b.a.d.y.》hajeongwoo

𝟙

Koşarak çıktığı merdivenlerden dolayı omzundan düşmüş olan sırt çantasının kulplarını düzeltti. Sınıfının olduğu koridora doğru ilerlerken telefonunu çıkarıp saate baktığında dersin başlamasına beş dakikadan daha az bir zaman kaldığını gördü.

Telefonunu tekrar cebine koyarken önündeki kapalı kapıya bakarak omuzlarını düşürdü. Daha ilk günden öğretmenden sonra derse girmiş olmak istemiyordu. Kapıya biraz daha yaklaşarak içerideki sesleri dinledi. İlk başta bir şey duyamasa da yavaş yavaş duymaya başladığı konuşma sesleriyle rahatlayarak kapıyı açtı ve yeni sınıfına girdi.

Sınıfın ön taraflarında olan öğrencilerden birkaçı açılan kapıyla ona kısaca bakmış sonra önlerine dönüp arkadaşlarıyla sohbet etmeye devam etmişlerdi. Jeongwoo kapıyı kapattıktan sonra sınıfı inceledi. Son dakikalarda gelmesinden olsa gerek neredeyse tüm sıralar üstlerine bırakılmış çantalarla doluydu.

Kısa bir değerlendirmeden sonra en arkada oturmanın daha iyi olacağına karar verip siyah saçlı çocuğun tek başına oturduğu sıraya doğru ilerledi. Biraz ayakta dikilip koridor tarafına oturmuş, telefonuyla ilgilenen çocuğun kendisini fark etmesini bekledi.

Aradan geçen birkaç saniyenin ardından daha fazla dayanamayıp konuşmaya başladı."Şey, yanına oturabilir miyim?" Çantasını getirmemiş birinin burada oturuyor olmasına karşın sormuştu bu soruyu çünkü birçok öğrenci tanımadıklarıyla kaynaşmak veya arkadaşlarıyla özlem gidermek için ön taraflardaki sıralarda toplanmıştı.

Nihayet siyah saçlı, telefonundan başını kaldırıp ayakta dikilen çocuğa baktı. Jeongwoo, onun basit bir 'oturabilirsin' ya da 'burası dolu' cevabını vermesini beklerken aklının ucundan bile geçmemiş olan bir cevap almıştı karşısındaki çocuktan. "Bana aşıksın diye yorumladım."

_________________________________________

böyle bir kurgu var mı bilmiyorum okul açıldığında tw diliyle konuşmaktan bahsedenlerin tweetlerini okurken aniden aklıma geldi