―i waited but he didn't come

3.9K 287 243
                                    

ENOUGH FOR YOU

Park Chaeyoung,22:58

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Park Chaeyoung,
22:58

Yaşadığımız bu hayatın her daim anlamlı olduğunu düşünmüşümdür. Karşımıza çıkan, sevdiğimiz, bizi seven insanlar hep varolmalıydı. Gördüğümüz her engelde hemen pes etmemeli, istediğimiz olana kadar savaşmalıydık ben öyle bilip, öyle büyümüştüm. Birilerini sevmeyi, bağlanmayı, ait olma hissini severdim. Kendimi öyle konumlamıştım ve asla yanlış olduğunu düşünmüyordum.

Sevmek zarar verir miydi ki?

İnsanların zenginlik diye adlandırdığı yüksek tavanlı, metrelerce büyüklükte ki odaları olan lüks bir evde yaşıyordum. 25 yaşında hayatta belli bir yerlere ulaşmış ve hayallerini gerçekleştirmiş bir kadındım. Bana ait bir butik markam vardı. Aşık olduğum adamla evlenmiş, hayatın bundan sonra yüzün gülecek dediği o huzurlu raddeye gelmiştim. Gerçekten huzurlu muydum orası muammaydı işte.

Aşık olduğum adamla evlenmiştim evet ama peki ya sonrası? Mutlu ve huzurlu bir yuvamız, kapıyı kapattığımızda sımsıcak hissedecek bir muhabbetimiz yoktu. Çünkü kocam Jeon Jungkook, hiçbir zaman bana evimde gibi hissettirmemişti. Adeta buz kütlesi kadar soğuk, hayallerimi alıp eritecek kadar aramıza ateş fitilleri bırakırdı. Her daim ilk adımı ben atar, bir nebze olsun gülümsemesi için elimden geleni ardıma koymazdım.

Neredeyse iki sene olmuştu onunla evleneli. Her şey hayal ettiğim kadar mükemmel, herkesin gözünün dalıp kıskanacağı kadar da şahşahalı bir düğün olmuştu. Sosyete dergilerine kapak olmuş ve neredeyse bir ay boyunca herkes bizim musmutlu evliliğimizi ve olmayan aşkımızı konuşmuştu. Yerimde olmak isteyen binlerce kız arasından ben dünyada ki bütün şansımı bundan yana kullanarak onunla evlenmiştim. Fakat iş sadece evlilikle bitmiyordu.

Sıcacık kalpler, birbirini izleyen dolu bakışlar gerekiyordu. Dudaklarda yer alan samimi bir tebessüm belki her şeye yavaş yavaş ilaç olabilirdi ama o sadece ufacık bir tebessümü bile bana çok görüyordu. Bazen onu zorla nikah masasına oturtmuşum hissiyatına kapılıyordum. Sanki benimle gerçekten zorla evlenmiş gibiydi, nasıl bu kadar soğuk olabiliyordu ki?

Yanı başımda duran telefonumun zil sesiyle ayılarak telefonuma uzandım. Evde ki görevlimiz, Bayan Ahn arıyordu. Duraksamadan hemen aramayı cevapladım.

"Efendim, Bay Jeon geldi."

Yutkundum. "Tamam, sen odana çekilebilirsin."

Ufak bir teşekkür ederken onu birkaç mırıltıyla onaylayıp telefonu kapatarak uzandığım yatağımızdan doğrulmuştum. Bir çırpıda kalktığım yeri düzeltip daha sonra kocaman odamızda ki aynanın karşısına geçtim. Gözlerim duvarda ki saate kaydığında neredeyse gece yarısı 23:00'a geldiğini gördüm. Çoğunlukla olmasa da bazı günler böyle geç vakitte eve gelirdi, her zaman kendini işe kaptırır asla bedenine dinlenmeye müsaade etmeden sadece çalışırdı. En azından eve geldiğinde günün yorgunluğunu atabilmesi için ona yardımcı olmak istiyordum.

Enough for YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin