sen ben birkaç kişi bırakmışız bütün işi vurmuşuz kendimizi yollara

779 51 39
                                    

-karavana atlayıp gidelim mi bi süre burdan?

aybike ve berk banklarında oturmuş şarkı dinlerlerken berk birden söze girmişti. ucuz kaçırma operasyonunun üzerinden 1 hafta geçmişti. her ne kadar basit denebilecek bir plan olsa da ister istemez hasar bırakmıştı. berk aybike'den ayrılmak istemiyor ama mecbur olduğu için her gece penceresinin önüne gelip bir süre onu izleyip içini rahatlattıktan sonra evine dönüyordu. berk bir kere merdivenden düştüğü için aybike'nin de bu olaydan haberi olmuştu. bu durum her ne kadar hoşuna gitse de yaşanan sürecin yorgunluğu daha ağır basıyordu. sürekli aklında dolanan görüntüler psikolojik yorgunluğunun yani sıra fiziksel yorgunluğu da beraberinde getirmişti. bunun farkına varan berk aybike'yi burdan alıp götürmek istemişti, elinde olsa onu sarıp sarmalayacak ve gelecek her kötülükten uzak tutacaktı ama böyle bi şey maalesef mümkün değildi. bu duruma öfkeliydi...
kafasını berk'in omzundan kaldırmadan cevapladı aybike onu.
-nasıl olacak ki? okul, bizimkiler falan..
-sen isteyeceksin ve olacak tatlım, ben halledicem.

aybike gülümseyerek yanağını berk'in omzuna bastırdı. yaptığı kötülüklere rağmen yine de aşık olduğu adamı bu halde görmek hiçbir zaman engelleyemeyeceği bir sevgiye dönüşüyordu kalbinde.
illegal olarak yaptığı bu eylemin legalleşmesi ve bunda berk'in kendisine olan sevgisinin büyük bir rol oynaması inanılmaz bir şeydi onun için.
-büyü yaptırdın galiba bana, seninle her yere gelmek istiyorum.

berk gülmesini tutamayarak konuştu.
-boşuna mı kahve kahve diye tutturdum sanıyosun? anlamıştım ben o kadınla büyülüydü o kahve..

aybike de bozmadan gülerek devam ettirdi.
-naptın beni kendine aşık etme büyüsü mü yaptın kahveye?
-hayır tatlım onun için büyüye ihtiyacım yok, bildiğin gibi eşsiz bir cazibem var.

aybike geri çekilip berk'i süzdükten sonra eski haline geri döndü.
-zevkli biriyim, orası doğru.
-ah şu üstü kapalı seni seviyorum, sana ölüyorumların yok mu..
-sen bi de seni öldürüyorumu gör.

berk yeniden ve yeniden sevgilisine hayran olurken kafasını öpüp sözüne geri döndü.
-ee napıyoruz o zaman? gidiyoruz?
-evet. ben ayaklarımı uzatıyorum sen her şeyi hallediyosun ve öyle gidiyoruz.
-aybikegemen bi ilişkimiz var arkadaşlar, evet doğru. neyse ki aşkımdan ölüyorum da bi öpücüğe tav olabiliyorum.
-evet ve şu an bedavaya çalışıyosun, greve gitmelisin. olmaz böyle..

berl şaşırarak aybike'ye bakarken bu konuşma onu keyiflendirmişti.
-öpücük konusunda yakında ortak noktada buluşucaz ve bill gates benim yanımda halt etmiş olucak.
-illa cümlende bilim, elitlik ve öpücük olacak demi?
-berk özkaya cümle yapısı bu işte, napayım kendi kurallarımı mı çiğneyeyim?
-sanki konu öpücük olmasa çok da tınlarsın ya kural mural. yalan parayla olsa resul özkaya'yı ipotek ettirir yine söylersin seni şerefsiz.
-şerefsiz artık aşkım demek benim languageimde. az önce bana aşkım dedin yani.. hadi bunu bi öpücükle taçlandıralım.

aybike berk'in bu haline gülerken çok da uzatmak istemedi, yanağına uzun süreli bir öpücük bırakırken berk gülümsedi. aybike'nin bu denli ruhuna işlemesi normalde onu korkutması gerekirken aksine huzur veriyordu. aybike'nin her hareketi onu tamamlıyordu, aynı şey aybike için de geçerliydi..
öpücüğünü aldıktan sonra bunu yapmasa sağlığından şüphe edeceğimiz şeyi yapmıştı. yetinemeyip o da aybike'yi aynı şekilde öperken sonuna doğru ayaklanıp geri geri öpücük atarak ordan ayrılmıştı. her ikisinin de ihtiyacı olan tatili planlaması lazımdı..
karavanı -tabii ki kolaylıkla- hallettikten sonra geriye izin olayı kalmıştı. yani en zor kısım..
berk oğulcan'ın yanına nabzını yoklamak için yola koyulmuştu, sınıfa girdiğinde oğulcan'ı her zamanki yerinde gördüğünde yüzüne sırıtmasını yerleştirip yanına doğru gitti.
-naber fan club başkanım?

mama i'm in love with a criminalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin