"...işte Ateş böyle yine herkesi delirtti. Senin bilmemenin nedeni ise kesin takarsın diye sana anlatmamıştır."
Dedi İpek gülerek. Meri, Orhan, Ateş ve İpek, Meri'nin evinde otururken. Hastaneden erken çıktılar ve tantunilerini kapıp Meri'ye gitmişlerdi. İlk defa tüm hesabı Ateş ödemişti çünkü Orhan'la girdikleri iddiayı kaybetmişti. Orhan, Meri ve İpek beleş tantuninin zevkine varırken, Ateş de iddiayı kaybettiğine yanıyordu.
"Ya Meri yaktın başımı oysa ki ben sana güvendim ya. Nasıl sen o hastaya dalmadın ya? Çıldırttı resmen o seni, neden bi şey demedin?"
Dedi ve sinirli bir şekilde ayranını yudumladı.
"Ateş ben deli biri olabilirim ama karnıma baksana bi. Ben adamı kışkırtsam, adam da bana saldırırdı. Hadi beni geçtim bebeğe bi şey olursa... düşünmeyelim olmasın."
Orhan ve İpek aynı anda allah korusun diyerek tahtaya vurdu. Sonra ikisi de birbirine bakıp gülmeye başladı. Ortam harikaydı uzun zamandır bu kadar kaliteli zaman geçirmemişlerdi. Özellikle de Evren bey olayı olduktan sonra hepsi ayrı sarsılmış, bu yüzden de psikolojileri de biraz kötü olmuştu. Bu olaydan iki hafta geçmişti ona rağmen daha yeni yeni kendilerine geliyorlardı. En azından bu gece çok eğlenceliydi. İpek eğlencenin arasında Orhan'la Meri'ye çok heyecanlı oldukları bir şey sordu.
"Eee heyecanlı mısınız yarın için?"
Orhan'ın düşündükçe eli ayağı titriyordu, Meri onu görünce hep gülesi geliyordu resmen. Çünkü en çok o heyecanlıydı, bu kadar heyecanlı bir baba adayı olacağını düşünmüyordu Meri ama bu da onu çok sevindiriyordu.
"Ay İpekçim ölücem heyecandan, yani fark etmez ama yine de insan merak ediyo ya."
İpek, Orhan'a gülmeye başladı cidden heyecandan kelimeleri bile titrek çıkıyordu. Sonra Meri sorunun cevabına atladı.
"Ben de heyecanlıyım ama... Dediği gibi fark etmez, kız veya erkek bu bizim evladımız. Biz onu kim olursa olsun sevicez."
Orhan kafasını salladı ve sol koluyla Meri'ye sarıldı. Bu duygusal anlarının katili vardı, kim olduğunuz en siz de benim kadar tahmin edebiliyorsunuzdur...
"Profesörüm bak sonradan ikiz veya üçüz olduğunu falan öğrenebilirsiniz, doktorum çünkü maşallah, vrooom vroooom... bilirsin ya... motoru güçl-"
Lafını hemen Orhan böldü, panikle karışık şaşkınlıkla cevap verdi.
"AaaaAAAAA AMA DOKTOR AAAA."
İpek gülmeye başladı ama Meri sakindi çünkü vereceği cevabı çok iyi biliyordu, aylar önce içinde kalan bir cevabı verecekti. Ateş'e sinsi bir bakış attı.
"Bildiğimiz şeyleri söyleme, biraz örnek al bence."
İpek ve Orhan şaşkınlıkla bakıştılar. İkisi de sonradan kahkahalara boğuldu Ateş de tabiri caizse göt olduğunu anlamıştı. Meri hiçbir zaman Orhan'ın libidosunu ezdirmezdi, çünkü aralarındaki ilişkilerinden çok memnundu. Biraz bir şeyler içtikten sonra İpek ve Ateş kalktı ve eve gittiler. Meri ve Orhan yalnız kaldı ve Meri'nin aklında çok güzel bir etkinlik vardı. Üniversitede yurtdışından aldığı bir kutu oyununu açacaktı, geceyi böylece daha eğlenceli kılacaktı. İçeri bir şevkle koştu, Orhan hemen yavaş yavaş git diye bağırdı arkasından. Kutuyu kaptı, getirdi ve Orhan'ın önüne koydu.
"Bu ne şimdi?"
Dedi inceleyerek kutuyu.
"Üniversitede almıştım, yurtdışından. İçinde her kategoriden sorular var, cevaplamak istemiyosan normalde shot atıyosun da biz bunu limonata ile yapalım. Malum her içtiğim sıvıya tuvaletim geliyo bana da cezası bu olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüdüanka - Hekimoğlu Reimagined
FanfictionAteş'in ekibinin en yeni üyesi Meryem Soğuk. Ateş'le çok eskiden beri arkadaş olan Ateş'in deyimi ile Meri hoca, kıvrak zekasıyla her tezi çürütebilen, her türlü ihtimali aklından hızlıca geçiren bir cerrah. Meri'nin geçmişi onu ve çalışmasını nasıl...