22.BÖLÜM - YARALAR

596 50 133
                                    

Suratımı yakan güneş sayesinde uyandım, yağmurlu havalar bitiyordu sanırım. Yataktan çıkmak istemedim çünkü bu sefer bundan zevk alıyordum, yüzüm gülüyordu.Draco'yu görücek olmakta beni mutlu ediyordu cidden aşık olmuşsun kızım.

Yataktan koşa koşa çıktım ve camı açıp derin bir nefes aldım. Bulutlarda mı gülüyordu yoksa mutluluk mu çarpmıştı?
Dolaba doğru ilerlerken masamın üzerindeki kutuyu gördüm. Kutuyu incelemeye başladım kimdendi ki? not olmalıydı. İçini açtığımda bir kolye gördüm, ucunda sirius yıldızı şeklinde bir taş vardı. Elim direkt kutunun içindeki nota gitti.

"Hayatımdaki güneşe, onun çok sevdiği yıldızı hediye etmek istedim. Günaydın sevgilim."

Sirius yıldızının olması çok inceydi, her yerimden vurulmuştum. Her şey rüya gibiydi, biticek diye çok korkuyordum.
Zıplar adımlarla hemen üstümü giydim aynı zamanda şarkılar söylüyordum. Saçlarıma daha çok özendim tadını çıkara çıkara uğraştım kendimle. Hazır olunca odadan çıktım ve Hermione ile karşılaştım.

"Günaydın Herm!"
İçimden sarılmak gelmişti,öyle yaptım.

"Günaydın. Niye bu kadar mutlusun?"

"Draco'yla her şey çok güzel gitmeye başladı ondan sanırım."

"Güzel. Plan iyi gidiyor yani?"

Tüm mutluluğum boğazımda kalmıştı.

"Bende sizinle bu konu hakkında konuşmak istiyordum."

"Sonra konuşuruz benim ufak bir işim var, sende diğerlerinin yanına gidiyorsundur zaten. Hoşçakal Lilith."

Anlamamıştım aramıza soğukluk mu girmişti ama sanmıyordum biz kardeştik.

Artık kafamı bulandırmak istemiyordum o yüzden moralimi bozmamaya çalıştım ve ortak salona indim.Pansy'leri görünce direkt yanlarına oturdum.Draco yoktu.

"Günaydıın!"

"Oo günaydın Black hanım."

"Black hanım mı?"
İlk defa duymuştum, komik gelmişti.

"Pardon, Malfoy mu demeliydim?"

"Pansy!"

Omzumla hafifçe dürttüm. Adrian ve Blaise çok dikkatli bir şekilde konuşuyorlardı. O an gözümün önüne Fred ve George'nin pür dikkat yumurta tokuşturdukları zaman geldi.

Biri başımı hafifçe kaldırarak öptü. Kimin olduğunu kokusundan anlamıştım zaten.

"Naber?"

"Biz iyiyiz ama bu kız çok çok iyi uyanmış nedense."

Bazen sadece Pansy'nin susmasını istiyordum. Başımı eğmiştim.

"İşe yarayacağını bilseydim galaksiyi alırdım."

Kulağıma fısıldamıştı.Ona döndüm ve bende sessizce konuştum.

"O beni bu kadar mutlu etmezdi."

Dudaklarını alnıma yaklaştırdı ve konuştu.

"Sana hayatının en güzel haftasını yaşatacağım sevgilim."

Gülümsedim, gülümsedi.

Sonrasında yemek yemeye başladık. Draco, Adrian ve Blaise quidditch hakkında konuşuyorlardı. Ben ise Pansy'nin tanımadığım insanlar hakkında anlattığı şeyleri dinliyordum.
Arada Draco ile göz göze geliyorduk.

ARAFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin