30 oy 30 yorum💦
Çocuklar ile boş bir yere geçip konuşmaya başlamıştık. Aramızda olan biteni üstün körü anlatmaya çalıştım çünkü detayları anlatmak benim için zordu.
"Merlin...inanamıyorum bu çok iyi Lil!" dedi Hermione, yüzünde heyecanlı bir gülümseme vardı.
"Ben dedim bunlar en yakın zamanda öpüşür diye."
"Ron! öpüşmedik... sadece öptü."
"Hıhı sen öyle san, emmiş seni."
Hermione'nin elinde duran kitaplardan bir tanesini elime aldım ve Ron'un kafasına vurdum.
"Hoşuna gitti mi peki, umarım gitmemiştir." Draco ile yakınlaşmam Harry'nin hoşuna gitmiyordu doğal olarak. Hoşuma gittiğini nasıl söyleyebilirdim? Draco Malfoy beni öptü ve bu hoşuma gitti.
"Bunların hepsi bir oyun, fazlasına gerek yok."
Ayağa kalktım.
"Ve ben bu oyunu kazanmak için oynuyorum bundan şüpheniz olmasın. Ben tek başıma takılacağım biraz bulamazsanız merak etmeyin."
"Gerçi artık hep tek takılıyorsun ama olsun bakalım."
Hermione'ye buruk bir gülümseme ile cevap verip yanlarından ayrıldım. Herzaman kafamı dinlediğim kendimi bulduğum yere gitmek istedi adımlarım gölün kenarına.
Çimlere uzandım, gözlerimi kapattım yine. Az önce kurduğum cümleleri düşündüm, kendi ağzımla söylemiştim bu bir oyundu ve ben kazanmak için oynuyordum.Bu oyunun sonunda birimiz kaybedecekti ve eğer Draco'ya karşı bir şeyler hissedersem ben kaybederdim. Bunun olmasına izin verme Lilith.
Yakınlardan gelen adım seslerini duydum, bu tarafa doğru yaklaştı. Gözlerim hala kapalıydı, yanıma uzandı.Kim olduğunu merak ediyordum ama belki gider umudu ile sesimi çıkartmamıştım. Hafif bir rüzgarın esmesiyle burnuma gelen o pahalı kokan parfüm kokusu geldi. Parfüm müydü? yoksa ona ait bir kokumu? Nane... Nane kokuyordu.
İşte o an yanımda kimin uzandığını anlamıştım. Draco Malfoy.
"Kim?"
"Ne?"
Yüzümü ona çevirdim, o hala gökyüzünü izliyordu.
"Buraya neden geldin?"
"Anlatamam."
Anlatamam... İçimde ki zehri kusmak istedim ama anlatamadım, kusamadım.
"Bana babanı bile anlatmışken şimdi anlatamam diyorsun?"
"Evet."
"Sen neden geldin..?"Yüzünü bana çevirdi.
"Manzara güzel."
Gözlerimin içine bakıyordu ve sanki içimde rüzgarlar esiyordu.Gökyüzünü gözlerine sığdırmış bir adam, yeryüzüne, toprağa aşık olur muydu? Ama onlar asla kavuşamazdı.
Gözlerim dolmuştu hızlıca olduğum yerden doğruldum. O da ne olduğunu anlamadan doğrulmuştu. Ayağa kalktım gitmek istiyordum bana baktıkça ruhumda kesikler açılıyordu.
Gitmek için hareketlenmiştim ki yine aynı şeyi yapmıştı, bileğimden tutup beni durdurdu. Yüzüne bakamadım çünkü eğer bakarsam tutamazdım içimdeki yağmurları."Bana bak."
"Bileğimi bırak Draco."
"Bana bak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF
Teen Fiction"Her yalanın gün yüzüne çıkmak gibi kötü bir huyu vardır." Kalbim ile aklım arasında arafta kaldım, kalbimi seçtim.Yanan o oldu ama aklımıda kaybettim. Ben Lilith, Lilith Black. Ve buda benim intikamımın ihanete dönüşünün hikayesi... TAMAMLANDI.