Asma Kilidin Anahtarı (Echotale) ||frans||

{43}

Sabah uyandığımda biraz sersem gibiydim.
Neler olduğunu pek çözemedim .

Ama birden dün gece olanları hatırladım .
Offf ayıkken bile nasıl böyle bir şey yaptık?

Ama buna rağmen gülümsedim. Unutamayacağım bir gün hatta gece oldu .
Yataktan dikkatle kalktım ve üstümü giyip odadan çıktım.
Mutfağa doğru ilerledim ve bir bardak su alıp içtim.

Suyu içince biraz hava almak için balkona çıktım.
Balkona çıkınca temiz hava evi bir güzel doldurdu.

Ben balkona çıkıp güneşin vücudumu ısıtmasına izin verdim. Ama bu çok kısa sürdü. Birden gözüme bir ışık hüzmesinin girmesiyle yere baktım.
Oh . Doğru.

Şu gizemli küçük kutu.
Kutuyu elime aldım. Bu sefer paketi açmakta kararlıydım .
Paketi kendime değilde karşıya tuttum ve açtım.

Bir süre birşey olmasını bekledim. Ama olmayınca yavaşça paketi kendime çevirdim  . İçinde kırmızı kâğıtlar ve ortada da bir mermi kolye vardı.

Kolyeyi dikkatlice elime aldım ve biraz inceledim.
Bir dakika. Birden mermiyi avcuma aldım ve ağırlığına baktım.

LANET OLSUN BU GERÇEK !!!!!!!!

Tamam . Sakin ol Frisk. Alt tarafı elinde gerçek bir mermi tutuyorsun.
Derin bir nefes aldım ve kolyeyi boynumda tutum ve banyoda bulunan aynaya koştum.

Görmek istediğime emin değilim. Ama yinede aynaya baktım.
S*ktir.
Birden korkuyla geriledim.
Kolyenin boyu tam olarak göğsümde, kalbimle aynı hizadaydı. 

Bu bir tesadüf olamaz. Bunu biri bilerek yapıyor. Gerçi o biri konusunda da tahminlerin var.
Yinede hemen mutfağa gittim ve kutuyu elime aldım.
Belki birşey bulabilirim.

Kutudaki kağıt parçacıklarını çıkardım ve içine baktım.
Burda yoktu . Hemde hiçbir şey yoktu.
Birden kutunun yerde duran kapağına baktım.
Dur biraz. Olabilir mi ? 

Kapağı elime aldım ve biraz inceledim.
Ama üstünde birşey yoktu. Bende altını açtım. Altını açınca kendimi tekrar geriye atmak istedim . Ama tezgaha tutunarak bu sorunu çözdüm.
Tam da tahmin ettiğim gibi burda bir not var .

"Doğum günün kutlu olsun Frisk . Umarım bu yıl seni cennet gibi bir yıl bekler." Yazıyordu ve cennet kısmı kan kırmızısı bir mürekkeple yazılmıştı.
Evet cennet gibi bir yıl.  Şuna desene oraya varana kadar Cehennem .

Ben olanlara bakarken birden bir ayak sesi duydum. Bu G olmalı. Hemen herşeyi topladım ve kutuyu cebime attım.

Tam bunu yaptığım sırada G içeri girdi.
Bana gülümsedi ve yanıma gelirken konuştu.
"Günaydın. Nasılsın ?" Dedi yanağıma bir öpücük verirken.
Ben gülümsemeye çalıştım.

"İyi. Bilirsin işte. Sabah ve açım." Dedim gülerek.
G de benimle beraber güldü ve beraber kahvaltı hazırlamaya başladık.

Kahvaltı hazırladıktan sonra direk oturduk ve yemeye başladık.
Yemek yerken ama sürekli dalıyordum.  O mermiyi gördüğüm andan beri rahatsızım gerçi .

Bunu saklamaya çalışsamda aklıma geldikçe titremeden edemiyorum .
Tabi bu hareketlerim G nin dikkatini çekti.
"Hey Frisk. Sen iyi misin ? Hayalet görmüş gibisin." Dedi merakla.
Ben ona baktım.
"Şey. Evet. Ben iyim merak etme." Dedim hemen.
Ama G bana inanmadığını belli eden gözlerle baktı.
"Frisk ?" Dedi hemen.

Ben derin bir nefes aldım.
"İyi tamam ." Dedim ve cebimdeki kutuyu ona attım.
G kutuyu aldı ve içini açtı.
Birden onunda gözleri büyüdü.
Mermi kolyeyi çıkardı ve bana baktı.
"Sadece bu da değil. Kapağın arkasına bak." Dedim .

G kapağı aldı ve içine bakıp yazıyı okudu .
Yüzü sinirli bir hal aldı . Elini sertçe yumruk yaptı.

"G. Bir tahminin var mı ?" Dedim biraz onun sinirinde tırsarak.
G bana baktı.
"Senin var mı ?" Dedi imali bir bakış atarak. Ben anladım.
Başımı hemen salladım .

G de aynı şekilde başını salladı.
"Sanırım Ebott dağına gitsek iyi olur. Burda güvenli değiliz." Dedi ve beraber hızlıca kalkıp birkaç parça eşya aldıktan sonra dışarı çıktık ve G nin motoruna atlayarak Ebott dağına doğru sürmeye başladık.

Ebott dağına gelince hemen saraya girdik. Dreemur ailesini kahvaltıda yakaladık.
Onlar bize bakarken biz başımıza gelen her şeyi anlattık.

Olayları anlatmayı bitirince Tori ve Chara beni yer altının biraz daha derininde bulunan ve koruması olan bir yer olan Undaynenin evine götürdüler.

G ve diğerleride olayları daha detaylı anlamak için bir çeşit toplantı odasına doğru gittiler.

Bir süre sonra Undaynenin evinde kendime gelmeye çalışıyordum.
Düğünden önce bunlar olmak zorunda mı?
Chara bana bir su verdi . Suyu onun elinden aldım ve bir dikişte içtim.

"Anlamıyorum ." Dedim birden.
Chara ve Undayne yanıma oturdular .
"Bir gece önce her şey çok güzelken bir gece sonra herşey nasıl kötü olabiliyor ya ?" Dedim bıkkınlıkla.

Chara ve Undayne sırtımı sıvazladı.
"Merak etme Frisk. Düğüne kadar dayan. Ondan sonra zorunlu olarak bırakması gerekicek." Dedi Undayne.
Ben ona gülümsedim.
"Teşekkürler Undayne. Biraz rahatladım." Dedim . Sonrasında da Charaya baktım .

Ama Chara bana bir farklı bakıyordu.
Biraz bu şekilde kaldıktan sonra Chara aklındaki soruyu sordu.
"Bir gece önce herşey çok güzel derken ?" Dedi merakla.
Ben ne dediğimi o zaman fark ettim. Yanaklarıma bir sıcaklık hakim olmaya başladı.

Chara ve Undayne birbirlerine şaşkınca baktı.
"Sen ciddi misin ?" Dedi Chara .
Ben inkar etmek istedim .
Ama birşey diyemeden ikiside bir çığlık patlattı.

"Çocuklar. Cidden mi ? Hadi ama ." Dedim panikle.
"Hadi ama Frisk. Belliki birşey olmuş . Ki ben olanları da anladım . Ama neyse . Kurcalamıyorum." Dedi Chara hemen.

Ben derin bir nefes aldım .
Umarım bunun lafını fazla etmezler.
Ben utancımdan ölürken telefonum çaldı.
Telefonumu hemen elime aldım . Arayan G idi .

"Alo G ?" Dedim hemen.
"Frisk . Hadi saraya gelin . Bir iki gün burda kalacağız. Eğer başka bir mesaj gelirse haberimiz olucak." Dedi .
Ben o göremese bile başımı salladım ve telefonu kapattım .

Diğerlerine baktım.
"Hadi gidelim . Bizi bir kaç gün misafir edeceksiniz artık." Dedim ve ayağa kalktım.
Chara ve Undayne de ayağa kalktı.
"Bana gece olan biteni anlatıcaksın ama." dedi Chara hemen.
Ben ona sinirle baktım.
"Chara!!!!!" Dedim sinirle. Chara kollarını teslim olur gibi kaldırdı.
"Tamam tamam sustum." Dedi ve kolunu benim omzuma atıp saraya doğru yürümeye başladık.

Offf tek isteğim şu düğünün en kısa zamanda olması . . .