Meri mesajı okuduktan sonra ısırdığı dürüm boğazında kaldı ve öksürmeye başladı. Orhan panikle sırtına vurmaya başladı ve hemen ona kendi ayranından içirdi. Meri lokmayı yuttuktan sonra boğazını temizledi ve birkaç saniye nefes aldı.
"Noluyo ya, iyi misin?"
Meri, Orhan'ı böyle panikle görünce gülmeye başladı. Çünkü boğazına takılan lokma mesaja şaşırması yüzündendi. Baya da zorlamıştı Meri'yi lokma ama kendine gelmişti. Orhan yine ne olduğunu anlamadan gülmeye başladı ama yine de sorguladı.
"Meri niye gülüyoruz biz allah aşkına noluyo?"
Meri boğazını temizledi, kendi ayranını içmeye gitti ama kendininkinin bittiğini fark etti o arada da Orhan kendi ayranını ona uzattı. Meri ayrandan içerken mesaj açık telefonu Orhan'a uzattı. Orhan da mesajı okuyunca şaşırmış bir yüz ifadesiyle Meri'ye baktı. İpek kesin Ateş'le ilgili bir şey anlatacaktı ve bunun detaylarını ikisi de çok merak ediyordu. Tam bu saniyede Meri'nin aklına bir fikir geldi.
"Hadi şu dürümleri bitirip arabaya binelim sana bişi anlatıcam çabukkkkk."
Meri bunu deyince Orhan ona bakarak komik bir şekilde dürümden ısırık aldı ve bu Meri'ye daha güldürdü. En sonunda dürümleri bitirdiler arabaya giderken de Meri küçük Esra'ya el salladı. Arabaya bindiler ve eve doğru yola koyuldular. Meri biraz camı araladı ve rüzgarı hissetti. Orhan ona yandan yandan hadi hadi yapınca aklındakini anlattı.
"Şimdi, yarın ben İpek'e gidiyorum, ne oluyo öğreniyorum. Sen de Ateş'e gidiyosun bişiler kopartıyosun, ne olursa. Sonra buluşuyoruz bilgilerimizi birleştiriyoruz... Ay sanki öyle bi anlattım ki görevimiz tehlike, biz de profesyonel ajanız..."
Orhan'ın bu fikir çok hoşuna gitmişti. İkisine de konuşacak dedikodu çıkmıştı, bu olay genel olarak çok eğlenceliydi çünkü Ateş'i böyle görmek Orhan'ı da keyiflendiriyordu.
"Tamamdır ajanız biz sevdim bunu, ben Ateş cephesi, sen İpek cephesi. Görevin adı da olsun... Buldum! Kod adı... At-pek!"
Meri, Orhan'a garip bir bakış attı. Bu bakış gülmek ile tatmin olmamış bir şaşkınlığın arasında bir bakıştı.
"At mı pek? Atpek ne be ne diyosun sen?"
Dedi gülerek Meri. Orhan azıcık üzülmüşe benziyordu çünkü düşünürken baya heyecanlanmıştı. Bu hayal kırıklığını gören Meri hemen olayı toparlamak için elinden geleni yaptı, ayrıca da bunu çoook tatlı bulmuştu. Orhan cidden kendince baya heyecanlanmıştı bu ajan olayı için hevesini kırmamak istedi Meri.
"Tamam tamam Kod Adı: Atpek olsun. Hadi hadi çok eğlenicez onu düşün. Eve gidince bi kaç soru da düşünelim, sen kesin Ateş'ten cevap alamazsın ondan aklında bir şeyler varsa söyle bana İpek kesin der çünkü. Ayrıca böyle sahte hayal kırıklığına uğrayınca çok tatlısın biliyosun dimi?"
Meri böyle şeyler söyleyince Orhan çocuk gibi şımarıyordu. Çok küçük ve klişe bir şey olsa da böyle şeyler onun çok hoşuna gidiyordu, Meri de böyle olunca hep onun huyuna oynuyordu. Normalde Meri böyle şeyleri sevmediğini düşünürken Orhan deyince dibi düşüyordu. Çünkü ilk defa aşık olmuş gibiydi, ki öyleydi. Bir önceki aşkı platonik gibi olduğu için çabalamaktan aşk kelimesi anlamını kaybetmişti. Ama bu ilişki için iki taraf da uğraştığı için aşkı iliklerine kadar hissediyordu. Meri bazen içinden ona tonlarca beddua eden Sarp'ın, bu halini görmesini istiyordu. Onu çok iyi tanıyordu bu halini görünce kuduracağından emindi ama bu sadece intikam duygularıydı ve bunları bastırması gerekiyordu çünkü onun seviyesine inmek istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüdüanka - Hekimoğlu Reimagined
FanfictionAteş'in ekibinin en yeni üyesi Meryem Soğuk. Ateş'le çok eskiden beri arkadaş olan Ateş'in deyimi ile Meri hoca, kıvrak zekasıyla her tezi çürütebilen, her türlü ihtimali aklından hızlıca geçiren bir cerrah. Meri'nin geçmişi onu ve çalışmasını nasıl...