-Ö.H 13-

876 54 8
                                    

Ader'den

Yeni bir şehirde yeni bir hayat daha başlıyordu benim için. Mardin dışında bir hayatı ilk kez Ankara'da tatmıştım. Şimdiyse bambaşka bir şehre gidiyordum. Tanıdığım hiç kimsenin olmadığı bu zamana kadar hiç yolumun geçmediği bir şehre, Çanakkale'ye.

Doğumum Güneydoğu Anadolu bölgesinde bulunan bir şehirde gerçekleşti. Yaşamımın yarısından fazlasını o şehir oluşturuyor şu an. Ankara hayatımda 1.5 - 2 yıllık bir yere sahip. Çanakkale dört yılım olacaktı hatta belki de daha fazlası.

İlk durağımız İstanbul olmuştu, uçağın inmesine yarım saat kalmıştı. Ben ortada otururken Ömer abim cam kenarındaydı. Ömer abim hala durgundu, aşması onun için hiç ama hiç kolay olmayacaktı. Bizimle gelişi belki de ona moral olacaktı.

Jinda yengem gelmemizi sorun etmemişti. Onun yaşadıkları hiç kolay değildi başkası olsa o aileyle arasındaki her şeyi bitirmek isterdi haklı da olurdu ya neyse.

Gözlerimi kapatırken hayallere daldım. Yeni bir şehre gidiyordum ve o şehirde Hamza yoktu buna emindim. Yalçın ise o da yoktu...

Son gün değiştirdiği tercih listesiyle o Samsun'a gitmişti. Bağımız devam ediyordu ve ilişkimizin adı hala sevgililikti. Bu ilerleyen zamanda değişir miydi? Bilmiyordum.

Hayatımın bundan sonraki zamanında hiç Mardin olur muydu? Gidip yaşar mıydım orada? Bilmiyorum. Aslında hiç istemiyordum.

Bana Mardin'i  sevdiren anılarımmış, oradaki insanlarmış şimdi anlıyordum. Hala bağım vardı, hala kalbimin bir yarısı oradaydı. Annem oradaydı, Güven abim oradaydı. Yan yana yatıyorlardı. İlk Ankara'ya gidişimde nasılda üzgündüm ama şimdi... En iyisiymiş belki de o zaman fark edememişim. Hayat ne kadar da tuhaftı.

Ankara'ya gitmek istememiş, Mardin'den ayrılmak istememiştim şimdiyse Mardin'de bir hayat istemiyordum.

Uçağın inmesine az kalmıştı. Ömer abimin olduğu tarafa doğru baktığımda bana baktığını gördüm donuk bakışları beni gördüğünde sıcak bakmaya çalıştı. Eli elime bulduğunda güven vermek ister gibiydi.

"Heyecanlı mısın?" diye sordu kısık bir sesle. Uçaktaki diğer insanları rahatsız etmek istemeyerek.

"Biraz" dedim. Gerçekten yeni bir yolculuğa başlıyordum heyecanlı olmam gayet normaldi.

"Heyecan etme ne zaman ihtiyacın olsa yanındayız"

Gülümsedim ama o gülmedi "Bende senin yanındayım abim. Her zaman, her şartta"

"Eyvallah" dedi burnuma ufak bir fiske vururken. Burnumu hafif okşayarak "Eyvallah mı? Askerlik arkadaşın mıyım abi ben senin?" dedim gülerek.

Abimin yüzü düştüğünde ne dediğimi sorguladım ve sonra anlayınca bakışlarımı abimden kaçırdım. Aklına Güven abimi getirmiştim. Aklından hiç çıkıyor muydu acaba? Kimse için kolay değildi.

Abim bana hiçbir şey demedi ve geri kalan yolculuk sessiz geçti. Uçak havalimanına indiğinde sırasıyla indik. Hiçbirimiz yanımıza bavul almamış sırt çantalarıyla idare etmiştik. Bu yüzden bavullarımızı beklememiz gerekmiyordu.

Benim eşyalarım kargoyla sıra sıra gelecekti. Yanımda istediğim her şeyi kutulara koymuş ağızlarını bantlamıştım. Odamda o şekilde duruyorlardı.

Baran abim bizi hazır bekleyen arabaya yöneldiğinde peşine takıldık. Abim anahtarı Ömer abime attığında Ömer abim havada tuttu.

"Seni şoförümüz yapıyorum Ömer Ağa hadi bakalım geç direksiyona"

ÖĞRETMEN HANIM 2 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin