Gizemli Mektup (RAFLARDA.)

Bölüm 9

Arty Prochska'nın kahverengi ve sarı karışımı bal rengi saçları seyrek, donuk gözleri yaşlıydı. Teni ise nadiren gündüz vakti dışarı çıkan birininki gibi soluktu. Giyim zevki berbattı. Rengarek ceketlerin altına turuncu veya yeşil pantolonlar giyer, parlak renkli, modası gemiş, geniş kravatlar takardı. Kıyafetleri onu şapşal gibi gösterir, ama Arty bunu aldırmazdı. Düşmanları onu hafife aldıklarını fark ettiklerinde genellikle ölmüş olurlardı.

Arty yaptığı işe Jones Rodriguez isimli adamın yanında sağ kolu olarak başlamıştı. Jones'e borçlanan insanlar borçlarını ödemeyince onların bacaklarını kırarak işi sürdürürdü. Ama uzun süre bu görevde kalmayacak kadar zeki biriydi. Artık yaşadığı bölgenin en etkili, en acımasız suç örgütünü yönetiyordu. Jones Rodriguez'in yerini de kimse bilmiyordu.

Arty'in sağ kolu, Martin Cruz kalın dudakları, geniş bir burnu ve kalem gibi ince kaşları olan bir devdi. Söylentiye göre eskiden, mafya için tahsildarlık yaptığı günlerde devasa kafasını borçlularda bir şok tabancası etkisi yaratmak için kullanmıştı. Martin, Arty'in en zeki adamlarından biri değildi, ama şiddetten zevk alırdı. Arty suç dünyasının basamaklarını tırmanırken dünyada güvendiği tek kişiyi de yanına almıştı.

Martin, Arty'in şehrin tenha köşesinde kurulmuş olan barının arkasındaki ofisine topallayarak girip patronunun masasının karşı tarafına oturdu. Eski yıkılmış futbol sahasının geniş arazisinde Wesley'in arabasından kaçmaya çalışırken kendini yere atıp yaralanmıştı. Ofis küçük, mobilyalar ise eski püsküydü. Bir motor yağı firmasının takviminden alınmış çıplak kadın fotoğrafları, kağıt kadar ince duvarları süslüyordu. Barın sabah saatleri olması üzerine içerideki müziğin de kısık sesli olması konuşmayı kolaylaştırıyordu. Arty barının biraz eski görünmesini istiyordu, böylece maliye gerçekleşen para akşının boyutunu anlayamazdı.

''Ee?'' diye sordu Arty.''Teslimat tamamlandı mı? ''

''Şey... Efendim... ''Martin cevap verirken tereddütlüydü. Arty'e kötü haber vermekten hiç hoşlanmazdı.''Dün gece teslimat tamamlanamadı.''

Arty çok sessizdi. Onu tanımayan biri tamamen rahatlamış halde olduğunu sanardı, ama Martin adamın içinde muazzam bir öfkenin birikmekte olduğunu biliyordu.

''Neden?''

''Wesley denen bağımlı herif parayı bagaja koymuş. Uyuşturucu çantasını onun yanındaki koltuğa bırakarak arkaya yöneldim. Bagaj kapısını aç diye bağırıyordum ki o sırada şiddetli bir şimşek ortalığı aydınlattı. Ardından adam arabasının gazını kökleyerek oradan uzaklaştı. Dün gece sizi bu haber için rahatsız etmeyip sabah söylemek daha doğru olacağını tahmin ettim.''

''Çok kötü Martin. Çeyrek milyon dolardan oldum, malım o şarlatanda kaldı ve itibarım onun yüzünden zedelendi.''

''Üzgünüm efendim. Böyle bir hatayı yaptığım için üzgünüm.''

Arty, Martin'e gözlerini dikip öyle uzun süre baktı ki, dev adam sonunda başını eğmek zorunda kaldı.

''Nerede bu herif?''

''Bilmiyorum.''

''Bana Walter ve Farnell'i çağırmanı istiyorum. Bardaki masaların etrafına bak orada olacaklardı.

''Tabi ki efendim.'' diyerek dev adam iri cüssesini koltuktan kaldırarak ofisin kapısına doğru yürüyüp dışarı çıktı.

Walter ile Farnell ikilisi Arty'nin muhteşem elemanlarıydı. Martin'in işi olduğunda haraç toplamaya bunları gönderirdi. Walter emekli bir boksördü. Farnell ise paralı asker olarak görev yapardı ta ki atılana kadar. Walter pek akıllı biri sayılmazdı. Küçük yaşta okuldan ayrılmış ve boksa başlamıştı. Arty onu bir boks maçında fark etmişti. Yaklaşık yedi yıldır yanında çalışıyordu.