Evet, öyleyiz.

662 50 102
                                        


Lisa ve Chae ile eve geldiğimizde Taehyung çoktan masayı hazırlamıştı. Kızlar selam verip ellerini yıkamak için lavaboyu geçtiklerinde -eminim öpüşeceklerdi- Taehyung önce koluma vurmuş ardından sarılmıştı.

-Ödüm patladı aptal. Bana haber vermemekte neyin nesi?

-Uyuyordun ama.

-Of iyi tamam. Hadi.

Elimi tutarak beni masaya çekiştirmişti. Şahsen ellerimi tuttuğundaki o his içimi gıdıklandırıyordu. Ben oturduktan sonra o getirdiğim birkaç şeyi daha çıkardı tabağa. O sırada kızlar da geldi. Dudakları kıpkırmızıydı. Tanrı aşkına!

Chae karşıma oturdu. Taehyung son tabağı masaya koyup yanıma oturacakken Lisa onu itti ve kucağıma düştü. Ani baskıyla az kalsın inleyecektim. Taehyung kıpkırmızı olmuştu. Bende farklı değildim ondan. Eğer hassas bölgeme baskı uygulamaya devam ederse öhm-

-Pardon omzum çaptı.

Lisa'ya seni öldüreceğim bakışları atarken donmuş halde kalan Taehyung'un belinden tuttum ve yan sandalyeye oturttum. Pekala gerçekten tuhaftı, kucağıma oturması falan. Fakat güzeldi de. Hoşuma gitmişti. Yine de o hala benim arkadaşımdı, bu yüzden saçma durabilirdi karşıdan bakınca. Yine de bana karşı bir şeyler hissettiğini hissediyordum, elimde değildi. 

Zaman her şeyin ilacıdır. Kendimi ikna etme yöntemimdi bu.

Kızlar hala kıkırdıyorken biz sessizce kahvaltımızı ettik. Utanmam çoktan gitmişti fakat Taehyung'u bilmiyordum. 

-Tae Solar mı neydi, neden ayrıldınız?

-O erkeklere ben kızlara ilgi duymuyorum. 

Uh? bu kadar net açıklama beklemiyordum, beklemiyorduk.

-Ah, anladım. 

-Bunu ne zaman fark ettiniz peki?

-Onu bilmiyorum ama bir zamanlar yanımdakinden hoşlanmıştım.

-Bugün ne kadar açıksın Kim. 

-Saklamak yorucu olmaya başladı.  Afiyet olsun, doydum. 

Tabağını alıp kalktığında ayaklandım bende. Beni umursamayıp tabağını musluğa bıraktı ve lavaboya geçti. Kapıyı kapatacakken durdurdum ve içeri girdim.

-Sorun ne? Bebeğim sessiz olman hoşuma gitmiyor. Anlatır mısın lütfen?

Gözünden akan yaşı durduramadığında başparmağım ile silerek ben durdurdum.

-Ağlaman hoşuma gitmiyor lütfen.

-Kendimi yetersiz hissediyor olmak boğuyor beni Jimin. Hiçbir şeye yetişemiyorum. Sıkıştım kaldım sanki. Ne oraya ne buraya. Babamdan korkuyorum. Kaç aile var çocuklarını oldukları gibi kabul ediyorlar ve yanlarında oluyorlar. Baksana babama, tek isteği şişirilmiş egosunun patlamaması. Etrafındaki sahte şeyleri kaybetmek istemiyor. Her gün farklı bir kadını becerirken sorun yok ama benim yönelimimi saklamam gerekiyor. Nefret ediyorum ondan. 

Hıçkırdığında ısrarla akan gözyaşlarını sildim ve sarıldım. Kafasını direkt omzuma koydu ve kollarını sırtıma doladı. 

-Babanın sana zarar vermesine izin vermeyeceğim. Sen buradayken sana dokunamaz. Ayrıca sen artık bir yetişkinsin Taehyung. Ona bağlı olmak zorunda değilsin. Benimle yaşayabilirsin. ya da Jungkookla.

-Jungkook ne alaka Jimin?

-En yakın arkadaşın o sonuçta.

-Beni kıskanıyorsun.

RetrouvaillesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin