𝟙𝟚

179 24 22
                                    

W.H.

Normalde Jeongwoo ile yalnız geçirmeyi planladığım bu güne Doyoung ve Junghwan da dahil olmuş hepimiz okuldan sonra benim evime geçmiştik.

İkisi de Jeongwoo'yu tanısa da pek bir sohbetleri olmamıştı ve bugün aralarında samimiyet kurmak istiyorlardı.

Ailemle biraz zaman geçirip akşam yemeğini yemiş, gelirken marketten aldığımız abur cuburlar ile salona kurulmuştuk.

Kaçıncı kez oynadığımızı bile bilmediğim oyunun her kazananda çalan o şarkısı tekrar duyulduğunda Junghwan sağ elini konsoldan çekip havaya kaldırırken yumruk yaptı ardından yumruğunu indirirken coşkuyla bağırdı. "Bu oyunda beni yenebilecek kişi henüz var olmadı." Kendini beğenmiş cümlesi karşısında gözlerimi devirmekten kendimi alıkoyamadım.

Onun sevinçli halinin aksine rakibi olan Jeongwoo yenilmiş olmayı pek umursamıyor gibi görünüyordu. Büyük bir sakinlikle konsolu sehpaya bırakırken "Tebrikler." dedi sadece.

Tekli koltuğa yayılmış olan Doyoung ağzını kapatarak esnerken bir şeyler dedi ama anlayamadım. Kimsenin bir şey söylemediğini fark edince tekrar konuştu. "Ne zaman uyuyacağız?"

"Bilmem, eğer uykunuz geldiyse..." duraksayıp bakışlarımı televizyonun karşısındaki ikili koltukta, Junghwan'ın yanında oturan Jeongwoo'ya çevirdim. Eğer uyumak istemiyorsa biraz daha oturabilirdik. "...yatakları hazırlayabilirim." dedim cümlemi onunla göz teması kurarak bitirirken. Başını hafifçe aşağı yukarı salladı sadece.

Saat ikiyi gösteriyordu ve annemler çoktan uyumuştu. Sessizce etrafı toparlayıp benim odama geçtik. "Geliyorum şimdi." Onları odada bırakıp yastık ve battaniyeleri aldıktan sonra geri döndüm. Pijamalarını giyinmiş sohbet ediyorlardı.

"Jeongwoo sen yatakta yat." Sohbetlerini bölmem üzerine hepsinin bakışları bana döndü. "Hayır, yerde yatarım."
"İtiraz istemiyorum, yatakta yat." "Olmaz-"
"İkiniz de yerde yatmayı bu kadar çok istiyorsanız yatabilirsiniz. Ben yatakta yatarım, sorun değil." Junghwan araya girdiğinde bir şey demedim.

Yer yataklarını Jeongwoo ve Doyoung ile hazırladıktan sonra banyoya gidip ben de pijamalarımı giyinmiştim. Odaya girdiğimde hepsi yattıkları yerde telefonlarıyla ilgileniyorlardı. Yatağım odanın ortasında olduğundan Doyoung sağ tarafta, girişte kalan boşlukta serili yatakta yatıyordu; cam kenarının önünde olan daha büyük boşluktaysa Jeongwoo ve benim yatacağımız yataklar vardı.

Cama yakın olan yatağa geçip uzandım. Odadaki tek ses Junghwan'ın telefonundan gelen videonun kısık sesiydi. "Fotoğraf çekilelim mi?" Jeongwoo'nun fısıltısı üzerine tavandaki bakışlarımı sol tarafıma çevirdim. "Olur." Doğrulup ona yaklaştığımda birkaç kez çekti fotoğrafımızı. Komik birkaç filtreyi de denedikten sonra telefonunu kapattı.

"Bugün birlikte pek vakit geçiremedik. Yarın," cümlemi kesip "Yarın alışverişe gidebiliriz." dedi. "Almam gereken birkaç şey var. Yemek de yeriz, belki tekrar sinemaya gideriz ya da bowling oynayabiliriz?" İstekli bir şekilde konuşması beni heyecanlandırdı. İtirafımdan sonra birlikte olduğumuz tüm anlarda beni istemediğini düşünmek -flört olmayı o teklif etse bile böyle düşünmeme engel olamıyordum- kötü hissetmeme neden oluyordu ama şu an yarınki buluşma için birçok seçenek sunması beni bu konuda rahatlattı.

"Hepsini yapabiliriz." Gülümseyip telefonunu yataklarımızın arasındaki boşluğa koydu. "İyi geceler."
"Sana da." diye mırıldandım yatağıma tekrar uzanırken.

_________________________________________

kurguyla ilgili her şeyi yerli yerine oturttum şükür ki

sadece finale karar veremedim o da gidişata göre artık...

bu arada bu 8. bölümden 10 gün sonrası yani onlar flört olalı 12 gün falan oluyor

oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin💓
kendinize iyi bakın bay bay 👋🏻

b.a.d.y.》hajeongwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin