SENİ ÖZLÜYORUM

270 181 181
                                    

Sokağın başındayım, sessizlik konuşuyor. Suskunluk hiç bu kadar asil durmamıştı. Rüzgarın asaletine hayranım. Ama sanki rüzgar da dertli bu gece bir tuhaf esiyor. Ne yöne estiğini de kestiremiyorum zaten, rüzgar da sarhoş olurmuş onu öğrendim bu gece. Ayakta zor duruyor gibi.

Bu gece bir dengesiz uluyor az ötemde duran köpekler. Artık onlardan da korkmuyorum, sesleri korkunç değil bence acı verici.. Onlar da dertlerine ağlıyorlar. İçlerinden biri koşarak yanıma yaklaşıyor. Kaçmak yerine elimdeki şu şişesini uzatıyorum. İçmesine yardım ediyorum. Bir anda sakinleşip ayaklarımın ucuna kıvrılıyor. Sevgisiz büyüyen her canlı öfkelidir hayata bunu en çok sevgisiz büyüyenler biliyor galiba.

Rüzgâr bile ufuk çizgisinden başlamış inlemeye. Sesi kulaklarımda yankılanıyor. Çok da öfkelenmiş galiba sinirini üstümdeki hırkadan almak istercesine bir bayrak misali dalgalandırıyor üstümde olan hırkayı. Teslim olurcasına hırkamı çıkarıp rüzgarın öfkesine bırakıyorum. Ne de olsa artık bir hırka ısıtmıyor beni.

Soğuk rüzgar tenimi yalarken üşüdüğümü hissediyorum ama hiç bir şey yapmıyorum. Yavaş yavaş ilerliyorum karanlığa. Hiç bir şey gözükmüyor bu dar sokaklarda, ileride ne olduğunu kestiremiyorum. Sadece daha çok karanlık daha fazla siyah. İki sokağın arasında sıkışıp kalmış gibi hissediyorum kendimi. Adımlarım yavaşlıyor ve en son duruyorum. Hareket edemiyorum.

Siyah en koyu tonlarını almaya başladığında bir ses duyuyorum. 'Sakın yapma!' Sakın yapma diyor biri bana.. Önümde kocaman bir canavara ait iki göz var. Kaçmak istesemde olmuyor hareket edemiyorum, kahretsin.

Gözler git gide büyüyerek kocaman iki ışığa dönüşüyor. Küçük bir melodi geliyor kulağıma git gide artan bu sesin arkasından 'yavaşla lütfen' diye bağıran bir kadın. Bana gelen şeyin bir araba olduğunu fark ettiğimde her şey çok geç oluyor, canım yanmıyor ama son bir ses yankılanıyor kulaklarımda. Sanırım ölüyorum..

Son kez gözlerimi açıyorum ve olanlara bakmak istiyorum. Yine bir sessizlik çöküyor etrafa. Odamdayım, tavanı izliyorum. Nefes nefeseyim ve yine seni özlerken buluyorum kendimi..

Kalkıp masamın başına geçiyorum bir kaç şey karalıyorum yine. Seni anlatıyorum, seni seviyorum, sana kızıyorum ve seni çiziyorum. Bu kez ağlamıyorum anlam veremediğim o rüya geliyor aklıma. "Suskunluk hiç bu kadar asil durmamıştı. Rüzgarın asaletine hayranım ama sanki rüzgar biraz öfkeli esiyor bu gece.." saat 2 yi 38 geçe bu cümleler çıkmıyor aklımdan. Sebepsizce huzursuz oluyorum. Birkaç saniye sonra göz kapaklarımın ağırlaştığını hissediyorum ve kendimi uykunun derinliklerinde kaybolmuş buluyorum.

Merhaba güzel okurlarım.

Nasılsınız?

Günlüğümü kitaba çevirmem için çok istek geldi. Aslında günlük gibi parça parça devam edecekti ama normal bir kitap gibi olmasını istediniz. Sizleri kırmak istemedim bu şekilde bir deneme yazısı yazdım. Bu duruma karşı çıkıp hayır eskisi güzeldi diyenler de olacaktır. Onlar içinse şöyle bir şey demek istiyorum. Yine günlükten kesitler paylaşacağım, asla eski konudan farklı bir konuya sapma gibi bir durum olmayacak. Sadece kitaba biraz farklılık katmak amaçlı böyle bir şey denemek istedim. Eğer beğenilmezse eskisi gibi devam edeceğim ama böyle da ayrı bir hava katmış derseniz tabiki her şey sizin istediği gibi olacak. Fikirlerinizi yorumlarda belirtirseniz çok sevinirim.

Sizleri çok seviyorum.

Hoşçakalın..

GENÇ BİR KIZIN GÜNLÜĞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin