―(first) sense of ownership

2.1K 239 187
                                    

ENOUGH FOR YOU

Jeon Chaeyoung,13:37

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Jeon Chaeyoung,
13:37

Uzandığında tutabileceğin el, baktığında karşılık bulabileceğin bakışlar ve sarıldığında seni sarmalayan kollar. Evinde gerçekten yuvanda gibi hissettiren bir insan hayatın verebileceği, Tanrı'nın sunduğu en güzel hediye ve bağışladığı tarifi olmayan armağandı. İki senelik evliliğimin hiçbir günü beni karşılamayan bu his; şimdi içimde her bir uzvumda kıpır kıpırdı.

Jeon Jungkook beni öpmek istemişti. Buna yeltenmişti de. Duyunca o kadar inanılmaz bir olay gibi geliyordu ki kulağa, yaşayan ben olmasaydım ihtimal bile vermezdim.

Şimdi arabadaydık. Orada yaşadığımız kalbimi yerinden çıkartan yakınlaşmadan sonra, genç liselilerin diline düşmüş ve utançtan kendimi yerin dibine sokmak istemiştim. Sonrasında Jungkook'un kolundan tuttuğum gibi gerisin geri geldiğimiz yolu dönerek arabanın yanında almıştım soluğu. "Ne vardı orada utanacak Chaeyoung?" diye soran Jungkook'a büyümüş gözlerle bakıyordum. "Bıraksaydın devam da ederdim işime."

"Saçmalama istersen Jungkook. O kadar insana rezil olduk, hâlâ ne diyorsun?"

Omuz silkti umursamazca. "Onlara ne? İstediğimizi yapmakta özgürüz." Nefesimi verdim. "Konu o değil şu an. Her neyse geldi geçti zaten, şimdi eve gidelim mi?" Sadece birkaç saattir dışarıda olsak da yaşadığım yürek hoplatan heyecandan sonra daha fazlasını kaldıracağımı sanmıyordum.

"Hayır," dedi aniden konuşmamı bölerek. "Eve gitmiyoruz."

"O nedenmiş?"

"Çünkü zaten günün her saatini resmen evde geçiriyorsun. Biraz nefes al, dışarıda kalalım, vakit geçirelim." dediğinde başımı kaldırdım. "Eğer vakit geçirelimden kastın az önce ki şeylerse gerekirse eve zincirlerim ben kendimi, hiç sıkıntı değil."

Başını iki yana sallayarak hafifçe gülümsedi. "Bir dakika bekle," deyip kenarda ki arabanın gözünde duran telefonunu aldı ve anladığım kadarıyla mesajlaşmaya başladı. Kiminle konuşuyordu? Bana cevap vermeyip kiminle muhabbete başlamıştı? O günkü kadınla konuşuyor olamazdı değil mi? Chae, iki saniyede kurdun kafanda farkındasın umarım? Kafamda kurmuştum değil mi? O zaman kiminle konuşuyordu? Neden bana bir dakika yerine, konuştuğu kişinin adını vermemişti?

Nefes al.

Derin bir nefes çekip akciğerlerimi gönderirken telefonunu sonunda bırakıp başını bana çevirmişti. "Benim şirkete uğramam gerekiyor," dediğinde alt dudağını hafifçe büzmüştü. "Eğer sıkılmayacaksan sende gel benimle. İşim çok uzun sürmez." Kaşlarımı kaldırırken bunu sormasına şaşırdığımı belli ettim yüzümde ki ifadeyle. Çünkü ne zaman onunla şirkete gitme istesem aldığım cevap; "Gelip ne yapacaksın? Ben oraya çalışmaya gidiyorum, vakit öldürmeye değil." oluyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 18, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Enough for YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin