fire on fire ● özel

1K 64 149
                                    

you are perfection, my only direction
sen mükemmelsin ve benim tek yolumsun

-sen kendinde misin aybike?! berk diyoruz berk hani düşmanımız olan, kötülükler kralı, duygusuz ruhsuz vampir?
-dedi harika fan club başkanı!

aybike -yaklaşık bir saattir- oğulcan'ın bu sözlerini duymaktan bıkmış halde cevapladı onu.
oğulcan aybike ve berk'i görmüştü ve eve geldikten sonra gayet sinirli halde konuşmasına başlamıştı. aybike sakin kalmaya çalışsa da kendisine pek hakim olamayacak gibiydi.
-aynı şey mi aybike?!
-pardon? neresi farklıymış oğulcan?
-berk bizim babamızı öldürüyordu az kalsın biliyosun demi bunu? çünkü unuttuğunu düşünmeye başlıyorum.
-yoo unutmadım. hatta o kadar net ki hafızamda..
ama berk değişti senin anlayamadığın nokta bu. ben berk'le "sen babamı bi daha ölüme it ben de senle sevgili olayım tamam?" diye mi anlaştım sanıyorsun?
-allah allah nasıl bir değişimmiş bu ya? nedense bana pek inandırıcı gelmiyor.
-ha sen şöyle desene ya. dur anlatayım.
bir daha aileme zarar vermeyecekmiş, kafasında vazo kırıp suçu ömer'in üstüne atmayacakmış, beni soğuk hava deposuna kilitlemeyecekmiş, asiye'nin yüzünü tuval niyetine kullanmayacakmış, yine asiye'ye 'sınav kağıtlarını çaldı' diye iftira atmayacakmış. böyle işte...
baya etkileyici bi değişim demi ben de şok olmuştum.

oğulcan derin bir nefes alırken devam etti.
-aybike konunun harika olduğunu unutmuşum ya ben hatırlattığın iyi oldu. kızım mesele harika mı şu an?!

-hayır değil, mesele sensin oğulcan!!
mantık konusunda hangimiz daha iyi sence, her zaman ben değil miydim o kişi? sana diyorum ki berk değişti ama sen ben konuşurken kulağını tıkayıp sonrasında esip gürlemeye devam ediyorsun! olmaz oğulcan ben bunlara gelecek insan değilim, sen de bal gibi biliyorsun bunu. konu harika değil evet ama konuyla alakası yok da değil. harika diye ölüyosun ya sen! birimiz çıkıp bir şey diyor muyuz? harika berk'ten daha mı az kötü? doruk berk'ten daha mı az kötüydü? onu affettik, harika değişse onu da affederiz ama konu berk'e gelince asla olmaz. öyle mi?! yok ya! berk'in farkı ne tam olarak doruk'tan mesela? doruk hala o tarafta olsaydı pilav arabasını dağıtmaya gelmez miydi sanıyosun? veya babam düştüğünde onu orda bırakmaz mıydı? çünkü ben hiç sanmıyorum. geçin ya bu işleri! sizin sevginizde merhamet kotamız kaf dağında ama ben sevince, inanınca olmaz öyle şey!! kusura bakmayın ama ben buna izin vermem oğulcan.

oğulcan aybike'yi şaşkınlıkla dinledikten sonra söze girdi.
-senin gözün bu kadar körleşti mi kızım gerçekten?

aybike sinirle elini saçının arasından geçirirken konuştu.
-benim gözüm falan körleşmedi ama siz sağırlaşmışsınız geçmiş olsun.

aybike çantasını alıp gitmeye yeltenince oğulcan onu durdurdu.
-bu konuşmanın üstüne berk'e gitmiyosun herhalde?
-tam da bu konuşmanın üstüne berk'e gidiyorum. sen de söylediklerimi düşün olur mu? çünkü ben arada kalma durumunda hiç düşünmeden aşkımı seçmek istemiyorum. ama sen böyleyken başka bir seçenek bırakmıyorsun oğulcan.

aybike hızla evden çıkarken duygu patlamasından dolayı akan gözyaşlarına engel olamıyordu.
dediği şeyler konusunda haklı olduğu ortadaydı ama bunu bilen tek kişi kendisi miydi gerçekten? abisi ona karşı nasıl bu kadar sağırlaşabilirdi aklı almıyordu. abisi böyle yaptıysa annesi, babası, kuzenleri öğrenince nolacaktı? hepsine tek tek aynı konuşmayı mı yapacaktı? buna gücü var mıydı? bilmiyordu.. şu an aklında sadece berk'e sımsıkı sarılmak vardı.
güneş yerini yavaşça kara bulutlara bırakırken aybike berk'in evine gelmişti. kapıyı çaldıktan hemen sonra berk karşında belirdi. zaten aybike'yi bekliyordu, aybike görmese de telefonundaki bir sürü cevapsız arama, mesaj da bunu kanıtıydı. berk aybike'nin kızaran gözlerini görünce başından aşağı kaynar sular dökülmüş gibi hissetti. aybike de kısa bir bakıştan sonra yeniden ağlamaya başlamamak için ya da huzurlu hissettiği bu omuzda yeniden ağlayıp içini dökebilmek için kendini berk'in kollarına bıraktı. berk aybike'ye sımsıkı sarılırken hiçbir şey yapamıyor olmak canını yakıyordu.
aybike ağlamaya devam ederken yere düşecek gibi olmuştu, berk durumun ciddiyetinin karşısında şaşkınlığa uğrarken bir yandan da aybike'yi kucağına almıştı. kapıyı kapatıp üst kata doğru çıkarken aybike başını berk'in boynuna gömmüştü. berk de kafasını aybike'ye yaslarken odasının kapısını ayağıyla itti. aybike'yi yatağa yatırdıktan sonra çantasını çıkardı, çantasını masaya bırakacakken aybike elini tutmuştu.
-bana sarılır mısın?

mama i'm in love with a criminalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin