0.3

9.5K 902 386
                                    

İnsanlar tanrıyla dalga geçer, ta ki ona ihtiyaç duyana dek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İnsanlar tanrıyla dalga geçer, ta ki ona ihtiyaç duyana dek.

Bir süre bakışmamız devam ederken şansımı denemeye kararlıydım.

''Yukardan yardım almışızdır belki. Bilirsin tanrının eli cömerttir.''

Yazdığım satırları Bars'a uzattığımda o gülümsemesi yok olmuştu.

''Ciddiyim Eren.''

Omuzlarımı ''Ben de.'' Der gibi yukarıya kaldırıp indirdiğimde benden bir şey çıkmayacağını anlamıştı. Kafasını olumsuz anlamda iki yana sallarken yaslandığı tezgâhtan vücudunu ayırarak poşettekileri yerleştirme işine geri dönmüştü.

''Telefonumu ver.''

Yazdığım kâğıdı resmen gözüne sokarcasına arkasından suratına uzattığımda uzun boyundan kaynaklı eğildiği dolaptan uzaklaşarak dikleşmiş ardından da arkasını bana dönmüştü. Oluşan boy farkı küçük bir an gözümü korkutup yine psikolojik olarak beni ezerken silkelenmiştim.

O benden üstün değildi.

Gözleri gözlerime küçümsercesine bakarken ben de ona cesur bakışlarımla karşılık veriyordum.

''Bana düzgün bir cevap verdiğin an telefonunu alacaksın zaten.''

Buna hakkı yoktu.

Ellerimi yumruk yapıp sertçe göğsüne geçirdiğimde şaşırmasından kaynaklı çıkan sesten başka gıkı çıkmamıştı. Elimi yeniden yumruk yapıp sertçe geçirmeye çalıştığımda yana kayarak benden kurtulmuştu.

''Giray benimle konuşamayınca neler olacak sanıyorsun? Ateşle oynuyorsun.''

Hızla yazmamdan kaynaklı yazımı ben bile zor okurken bunu umursamadan ona bakmıştım. İstediğim biraz da olsa gözünü korkutmaktı ama unuttuğum şey onun gözü kara bir aptal oluşuydu.

''Alevlerle büyümüş birini ateşle korkutamazsın güzelim.''

Gözlerine baktığım zaman gördüğüm o kendinden emin ifade sinirimi bozsa da açıkçası bir yerde etkiliyordu da.

Hayatımın bir noktasından sonra Giray'dan korkmayan kimse olmamıştı ve böyle kişiler görmek benim için hayal gibi bir şeydi.

Ama işte, hayalim tam da karşımda duruyordu!

Hayal değil, kâbus olmaya kararlı gibiydi.

''Peki, sen senin gibi büyümüş birini korkutmaya nasıl cesaret edebiliyorsun?''

Yazdıklarımı okuduktan sonra bana bir adım daha yaklaşırken gözleri öldürücü bir soğukluğa bürünmüştü ve tepeden bakmasından kaynaklı kendimi huzursuz hissettirmişti.

''Gördüklerimi görmediğine bahse girerim.''

Buz gibiydi.

Sesi, bakışları, tavrı... Bir an görmediğime ben bile ikna olmuştum hatta. Yakınlıktan yararlanarak cebinde uzanarak alabilirdim, belki de onun da savunmasız anı bu olabilirdi.

Kasvet (bxb)/InterseksHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin