Düşündüm, acaba onunla farklı bir hayatta karşılaşsak ona aşık olur muydum? Herşey farklı olsaydı yine de birbirimizden nefret eder miydik?
Hiçbir şey demedi sadece düz bir şekilde baktı ama bu çok kısa sürdü çünkü bir elini boynum ile çenem arasına yerleştiğinde ne yaptığını düşünmeme fırsat vermeden dudaklarımı onun dudaklarında buldum.
Beni öptün Draco Malfoy, evet sen öptün.Kaç saniye durdu dudaklarım dudaklarında bilmiyordum ama sanki zaman kavramı yok olmuştu. Sıcacık dudakları yavaşça varlığını yitirdiğinde gözlerimi aralayabilmiştim. Eli hala boynum ile çenem arasındaydı.
Bu kadar etkilenmemeliydim bu bir oyundu ama kalbim birazdan avuçlarıma düşecek gibiydi. Buz gibi gözleri nasıl beni bulduğunda ateş gibi yakabiliyordu, eriyordum. Nefes alışverişlerimiz hızlanmıştı ama bir o kadar da sessiz ve yavaştı. Elini yavaşça çekti ve kulağıma doğru yaklaşıp fısıldadı.
"Hala hissetmiyor musun?"
Benim kalbim çoktan durdu.Lütfen rüya olmasın diye geçirdim içimden... Rüya olmasın? Kendine gel Lilith.
"Hayır, hissetmiyorum."
"Ama kalp atışların öyle demiyor Black."
Buna nasıl cevap verebileceğimi düşündüm, kendimi ele vermiştim.
Asla böyle bir kız olmadım, her zaman dik duran ve kendinden emin bir kızdım ve o beni bozuyordu.Yüzüme doğru döndüğünde gözlerinde ki ifadeyi okuyabildim zafer kazanmış gibiydi.
Dudakları hafifçe kıvrıldı ve ben susmaya devam ettim. Cevap veremediğimi görmek onu daha da keyiflendirmişti, yanımdan yavaşca geçip gitti. Arkasından bakmamıştım daha doğrusu hareket edememiştim. Kendime gelmeyi başardıktan sonra yatakhaneye döndüm. Hava yeni kararmaya başlamıştı, yatmak için erkendi ama ben yatağıma kapatmak istiyordum kendimi.Saat gecenin bir yarısıyken ben hala zihnimin kuytularında saatler önce dudaklarımla birleşen dudakları düşünüyordum. Herşey bir rüya gibi geliyordu ama bu sefer uyanmak istemiyordum. Sonunda yatakta dönmeyi bırakıp doğruldum,ayaklarımı yataktan sarkıtıp geceleri mükemmel bir manzaraya kucak açan daire penceremize doğru baktım. Lacivert gökyüzü ne kadar da gizemliydi ve belkide o karanlıkta sadece parlamayı seçen yıldızları görebiliyorduk. Gökyüzünün bu halini Draco'nun gözlerine benzetiyordum, dışarıdan sadece görmemiz istediği tarafını gösteriyordu ama daha fazlası vardı gözlerinde, siz sadece o isterse görebilirdiniz. Ondan hoşlanıyor muydum? Bunun düşüncesi bile beni korkutmaya yetiyordu. Hangi insan zorbasından hoşlanırdı? Sadece benim değil arkadaşlarımında okul senelerini zehir eden bir insandan bahsediyoruz ve bu kişi beni öpen kişi ile aynıydı. Tüm kafa karışıklığı burada başlıyordu aslında ya da kalp karışıklığı mı demeliyiz?
DRACO
Tekli uzun koltuklardan birine oturdum, kafamı geriye doğru yasladım ve derin bir iç çektim. Gözlerim kapandı zihnim açıldı. Hiçbir zaman fazla uyuyan bir insan olmamıştım ama bu gece sanki uyku tamamen gelmemek için direniyordu.
Gözümün önüne yüzü geldi, teninin sıcaklığı, dudakları... İstemsizce gülümsediğimi farkettim, parmaklarım dudaklarımda gezindi onu öpen dudaklarım. Ne saçmalıyorsun Draco? Gözlerim hızlı bir şekilde açıldı yüzümde ki gülümsemede silinmişti, ne yapıyordum ben! Asla ama asla o çizgiyi aşmasına izin vermeyecektim. Daha önce birkaç sevgilim olmuştu ama kısa süreliydi ve hiçbirine gerçekten önemli dıygular beslememiştim,ve şimdi yıllarca kavga içinde olduğum bir kıza karşı bu herkes için önemli olan duyguyu bilirsiniz işte hissedemezdim. Onu öptüğümde çekilmemişti işte o zaman eskisi gibi olmadığımızı anlamıştım çünkü yüzüme sert bir tokat yemem gerekirdi hatta onu öpmek isteyeceğim son şey olurdu. Sahi ben neden Black'i öptüm? Daha fazla buna dayanamadım ve yatağıma geri döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
Teen Fiction"Her yalanın gün yüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu vardır." Kalbim ile aklım arasında arafta kaldım, kalbimi seçtim.Yanan o oldu ama aklımıda kaybettim. Ben Lilith, Lilith Black. Ve buda benim intikamımın ihanete dönüşünün hikayesi... TAMAMLANDI.