―i will stay in this house

2.8K 300 196
                                    

ENOUGH FOR YOU

Park Chaeyoung,16:48

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Park Chaeyoung,
16:48

Hayatımda asla yaşamak istemeyeceğim şeyleri yaşıyor, aşık olduğum adam sayesinde tüm hayallerimi bile isteye siliyordum zihnimden. Mutlu olmak, gülümsemek, huzurla dolmak sanki bana yasaklanmış gibi kendimi sürekli olarak bir acı, tonlarca göz yaşı içinde boğulurken buluyordum. Kaderim bu muydu benim?

Saatler geçmişti. Zihnimde unutamayacağım bir anı, kalbimde keskin bir ağrı bırakıp gitmesinin üzerinden saatler geçmişti. Üst kata çıkmış daha sonra hiç inmemişti. Bense bir zavallı gibi solonumuzda ki tekli koltukta oturarak kendimi yiyip bitiriyordum sadece. Düşündüğüm tek şey, neden sorusuydu. Neden böyle yapıyordu? Neden benden nefret ediyor gibiydi, neden?

İki senedir cevabını bulamadığım soruyu yine ve yeniden yüksek sesle sordum zihnime. Cevabım ise sessiz bir yankı olmuştu. Seni sevmek zorunda değil. Evet, beni sevmek zorunda değildi ama bana bu kadar kötü davranmak zorunda mıydı? Bundan hoşlanmadığımı, canımın yandığını bilerek yine bana evlenme nedenimizi hatırlatmıştı. Sadece benim tarafımdan istenip, onaylanan bir evlilikti belki de bu yüzden bu kadar kin doluydu bana.

Büyük evimizin içinde yankılanan zil sesiyle kendime gelerek ayaklandım. Kapıyı açmadan katta bulunan lavobaya koşturarak elimi yüzümü yıkayarak kendime gelmeye çalıştım. Göz bebeklerim ağladığım için büyümüş, gözlerimin beyazı renk değiştirerek adeta kırmızıya dönmüştü. Zil ikinci defa çaldığında aceleyle çekmeceyi açarak en azından göz altlarımı kapatması için pudra sürdüm ve lavobadan çıktım. Kapıya doğru koşar adımlarla yürürken üçüncü defa çalan zille merdivenlerden inen bedenini gördüm.

Ulaştığım kapıyı açtığımda gördüğüm bedenle kocaman bir tebessüm yerleştirdim yüzüme. Jungkook'un ablası Bayan Yeunseo gelmişti. Geri çekilerek geçmesi için yol verirken, "Hoşgeldiniz." diyerek mırıldanmıştım aynı zamanda. Bana doğru yaklaşıp, "Yahu ben sana kaç kere bana siz diye hitap etmeyeceksin dedim. Ablanım ben senin." ellerini yanaklarıma yerleştirip kocaman öpmüştü.

Jungkook'un arkadan gelen sesiyle ona dönüp onunla da görüşmüştü. Onları izlerken üzerime göz ucuyla baktığımda berbat göründüğümü fark ettim. Karşısında böyle durmam saygısızlık olurdu. "Siz oturun―" Bayan Yeunseo bana doğru uyarıcı bakışlar attığında cümlemi, "Sen otur, ben üzerimi değiştirip geleceğim." diye düzelttim. Onlar Jungkook'la beraber salonda ki koltukta otururken, ben saatler önce çıktığım odama geri döndüm.

Giyinme odasına geçtiğimde benim kıyafetlerimin bulunduğu kısma doğru ilerleyip askılarda ki elbiselere bakındım ve ince askılı kareli mavi elbiseyi giyinmeye karar verdim. Gündelik, sade bir kıyafetti. Üzerimi değiştirip makyaj masamın karşısına oturduğumda şeftali tonlarında bir ruj, birazcık rimel ve yanaklarıma da allık sürmüştüm. İşim bittiğinde ayağa kalkmış kapıya yönelecekken içeriye giren bedenle birkaç saniye duraksasamda gözlerimi ondan kaçırarak kapıya yönelmiştim.

Enough for YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin