YALNIZ...

451 46 3
                                    


    Korkuyorum. Düşündüğüm şeyin olmasından... Yalnız kalmaktan.. O benim tek arkadaşım.

    Gözlerim karanlığa iyice alıştı. Ve korktuğum şey başıma gelmişti. Bu Carel'dı. Gözyaşlarımı ciddi anlamda tutamıyordum. Orada sessizce ağladım. Carel ölmüştü ve yalnız kalmıştım. Ama Carel nasıl ölmüştü? Bu hiç dikkatimi çekmemişti. Ayağa kalktım ve Carel'a dikkatlice göz geçirdim. Ben sadece bacağını görmüştüm ama düşmesi ölmeyi gerektirmezdi. Belkide başını vurmuştu. Keşke bağlanmasaydım diye söylendim kendi kendime...

    Yavaş yavaş göz gezdiriyorum. Gözüm direk karnına gidiyor ki çok korkum. Karnı o kadar korkunçtu ki bakarken midem bulandı. Direk oraya eğildim ve kustum. Karnı en az 50 cm boyunda 20 cm derinliğinde büyük ve kanlı bir delik vardı. Resmen bağırsaklarını görüyordum. AMAN TANRIM!! Carel'ı böyle mi görecektim?!! Peki buna neden olan neydi?

    Ben tam bunları düşünürken arkamdan bir ses geldi. Arkamı döndüm ve çalılıklara doğru göz gezdirdim. Bir hırıltı... Bu ses korkmama neden oluyor. Oradan uzaklaşmak istiyorum. Eve doğru gidiyorum ve yola geçiyorum. Çok yorgunum. Uykum var. Midem bulanıyor. Kafam dönüyor. Yıkılıyorum ve bir ışık çarpıyor gözüme. Galiba bir araba... Zar zor görüyorum.

x-x-x-YENİ HAYAT-x-x-x

    Başım dönüyor. Ayakta yada yerde değilim. Yumuşak... Biri yanımda beni uyandırmaya çalışıyor. Kim bu?!! Onu görünce içim bir garip oluyor. Kalbim çarpıyor. Bu hoşuma gitti. ∩__∩

    Hala nerede olduğumu bilmiyorum. Galiba araba...Tam bunları düşünürken bir şeye çarpmış olmalıyız ki acaip sarsılıyorum ve arabanın içinde yuvarlanıyorum. Kafam acıyor. Bir ses, ince... "İyi misin?" Yavaşça kalkıyorum ve onunla göz göze geliyoruz. Tanımıyorum ama çok yakışıklı...

--Ahh!! Kahretsin! Yine mii?
--Neler oluyor Sam?
--Yine üzerimize geliyorlar Edward! Galiba sığınağa 10 dakikalık yol var. Koşmalıyız..
--Ama o yaralı baksana?!!

    Hala beni düşünüyor olması şaşırtıcı... Kim ki bu? Edward... Tanıdık geliyor.. Ahh!! Başım çatlıyor. Kafamı kaldırıyorum ve çarptığımız şeyleri merak ediyorum. Ne?!! Ön cam resmen gözükmüyor. İğrenç! Sanki camın üzerinde adam kesilmiş gibi... Her yer kan!! Başım dönüyor! Neler oluyor? Acaba, yanlış yerde miyim?!

x-x-x-ENDİŞE-x-x-x

    Hala arabanın içindeyiz. Her neye çarptıysak dışarıda ondan onlarca var. Biz içeride oldukça onlar içeri girmek için arabayı daha çok sarsıyorlar. Araba çok kötü durumda... Ön camın her tarafı kanla kaplı ve ben her neye çarptığımızı , neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmiyorum. Ama Edward ve Sam biliyor olmalılar ki çok endişeli görünüyorlar.

--Edward!! Buradan hemen çıkıyoruz. Hazır olun !!

-Ama Sam?!! Delirmiş olmalısın!! Kızın halini görmüyor musun?! Her tarafı kan. Direk onun başına üşüşecekler !!..

--Biliyorum ama başka çaremiz yok! Burada böylece durursak kapıyı kıracaklar. Yolumuz uzun değil zaten. Galiba 10 dakikalık bir yol var . Koşarsak bize yetişemezler. Biliyorsun. Biz onlardan hızlıyız.

-Arabadan nasıl inmeyi planlıyorsun?!!

--Bilmiyorum..

    Arabanın arka koltuğunun en ucuna doğru çekiliyorum. Eve gitmek istiyorum. Bir arabada olmamalıydım. Şuan saat 21:00 gibiyse eğer yatağıma uzanmış hayal kuruyor olmalıydım. Hayallerimde ; kumsalda yakışıklı bir sevgilimle el ele gezmeliydim ya da dünyayı falan geziyor olurdum. Buradaki yaşadığım şeyler kesinlikle bir rüya!

x-x-x-KORKU DOLU ANLAR-x-x-x

    Hayatımın en berbat gününü yaşıyorum. Nasıl bu duruma geldim ki.. Hayat çok acımasız...
Ben bunları düşünürken onlar hala tartışıyor. Birden cama bir şey yapışıyor. Çok fena bir şekilde irkiliyorum ve çığlık atıyorum.

-Ahh! Bu şey de ne?! Bana doğru geliyorlar! 

---Edward! Kızı al. Gidiyoruz.

--Tamam Sam. Bak Alison! Şimdi buradan çıkmak zorundayız. Sakın o şeylerin sana yaklaşmalarına izin verme. Yoksa ölürsün! Hadi gidiyoruz.

-Bir dakika! Ne?!

---3 dediğimde çıkıyoruz. 1 , 2 , 3.

    O şeyler kapıyı zorluyorlar. Araba gerçekten çok kötü durumda.. Her yer kan ve çok pis kokuyor. Edward kapıya bir tekme vuruyor ve kapı açıldı. Etraf kapkaranlık... Hiçbir şey göremiyorum. Neresi burası.. Neden hiç ışık yok?

---Sallanmayın! Koşun!

    Koşmaya başlıyoruz. Arkamızda büyük bir topluluk var ama onları net olarak göremiyorum. Her yerim ağrıyor. Bacaklarım çok yoruldu. Kocaman ince uzun bir şeye takılıp yere yapışıyorum. Aman Tanrım!!? Bu da ne böyle!? Bu bir insana benziyor. En azından öyle tahmin ediyorum. Sanki bir hayvan parçalamış gibi görünüyor. 

    Edward hemen beni kaldırıyor. Resmen şoktayım. Sam önden koşuyor. Biz arkadayız.

-Söyler misin? Sen kimsin ve neredeyiz? Neler oluyor?!

--Vakit yok! Gidince her şeyi anlatacağım. Onlar hala peşimizde!

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin