yarısını geçmişti saat. Uyku düzenimi yerine oturtamamıştım hala. Gece sık sık uyanıyordum. Neyseki ışıkları kendim istediğim zaman açıp kapatabiliyordum.
Ardından yatakta hissettiğim ağırlıkla hızla sol tarafıma dönmüş, karanlıkta gördüğüm silüet çığlık atmama neden olmuştu. Ağzıma kapanan elle yatakta debelenmeye başladım. "Şşşt benim bağırma. Elimi çekiyorum." dedi nefret ettiğim sesin sahibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Moarte | Jikook
Hombres Lobo"Tut ki ahlaksızım, kasıklarında çizdiğim daireden sana bir ev yaparım..." - "Beni neden kaçırdın ve neden bunca zamandır esir tutuyorsun?" İki dudağının arasından çıkacak sözler değiştirecekti belki de kaderimi. Eliyle çenemi tutup yüzümü yüzüne ya...