alice williams (biz)
gece yarısı
gece pencereden gelen bir ses ile uyandım.hemen kalktıp pencerenin yanına gittim bir baykuş ağzında iki tane mektup ile bekliyordu.hemen mektupları aldım ve pencereyi kapattım.mektupların birinde "alice williams"diğerinde"draco lucius malfoy" yazıyordu zarfların üstüne ise koyu yeşil bir mühür vardı.büyük ihtimalle malikaneden gelmişti ama şuan çok uykum vardı yarın okurum diye düşünüp yatağıma yattım ve uykuma devam ettim.sabah
gözlerimi açtığımda güneş parlıyordu saate baktım derslere geç kalmamıştım hatta kahvaltıya yetişebilirdim hemen yataktan kalktım ve giyindim.zarfları da cübbemin cebine atıp kahvaltıya indim.draco masada tek başına oturuyordu ve mutsuzdu.ben de hemen yanına oturdum.aslında ben de mutlu değildim ama dracoyu neşelendirmek için sıcakkanlı bir ses tonuyla konuştum.a.w:günaydıın.
d.m:günaydın alice.
a.w:dün gece pencereme bir baykuş geldi ve ağzında iki tane zarf vardı.biri sana biri bana.
d.m:zarflar yanında mı güzelim?
a.w:evet bak burada.cebimden zarfları çıkardım ve draco'nun zarfını ona verdim ben de kendi zarfımı açmaya başladım.mektupta şunlar yazıyordu:
pazartesi ölüm yiyen olarak ilk görevinizi alacaksınız.siz aptallar kendinizi hazırlasanız iyi edersiniz.çünkü hiç ama hiç kolay olmayacak.
lord voldemortdraco ile aynı anda birbirimize baktık.ben endişeliydim ve kalbim çok sesli atıyordu ama draco tam aksine kaderine boyun eymiş gibiydi.draco benim endişelendiğimi anlamış olacaktı ki omzuma elini atıp kolumu sıvazladı.
d.m:tamam sakin ol eminim ki görev kolay olacaktır.hem eğer bu kadar stres olacaksan ben kendi başıma da halledebilirim birlikte yapmışız gibi gösteririz.hadi şimdi biraz yemek yiyelim.karanlık sanatlara karşı savunma'ya aç gitmek istemezsin değil mi?
kafamı salladım ve birkaç lokma yemek yedim.sonra kalkıp ksks dersine gittik.
...
ders sıkıcı geçiyordu ama bitimine az kalmıştı.draco yanımda oturuyordu ve arada beni motive edecek şeyleri kulağıma fısıldıyordu.gerçekten tanıdığım en tatlı insanlardan biri.ders bitiminde
profesörün çıkın işaretinden sonra kitaplarımızı toplayıp dışarı çıktık.d.m:aklıma bir şey geldi.
draco kolumdan tuttu ve koşmaya başladık.yaklaşık 2 dakika daha koştuktan sonra çok güzel bir yere gelmiştik.bir nehir ve iki tane sandalye vardı.draco ile sandalyelere oturduk.
a.w:sandalyeler buraya nasıl geldi?
d.m:1.yıldan beri buraya geliyorum o zaman getirmiştim ve o gün kendime bir söz verdim buraya sadece benim değişik hissetmemi sağlayan birini getirecektim.
a.w:yani senin değişik hissetmeni mi sağlıyorum?
d.m:evet neden olduğunu bilmiyorum....
d.m:nehire girelim.
a.w:ne?
d.m:hadii.draco ayağa kalkıp beni de kaldırdı ve koşarak nehire girdik.ikimizde gülüyorduk.
a.w:draco hasta olacağız!
d.m:boşver eğleniyoruz ya önemli değil.draco ile biraz daha yüzdükten sonra nehirden çıktık ve hogwarts'a yürümeye başladık.
d.m:sen bu dünyadaki en iyi arkadaşsın!
a.w:sen de...