Take Me Down - The Rose
.
.
.
Benden hoşlanıyordu. Ne yapacaktım. Bende ondan çok hoşlanıyordum ama daha çok erkendi.
Jeon Siyah Jungkook
Jeon, senle olan ilişkimi bozmak istemiyorum ama sence de çok erken değil mi? Lütfen beni yanlış anlama, sadece seninle daha fazla zaman geçirmek ve seni daha iyi tanımak istiyorum.
Özür dilerim. Haklısın. Yanlış anlaşılacak bir şey yok. Yarın metroda olacağım bu sefer senden sonra bineceğim. Uyumama imkan yok.
Teşekkür ederim anlayışın için.
Telefonu kapatmış ve uykuya dalmıştım.
...
Sabah sakince kalkıp evdeki işleri halledip metroya binmek için evden ayrıldım.
Çiçek satan kadını tekrar göremeyince meraklanmıştım ve metro istasyonunun içindeki satıcılardan birine nerede olduğunu sormuştum. Öldüğünü duyunca üstüme bir ağırlık çökmüştü. Yavaşlayan adımlarla durağa vardığımda üzüntü bütün vücuduma yayılmıştı. O kadını da tanımıyordum fakat sık sık gördüğüm için yokluğu beni merak içine düşürmüş, ölümü ise oldukça üzülmeme sebep olmuştu. Acaba Jungkook'a öyle söylememeli miydim? Metronun geldiğinin anonsu ile düşünmeyi bir kenara ittirdim. Çok kalabalık olmayan metroya bindim ve bir yere oturup çantamı yanımda ki yere koydum.
Jeon'un bindiği durağa gelince ayağa kalkmıştım. Onu görünce el sallamış yanıma gelmesini beklemiştim. Onun için tuttuğum yerden çantamı almış ve yerime oturmuştum. Aramız tuhaftı ve ben daha dayanamayıp konuşmaya başladım.
"Çiçekleri aldığımız kadın vefat etmiş."
"Biliyorum.."
Bir süre sessizlik devam etmişti. Uzaklaştığımızı hisseder gibiydim. Böyle olsun istememiştim.
"Bugün davetiyeler bize verilecek. Akşam yemek yiyelim mi? Hem davetiyeni de veririm."
"Olur, kaçta biter işin?"
"Yedi, sekiz gibi biter."
"Tamam şirkette olacaksın değil mi?"
"Evet evet, şirkette işlerimiz var."
"Tamam akşam sekizde şirketin önünde beklerim seni."
"Bu sefer benden ama..."
"Kahve içip pasta mı yesek?" diyerek sözümü kesmişti.
"Aslında çok iyi olur biliyor musun?"
"Tamamdır akşam görüşürüz." derken ben ayağa kalkmıştım. O da benimle ayağa kalkınca durum daha da tuhaflaşmıştı. Metro yavaş yavaş dururken parmaklarımın ucuna çıkıp yanağına küçük bir öpücük bırakmıştım.
Hızla metrodan inmiş ve butiğe gitmiştim.
...
"Bir model de sizden istiyoruz."
"Fakat kalan bir hafta da nasıl model bulacağız."
"Bakın, Bay Kim sizi ölçüyor. Ne kadar az süre verdiğinin farkındasınızdır. 3 hafta da 1 yıllık işi yapabilir misiniz diye. Ne kadar iyi olduğunuzu ölçüyor. Bir model bulmak zor olmamalı bayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GONE
Fanfic>taekook< Yeni yeni adı duyulan ve minik bir butiği olan moda tasarımcısı Kim, metrobüste sık sık karşılaştığı gizemli kişiyle yakınlaşır fakat sonradan öğrenmek zorunda kaldığı sırla hayatı alt üst olur. Hayatının bir kısmını bu sırrı araştır...