Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||

{29}

Bir çeşit labaratuvara geldik.
Labaratuvar oldukça parlak renklere sahipti.

Ama yukarıdan sesler gelip duruyordu.
"Ama bu nasıl olur ??" Dedi robotik bir ses.
"B-bilmiyorum. B-bu ç-çok s-s-saçma. " dedi başka kekeme bir ses.

G derin bir nefes aldı.
"Hey Alphys. Hemen buraya gel." Dedi biraz bağırarak.
Alphys denen kişi birden sıçradı ve aşağı paytak ayak sesleriyle indi.

Aşağı inince sarı bir dinazorla karşılaşmayı pek beklemiyordum.
Alphys aşağı inince önce bana ardındanda bu diğer zırhlı kişiye baktı.

"U-UNDAYNE !!!!!!" Dedi ve koşarak ona baktı.
Elini onun vücudunda gezdirdi.
"Ç-çok s-sıcak. Mettaton v-ve d-diğer i-insan . B-benimle ge-gelin. " dedi ve hep beraber içeri bir odaya geçtik.

Bir robot onu bir çeşit masaya yatırdı.
Sonrada bana baktı.
"Gel tatlım. " dedi . Ona doğru yaklaştım.
"Şurdaki bağlantı yerlerini görüyor musun ?" Dedi kemer tokasında bir kısmı göstererek.
"Şey evet." Dedim başımı sallayarak .

"İşte tam oradaki kemer tokasını aç ve orda bulunan garip demir parçayı diğer yana çek. " dedi .
Dediğini yaptım.
Kemer tokasını çıkardım . Ardındanda o metal parçayı gördüm.
Onu diğer tarafa ittirdim. 

Bir tık sesiyle açıldı.
Robot gitti ve zırhı onda çıkardı.
Geriye siyah atleti kalmıştı.
Sonrasında ki altındaki kalan parça zırhları çıkardık. Geriye sadece kot pantolonu ve botları kalmıştı.

Aslında oldukça da güzeldi
Robot kafasındaki tokayıda çıkardı.
Toka çıkınca saçları her yere çok gür bir biçimde dağıldı.
Oldukçada güzel bir görüntüsü varmış . Bir gözü yaralıydı. Ama  yinede çok güzeldi . Ona tam bir savaşçı ruhu aşılamıştı.

Birden bir su tankı geldi .
Alphys bunu getirmişti.
"P-pekala. O-onun kı-kıyafetlerinide sö-sökün." Dedi .
Dediğini yaptık.
Artık sadece çamaşırlarıyla duruyordu.

"Hadi tatlım. Ben burdan sonrasını anlatayım. " dedi robot ve onun kollarından tuttu . Bende ayaklarından tuttum.
Biraz ilginç bir histi .
Onu kaldırdık. Sonrasında bizde masaya çıkıp koca tankın önüne getirdik .

"Ah bu arada tatlım adım Mettaton ." Dedi ve onu tankın içine attı .
Ben şaşkınca kalakalmıştım.
"Merak etme . O bir balık . Anlarsın ya ." Dedi Mettaton.

Biz aşağı indik.
Bir süre bekledikten sonra birden suyun içinde kırmızı saçlarıyla o balık kadın çıktı.

Birkaç kere nefes aldı.
Sonrasında bize baktı.
"Neler oluyor ? Yine mi fenalaştım. " dedi balık kadın.
"U-undayne. S-sakin ol. S-sadece ö-önlem için ." Dedi Alphys.
Adının Undayne olduğunu öğrendiğim kişi sudan kendine baktı.

"Olmamış böyle Alph. Tamamen soysaydın ." Dedi Undayne.
Alphys kızarmaya başlayınca istemeden güldüm . 
O an bütün dikkatler bana döndü.

Ah be Frisk.
"Dur biraz . Seni hatırlıyorum . Sen G ile kaçan kişisin. Ama sen insansın ???" Dedi Undayne.

Gergince güldüm.
"Heh. Şey. Bu biraz uzun bir hikaye. Ama seni orada öyle bırakamazdım." Dedim hemen.
Undayne bana şaşkınca baktı.
"Beni sen mi kurtardın ?" Dedi Undayne .

Ben başımı salladım.
"Oh . Bunu beklemiyordum. Hayatımı kurtardığın için teşekkürler şey .  .  ." "Frisk ." Dedim hemen .
Undayne elini uzattı.
Bende elimi uzattım ve el sıkıştık.

