°Arayış°

48 9 0
                                    

   Edward'tan

   Onu arabada tek başına bırakmak istemezdim. Hala ortalık çok tehlikeli. Aylaklar her yerde. Bir de onlar yetmezmiş gibi insanlar da vahşileşti. Yiyecek, içecek, barınma sıkıntıları olduğu sürece bu devam edecek.
   Sam önden, ben de onun arkasında AVM ye girmek üzereydik. Sam kapıda durdu ve içeriyi dinledi.
-Iceride aylaklar var. Iki tanesinin seslerini duyabiliyorum. Eğer daha fazla varsa bizi gördükleri anda hepsi üzerimize çullanacaktır. Biz kaçabilsek bile Alison'u kesinlikle kurtaramayız. Zaten baksana, kapıyı zincirlemişler.
   Sam kapıyı göstererek surat astı. O değil de ciddi ciddi AVM yi kapatmışlardı. Bunu neden yapar ki bir insan? Bırakın da yararlanalım , değil mi ama?

   Alison'dan

   Onlar kapının önünde konuşurlarken ben de onları izliyordum. Neyi konuşuyorlardı ki? Artık girmeleri gerekiyordu. Çok meraklı olmaktan nefret ediyorum ama gidecektim yanlarına.
   Arabadan indim ve yanlarına gittim. Edward beni görünce koşarak yanıma geldi.
-Ne oldu? Ne yapıyorsun burada? Arabaya geri dön Alison.
-Neden girmediginizi merak ediyorum. Ne oldu?
   Sam elindeki tüfekle koca kilidi gösterdi.
-Başka bir giriş biliyorum. Babam bu AVM de çalışmıştı. Arna tarafta bir depo girişi var.
   Sam ve Edward birbirlerine bakıp gülümsediler.
-Hadi,o zaman neyi bekliyoruz? Havanın kararmasına az kaldı. Burası aylak yuvası olacak. Hızlı olmalıyız. Alison,lütfen bize yolu göster.
   Sam böyle dediğinde Edward gözlerini kocaman açtı ve Sam'e ters ters baktı. Sam de 'yapacak bir şey yok' edasıyla Edward'a baktı.
-Onu tehlikeye atmayacağımızı söylemiştik.
-Birşey olmayacak.
-Edward, yeter. Kendi başımın çaresine bakabilirim. Ben bir avcı kızıyım.
   Egolu bir tavırla konuşmuştum. Ellerimi de belime koyunca tam bir ikoncan olmuştum. Edward gülerek başını iki yana salladı.
-Olmadı Alison. Beceremedin, dedi gülümseyerek.
-Şapşal şey, dedim gülerek ve depo kapısına ilerledik.
   Depo kapısının önüne geldiğimizde Sam beni geri çekti.
- Arabaya git Alison. Buradan sonrası tehlikeli. İçeride ne olduğunu bilmiyoruz.
-Lütfen.. Ben de yardım etmek istiyorum. Siz aylakları hallederken ben de malzeme toplarım ,olmaz mı?
   Edward kesinlikle istemiyordu. Bakışları çok dik ve sertti. Beni gerçekten önemsiyordu. Onu kırmak istemiyordum. Derin bir nefes verdikten sonra;
-Tamam Edward. Sen kazandın. Arabaya gidiyorum, dedim yüzüne yaklaşarak.
   Yüzü yumuşamıştı. Bu hoşuna gitmiş olmalı ki güldü ve yanağımdan hızlıca öptü. Arkasına döndü ve;
-Arabada yaramazlık yapma küçük hanım. Yoksa seni ısırırım, diyerek depo kapısına yaklaştı. Başımı salladım ve arabaya yöneldim. Gidiyordum ama sanki her şeyi unutmuş gibiydim. Kendi kendime gülüyor ve Edward' ın beni öptüğüne inanamıyordum. Tamam, abartmayayım. Yanağımdan öptü ama yine de öptü, değil mi? Öptü!

   Edward'tan

   Bana o kadar çok yaklaşmıştı ki , dudaklarından öpmemek için kendimi zor tutuyordum. En sonunda dayanamadım ve yanağına bir öpücük bıraktım. Bu onu utandırmış olacak ki başını öne eğip gülümsedi. Arkamı döndüm ve arabaya gitmesini söyledim. Gerçekten çok tatlı bir kızdı. Ama suan onu düşünecek vaktim yok. İçeri girmeliydik.
   Sam bana doğru bakarak güldü.
-Ne var? Neye gülüyorsun?
-Keske onu sevdigini bana söyleseydin. Bu kadar yakışıklı olmazdım.
-Ha ha ha.. Komik seni.
   Ilk defa Sam'in bu kadar güldüğünü görmüştüm. Genelde sert bir yapısı var. Kalıplı vücuduyla resmen 'bana bulaşma' diyor. Dost olmasak ondan korkardım açıkçası. :)
   Kapıya iyice yaklaştık. Sam elindeki silahın mermilerini kontrol etti. Bende belimdeki silahı çıkardım ve gardımı aldım. Girmeye hazırdık.

FISILTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin