Heather- Conan Gray
.
.
.
Tasarımları yaparken sürekli elim siyah rengine gidiyor, sürekli bol ve onun giyinişi gibi şeyler çiziyordum. Böyle olmayacağını anlayınca masamdan kalkıp uyumaya karar verdim..
...
Sabahın yakıcı güneş ışıkları odamı aydınlatırken ben o güzelim ışıklara her gün kızıyordum. Yorganımı kaldırıp yataktan çıktım ve ılık bir duş aldım. Bugün büyük bir fon anlaşmamız vardı ve benim bu sefer iyi bir görüşme yapmam, yaptığım işi çok güzel bir şekilde sunmam gerekiyordu.
Duştan sonra üstümü giyinip evden çıktım. Koşarak metro istasyonuna giderken bir pastanenin önünde durup küçük bir atıştırmalık alıp yoluma devam ettim. Metro istasyonun kapısından girince tüylerim diken diken olmuş 2 gün önce yaşadığım olay aklıma gelmişti. Hafta sonu evden dışarı çıkmamış dolayısıyla da metroyu kullanmamıştım. Fakat aklımdan çıkmayan olaylar işime yansımış neredeyse yeni sezonun hepsini siyah renkte çizmiştim. Model benken bunlar bana hiç uymuyordu. Üstümde denemesem de hiç benim tarzım değildi. Hoseok zaten cıvıl cıvıl giyiniyordu. Yeni alacağımız çalışanların fiziklerine de bakmak şart olmuştu. Bunları düşünürken metro gelmişti. Sabahları daha boş olmaya başlayan metroya binmiş ve onu gördüğüm istasyona kadar sabırsız ve heyecanla beklemiştim. En sonunda dayanamayıp gözlerimi kapatıp kafamı arkaya yaslamış ve sabahki uykumu biraz uzatmıştım.
...
Gözlerimi aralayıp biraz doğrulduğumda neredeyse varmış olduğumu fark etmiş kendimi düzeltip ayağa kalkmış ve tutacaklardan birine tutunmuştum. Henüz 1 saatimin olduğunu telefona bakarak öğrendikten sonra rahatlamıştım. Kafam uykusuzluktan yere düşerken yanıma yavaş ve sakin bir şekilde gelen siyahlığı fark ettim. Kalbim en son ne üniversite sınavında bu kadar hızlı atmıştı. Kafamı kaldırıp benden biraz uzun olan bu gizemli kişinin gözlerine tekrar baktım. Gözlerini tekrar gözlerime kilitlemiş ve tekrar önüme oturup bir dakika ayırmamıştı gözlerini benden.
Durağa vardığımızda açılan kapıya doğru ilerlerken elime değen eliyle olduğum yere çivilenmiştim. Ellerimiz arasında kalan kağıdı düşmesin diye kavramış arkama bile bakmadan metrodan çıkmıştım. Kalbimin ağzımdan çıkacağını hissetmiştim. Henüz hareket etmemiş olan metroya döndüğümde açık olan kapıdan şapkasını çıkardığını ve kulaklıklarını taktığını görmüştüm. Yavaşça kapanan kapının ardından tekrar göz göze gelmiştik. O sırada maskesini çıkarmış ve tebessüm etmişti. Metro hızlandığında şapkasına uzandığını görmüştüm ama sonra hızla arkamı dönmüştüm. Elimdeki kağıdı açmam gerekiyordu fakat ben o kadar heyecanlanmıştım ki neredeyse bacaklarım yetisini kaybedecekti ve yere yığılacaktım. Yavaş bir şekilde çıkışa yürürken elimdeki kağıdı açtım. Derin bir nefes alıp kafamı kağıda çevirdim.
"Yarın bir saat önce binmek zorundayım."
Beni göremeyeceğini haber vermişti. Belki de onu beklediğimi sanıyordu. Ya onun için o saatte bindiğimi düşünüyorsa. Kağıdı tekrar katlayıp cebime atmış ve yoluma devam etmiştim.
Butiğin yakınlarında ki cafe'den Hoseok ile gelecek olan yatırımcılara kahve almayı düşünmüştüm fakat daha bir saat olduğunu hatırlayınca sadece kendime almış ve butiği açmıştım. Yarım saat sonra Hoseok gelmiş ve ona neden kahve almadığım hakkında yaklaşık beş dakika durmadan konuşmuştu.
Sonunda gelen yatırımcılara sunumumu yapmış ve biraz da olsa yeni sezondan bahsetmiştim. Evet evet.. tamamen siyah olan yeni sezondan...
Neyse ki yatırımı almıştık. Yatırımcı Kim Namjoon bizzat kendi ilgilenmiş ve hatta defile yapmamızı istemişti. Kendi şirketinin düzenleyeceği bu defile de sadece bizim üretimimiz olan kıyafetler giyilecek, kadın ve erkek mankenleri kendileri bulacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GONE
Fanfic>taekook< Yeni yeni adı duyulan ve minik bir butiği olan moda tasarımcısı Kim, metrobüste sık sık karşılaştığı gizemli kişiyle yakınlaşır fakat sonradan öğrenmek zorunda kaldığı sırla hayatı alt üst olur. Hayatının bir kısmını bu sırrı araştır...