"Şimdi . Mümkünse dışarı çıkar msınız? Üzerimi giyinmem lazım ." Dedi Undayne.
Biz hemen o giyinsin diye dışarıya çıktık.

G'nin gözünden

Onlar içeri gidince Papa döndüm.
"Pap ne yapıyorsun? Zaten saray muhafızısın daha ne ?" Dedim merakla.

Pap derin bir nefes aldı.
"Sadece . . . Ben çok sıkıldım abi. O masallarda bahsettiğin güneşi merak ediyorum artık.
Sadece tek ruh ve iş bitecek. Ayrıca amacım onu öldürmek falan değildi. Asgoreye götürmek ve belki Charanın yapamadığını birlikte yapabilirler demiştim." dedi Pap.

O an bir gülümseme geldi yüzüme. Ne olursa olsun Pap yine aynı Pap .
"Pap . Sen bir dahisin. Bana güzel bir fikir verdin." Dedim hemen.

Pap bana gülümsedi.
Ama birden kapının açılma sesi duyuldu.
Oraya bakınca hiç beklemediğim birşey oldu.
Chara ve Asriel içeri girmişlerdi.

"Hey G. Hey Pap . Vay be. Sizi burda beklemiyorduk." Dedi Asriel gülerek.
Ben biraz şaşırsamda hiçbir şey olmamış gibi davrandım.

"Aynı şey bizim içinde geçerli . Burda ne yapıyorsunuz? " dedim merakla .
"Annemin yanına geri dönüyoruz. Babamı ziyarete gitmiştik ."  Dedi Chara hemen.

Ben öyle kaldım.
"Bu saatte " dedim hemen.
İkiside başını salladı.
"CHARA İNANAMAYACKSIN. SANA BİR ARKADAŞ BULMUŞ OLABİLİRİZ." Dedi Pap birden .

"Pap şşşşş. " dedim panikle onu susturmaya çalışarak.
Chara şüpheyle bana baktı.
"Bir dakika ne ? Yoksa . . . Yoksa bir insan mı var ?!?!?" Dedi şaşkınca .

Ben reddetmek için çaba sarf ettim. Ama olmadı.
Çünki tam o anda kapılar açıldı.

Friskin gözünden

G nin yanında bir kız vardı. Birde keçi.

Kız kırmızı gözleriyle bana baktı.
Yüzünde bir gülümseme oluştu ve birden bana çok hızlı koştu.
Ben kaçmaya çalıştım ama beni duvara çarpıp boğazımada bir bıçak dayadı.

Bana şeytani bir gülümseme attı.
"Seni şurada öldürmemem için bana bir neden söyle. " dedi Kız bana korkunç bir yüzle bakarak .

Ben birden panikledim ve saçmaladım.
"D-dur . Bence bunu konuşarakta halledebiliriz . Daha dünyanın bir çok tarafında denemediğim bir sürü çikolata var ." Dedim . Ben ne dedim ya.

Kız bana ciddi bir bakış attı.
Ama ardından gülmeye başladı.
"Pfffft hahahahahahahha. Bu kızı sevdim . Onun kılına dokunanı öldürürüm." Dedi ve bıçağını geri pantolonuna koyup elini uzattı.
"Ben Chara . O keçide Asriel." Dedi Chara.
Asrielde el salladı.
Gülümsedim.
"Ben Frisk. Şey. Gözlerin gerçek mi ?" Dedim merakla.

Chara başını salladı.
"Hemde orjinal tek kırmızı göz . " dedi Chara.

Ben olaylara anlam vermeye çalışırken Undaynede geldi.
"Vay vay vay. Demek Chara ve Asriel de burdaymış. " dedi Gülerek.

"Sanada merhaba Undayne." Dedi Asriel hemen .
Onlar konuşurken bende diğerlerine takıldım.

Biraz bu ortama alışmıştım.

En son artık bütün geceninde uykusuzluğundan ayakta uyumaya başladım .
G yanıma geldi .
"İstersen köşeye geç . Yoksa düşeceksin." Dedi G .
Ben gülümsedim ve onunla beraber bir kenara geçtik .
Onlarda başka kenarlara geçmişlerdi .

Ben öylece başımı yasladım.
Ama birden bir el başımı G ye yasladı.
"Sorun değil. Rahatına bak . " dedi G .
Bende istemeden gülümsedim ve vücudum rahat bir uykuya çekilmeye başladı. . .