Işık ne kadar kuvvetliyse, düşen gölgeler o kadar karanlıktır.
Gözlerimi açtığımda odamın cam tavanı ilk gördüğüm şey olurken yan dönerek komodinin üzerindeki telefonumu elime almıştım. 00.15 yazısını görmemle gözlerim tamamen açılırken nasıl bu kadar uyuyabildiğimi düşünmüştüm.
Aklıma en son verandaya çıktığım görüntüler gelirken nasıl buraya geldiğimin cevabı açıktı. Yatakta oturur pozisyona geldiğimde ellerimle saçlarımı dağıtmış ve kafamı kaşımıştım. Yataktan aşağıya sarkıttığım ayaklarım parkeye değmesiyle ürperirken karnımdan gelen guruldama sesiyle oyalanmadan yataktan çıkmıştım.
Üzerimdeki kıyafetleri çıkartıp yerine tam anlamıyla şort- askılı takımımı giydikten sonra odamdan sessizce çıktığımda Bars'ın uyuma ihtimaline karşılık yavaş davranıyordum. Koridoru aydınlatan tek ışık girişte kalan ve duvara monteli lambadan gelirken ortamı loş olarak görebiliyordum. Merdivenlerin başına geldiğimde elimi tırabzana koyarak merdivenlerden inmeye başladığımda karnım yeniden guruldamıştı.
Adımlarımı direkt olarak mutfağa yönelttiğimde ışık açma zahmetine hiç girmemiştim, evin çeşitli duvarlarında yer alan lambalar zaten loş da olsa aydınlatmaya yetiyordu. Zaten fazla da kalmayacaktım.
Masanın üzerinde gördüğüm dolu bir tabak pilav ve tencere ile gülümserken ilerleyerek çorba dolu tencereyi ocağa koyup altını yakmıştım. Isınması zaman alacağını bildiğimden yoğurt çıkartmak için dolaba ilerlemiştim. Dolabın kapağını açtığımda doluluğu yüzünden yoğurt kabını aramam gerekse de sonunda onu bulmamla almak için eğilmiştim ki mutfakta yalnız olmadığımı fark ettim.
Yoğurt kovasını olduğu yerden alıp arkamı dönerek dolabı kapattığımda girişte duran Bars ile karşılaştım. Giydiği şortu ve üzerine giymediği tişörtüyle bir süre bakışsak da ''Uyanmışsın.'' Diyerek hareketlenmiş ve yanımdan geçerek dolaptan aldığı bardağa su doldurmuştu.
Görmeyeceğini bilsem de kafamla onu onaylarken teşekkür etmeliyim diye düşündüm. Sonuçta beni veranda da korumasız bir şekilde bırakabilirdi ama yatağıma kadar taşımıştı. Altının ısındığına emin olduğum çorbayı kapatırken yoğurt için kap çıkartmam gerekiyordu, bu yüzden adımlarımı Bars'ın olduğu tarafa yöneltmiştim.
Bars'ın yanında durup dolaptan istediğim kabı çıkarttığımda Bars, suyunu bitirmiş bardağı tezgâhın köşesine bırakmıştı. Elimle koluna dokunduğumda bakışları yavaşça bana dönerken teşekkürümü nasıl ifade edebileceğimi düşünmüştüm.
Defterim yanımda değildi ve etrafta yardımcı olabilecek bir şey de göremiyordum.
Yine de ellerimle dış kapıyı gösterdiğimde sonra da kucağımda bir şey taşıyormuş gibi yaptığımda beni anlayacağına emindim. Zeki birisiydi. Aynı tahmin ettiğim gibi demek istediğimi anlarken ''Önemli değil. Misafirlerimi korumak görevim.'' Demişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kasvet (bxb)/Interseks
Teen FictionEren hem Interseks bir bireydi hem de konuşamıyordu. karşına bir anda çıkan Bars'ın ise bir görevi vardı. 21.08.21 Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim. Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir. +18 içer...