İKINCİ ADIM

19 2 2
                                        

Zor geçen günleri olur insanların,zor anları ve zorluklarla dolu anımsamaları...
Elleriyle dokundu yanıklarına Neva,
Ayakları bilekleri hatta baldırına kadar yanıklar...
Acı tarifsizdi küçük yaşına göre,umudu yitik ve hüznü yüz yıllık gibiydi.
Ayağa kalkacak ne hali ne de cesareti  vardı,üstelik imkansızdı.
Yürüyemeyeceğini ve bu yüzden okulada gidemeyeceğini düşünüyordu içten içe.
Düşünmektede haklıydı,aynı endişe ve korkuları olmasa da Firuzan'da üzülüyor ve Neva'nın okulu için endişeleniyordu.
Firuzan iyice tek kalmıştı ve daha da çaresiz hissediyordu.
Sabah uyanıp okulun yolunu tuttu,Pullusunun kaydını yapıp yavaş adamlarıyla hızlıca eve doğru geldi.
Neva'ya da müjdesini verdi üstelik.
Geceli gündüzlü Neva'nın yanıkları ile ilgilenen Firuzan acınacak haldeydi,yaralar daha iyileşmemişti,üstelik okullar haftabaşı açılıyordu. İlk başta göndermemeyi düşündü,çaresizce,
Sonra sırtına vurup okulun yolunu tutmayı...
Hafta başladığında yaşıtları okulun yolunu tutarken Neva bir yük gibi sırttan sınıf sıralarına zar zor gelebilmişti.
Haliyle İlk günüydü okulun ve çocuklar öğretmenleriyle tanışıyordu.
Ögretmen; sırayla adın ne,soyadın ne,kac kardeşsiniz...
Devam ederken sıra Neva'ya  geldi
...sorular sorular sorular
Ve nihayetinde
Öğretmen Neva'nın durumunu anlamıştı.,diğer arkadaşlarıyla iletişim ve arkadaşlık kuramaması ihtimalinden de endişeliydi.
Tanışmadan sonra Öğretmen Sema ara verdi ve herkes dışarı koşuştu,Neva dışında...
Sema herkes çıktıktan sonra Neva'nın yanına yaklaşıp oturdu.
Sonra bir tebessüm ve sorular...
+Adın Neva mı?
-Evet öğretmenim.
+Ne oldu sana,Neva?
-Öğretmenim,sıcak su döküldü.
+Geçmiş olsun canım,nasıl oldu ki?
-Ateşin içinden bir an sesler duydum,annemin adını;Reyhan! Reyhan! diye bir ses duydum.
Sonra birden korkup elimden düşürdüm güğümü,sonrasını hatırlamıyorum.
+Nevacığım,ağır olduğu için kaldıramayıp üzerine dökmüş olabilir misin?
-hhh hayır Öğretmenim,hep kaldırıyordum önceden.

Sema,Neva'nın durumunun iyi olmadığının farkındaydı artık ve tekrar ders başladı.
İlk günü olduğu için kısa kesip herkesi evine gönderdi Sema Öğretmen,Neva hariç...
Okula doğru keçiler önünde yürüyordu Firuzan,
Yaklaşıp Neva'yı alıp öyle geçecekti.
+Teyze bakar mısınız?
-Buyrun hoca hanım.
+Siz Neva'nın velisisiniz sanırım.
-Evet kızım,Neva torunum olur,İlk günden bir terbiyesizliği mi oldu acaba?
-Hayır efendim,yanıkları ile ilgili bir şeyler anlattı,size söylemem gerektiğini düşündüm.
+Buyur Öğretmen kızım.
-Teyzeciğim; Neva ateşten annesinin adını ona söyleyen bir ses işittiğini ve korkudan güğümü üzerine döktüğünü söylüyor.
+Kızım;Annesi onun doğumunda öldü,babasıda üç sene evvel,
Çocuk işte,hep annesini babasını sorup dururdu zaten.
+Anladım,teyzeciğim.
Başınız sağ olsun. Üzüldüm.
Neva'ya dikkat etmeniz gerekecek bi süre.
-iyi günler hoca hanım.
Ediyorum ama artık yaşlı ve yorgunum.

Neva sırtta,keçiler önde evin yolunu tuttu Firuzan.
Yolda kara kara düşünürken,öğretmenin dediklerini sordu Neva'ya
Aynı şeyleri daha önce duymuştu Neva'dan ama on gün geçmişti,Neva'nın o an  için söylediği bir çocukça hayal olarak görüyordu ama Neva aynı şeylerde diretiyordu.
Günler geçip okulun ilk haftası biterken   Neva'nın yanıkları iyiyleşmişti biraz daha. Firuzan cesaret verip Neva'yı kaldırdı ayağa biraz sızlandı direndi ama nihayetinde kalkabildi.
Fazla ayakta duramıyor,yürüyemiyordu hala ama daha iyiydi.
Sonrada ahırın kapısına kilit vurmak için dışarı çıktı ve uzun bir süre gelmedi,
Neva seslendi;
Neneee!
Neneee!
ama ses yok...
Sonra karnı üstünde yuvarlanıp evin kapısını açıp eşikten  baktı,
Birden uzanan nenesini karşısında görünce fırladı ayağa,bir adım ve ikinci bir adım daha...

HEYHATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin