4.BÖLÜM

1K 95 44
                                    


Kafamı cama çarpıp ses çıkartan yağmur damlalarına çevirdim, sanki yeryüzünden tüm kötülükleri silmek istermişcesine dökülüyorlardı bulutlardan.Babam Azkaban'a gönderildiğinde yalnız kalmıştım kalıcak bir evim yoktu olsa bile kalamazdım 5 yaşında bir çocuktum, beni babamdan ayırdıklarında yetimhanede kalmaya başlamıştım. Bana çok iyi davranan iyi orta yaşlı bir görevli vardı, bana çok iyi bakardı bazı geceler masal bile okurdu. Babamla geçiremediğim günleri belki onunla telafi ederim diye düşünüyordum ama yanılmışım o sadece avının tuzağa düşmesini bekleyen bir avcıydı.

Yine karanlık yağmurlu bir gündü yurtta ki tüm çocuklar uyumuştu ben uyuyamamıştım, acaba annemin kokusu nasıldı veya sesi?
Açılan kapının sesini duyunca irkildim, o gelmişti.Yine aynı şeyi yapmaya başladı ama bu sefer daha farklıydı masum değildi küçük olmama rağmen bunun farkındaydım ve sonraki dakikalar..
benim hayatımın en berbat dakikaları, ama dakika sürmemişti çırpınışlarım sanki yıllar geçmişti. İri bedeninin altında ki küçük bedenim çırpınıyordu, o kocaman pis elleri ile ağzımı kapattı bağırmamam için, bedenimi susturmuştu peki ya ruhumu? onu unutmuştu, onu susturamadı, o çığlık atıyordu.

Kendimi zorlayarak yanı başımda duran küçük masanın üstünde ki gece lambasını aldım, vurabildiğim kadar kafasına vurmaya başlamıştım çünkü daha fazla dayanacak gücüm yoktu.
Başarmıştım bayılmıştı, ellerime baktım o kadar çok titriyorlardı ki, saçlarım dağılmıştı, onun ördüğü saçlarım...

Koşarak binadan çıktım, kaçtım. Koşmaya çalıştım ama titreyen bacaklarım bunu engelliyordu, kaçmak zorundaydım çünkü tekrar oraya dönmek istemiyordum.Kafamı kaldırdım karanlık gökyüzüne baktım, işte o zaman tenime değen her su damlası benim için daha değerli olmuştu.Bir ağacın altına oturdum dizlerim artık beni taşıyacak güçte değildi, ağladım hemde çok, annemi istedim, babamı istedim ve hayat ben unutmaya çalıştıkça hatırlattı.

"Hey sana diyorum, beni duymuyor musun?"

Hızlıca kendime gelip Draco'ya döndüm bana ders anlatıyordu bahçede ki meydan okumadan sonra kütüphaneye gelmiştik.Ama benim zaten amacım ders öğrenmek değildi çünkü zaten biliyordum, Hermione yüzünden bir konu ilerideydim benim amacım Draco ile vakit geçirmekti.

"Dalmışım."

"Bak ben anlatırım ister anlarsın ister anlamazsın, umrumda bile değil."

Yine tiksinir bir ifade ile bana bakıyordu.

"Bugünlük bu kadar yetmez mi? yoruldum."

"Ciddi misin? çünkü daha yeni başladık, bu kadar tembel olduğunu bilmiyordum."

Ona laf yetişterecek keyfim bile yoktu, hiçbir şey demedim önümde ki kitaba döndüm ama sadece baktım sonra aklım yine aynı şeyi yaptı beni sürükleyerek geçmişime götürmeye çalıştı.

"Neyin var senin?"

Yağan yağmura baktım, o an yıllardır içimde tuttuğum bu yükü salmak istedim, ona anlatmak istedim ama Draco bunu öğrenmesi gereken son kişi bile değildi.

"Yok bir şeyim,bunu bugün burda bitirebilir miyiz?"

"Tamam benim canıma minnet."

Yüzümü inceliyordu,neden birden canım sıkıldığını anlamaya çalışıyordu ama bu Draco Malfoy'du umrunda olmazdı bile.
Kitapları toplayıp, benim olanı alıp aşağı indim o da peşimden iniyordu. Gryffindor ortak salonuna gidebilmem için bahçeden geçmem gerekiyordu ama ben yağmurla yüzleşmek istemiyordum tekrardan aynı şeyleri hissetmek istemiyordum.
Durdum ileriye adım atamadım yağan yağmurun dinmesini bekledim,sanırım Draco bunu fark etmişti yanıma yaklaştı ve tam yanımda durdu ikimizde binanın altında yağan yağmuru izlemeye başlamıştık.

"Ne o Black yoksa yağmurdan mı korkuyorsun?"

Evet korkuyorum.

"Hoşlanmıyorum."

"Çenen mi kapandı senin bana mı öyle geldi."

Lütfen git, lütfen... yoksa birazdan içimde ki bulutlar yağmurlarının yanaklarıma kavuşmasına izin verecek.

"Draco söz tüm gün konuşup başını ağrıtacağım ama o gün bugün değil, şimdi değil."

"Hadi ya"

O an birden kolumdan tuttu ve beni sığındığımız binanın altından çıkardı, elimde ki kitaplar düşmüştü ve biz ıslanmaya başlamıştık, konuşamıyordum sadece baktım ıslanmaya başlayan ellerime,vücuduma.
Draco'ya baktım ben acı çekiyordum ama onun hoşuna gidiyordu,kısa bir süre gözlerinin içine baktım ve yüzünü sert bir tokadı yapıştırdım. Gözlerimde ki yaşlar daha fazla dayanamamıştı.

"Sen iğrenç bir insansın."

Konuşmasına izin vermeden koşarak arkamı döndüm ve yatakhaneye çıktım, ağlamalarım hıçkırıklara dönüşmüştü kimse duymasın diye banyoya girmiştim, ağzımı kapattım.Aynanın karşısında ki kıza baktım dışarıya güçlü gibi görünen bir zavallıydı. Sıcak suyu açtım ve altında saatlerce oturdum.

Akşam olmuştu nerdeyse, duştan çıktım ve siyah kıyafetlerimi giyinip yatakhaneden çıktım, yemekhaneye indim herkes orda olmalıydı, yağmur dinmişti. Yemekhaneye girdiğimde Harry'lerin yanına doğru yürümeye başladım gözlerim tesadüfen Draco ile kesişti bana bakıyordu, oysa ben şimdiye kadar gelip ona tokat attığım için kızmasını beklemiştim gerçi zaman bırakmamıştım. Hermione'nin yanına otırdum.

Hermione:Sonunda bizi hatırladın

"Herm lütfen böyle yapma, ben sizi hiç unutmadım ki."

Harry:Takma sen onu her zaman böyle hem sen ne yaptın neler konuştunuz?

"Önemli bir şey konuşmadık,Draco cephesinde de hala elde edilir bir şey yok."

Ron:Canın mı sıkkın senin?

"Hayır gayet iyiyim, uykum var biraz."

Yemeklerimizi yemeye başladık acıkmıştım ama yemek istemiyordum nasıl bir ikilemdi bu? Draco'ya baktım önünde ki tabağı karıştırıyordu, kafasını kaldırmıyordu. Bugün yaptığı davranış gerçekten iğrençti evet bilmiyordu ama istemediğim halde yapması sinirimi bozmuştu. Yarın yine hiçbir şey olmamış gibi kalkacaktım mutluymuşum gibi, kimse bizi tanımıyordu onlar sadece bizim görmelerine izin verdiğimiz yüzleri görüyordu,düşündüm acaba Draconunda böyle üzüntüleri var mıydı, bize zorba yüzünü göstermeye mi çalışıyordu? yoksa böylemiydi?

"Ben doydum çıkıp erkenden uyusam iyi olur, iyi geceler."

"iyi geceler"

Yemekhaneden çıkarken bilerek Draco'ya bakmamaya çalıştım, merdivenlerden kitaplarımı bahçede düşürdüğüm geldi.

"hay sikeyim!"

Geri dönsem bile kitapları kullanamazdım çünkü yağmur ve çamura batmışlardı, kütüphaneye gidip yenilerini bulmam lazımdı zaten dersine girmiyordum bari kitabım olsaydı. Yönümü kütüphaneye doğru çevirdim yaklaştığımda Draco'nun bana seslenmesiyle durdum.



yazmak gerçekten zor işmiş elim koptu saatlerdir yazıyorum ve biraz karanlık bir bölüm oldu sankii
neyse sizi seviyoreee

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin