mama i'm in love with a criminal

yıldızlara bak

✨
yıldızlara bak, biz küçüktük
demez miydin hep sevdikçe büyürsün
gözlerini kapat biz büyüktük
birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük

gayet keyifsiz olarak başladığı güya "baş başa" olacak olan karavan yolculuğuna aybike sayesinde morali düzelmiş olarak devam ediyordu berk. tabii aklında kurduğu planın da etkisi yok değildi bu duruma..
oğulcan'ı geçiştirmek için açtığı şarkılardan sonra ortama uygun olsun diye açtıkları kafa şarkısında kendinden geçmiş bir şekilde dans eden aybike'ye baktı berk. her seferinde içinden ne kadar şanslı olduğunu söylüyordu kendine, onca yaptığı şeye rağmen ne kadar şanslı olduğunu.. ve bunlara rağmen onu affeden aybike'ye ne kadar aşık olduğunu. içinden bunları geçirirken neden içimden söylüyorum ki diye düşünerek (love adam çünkü) dans eden aybike'yi yanağından kocaman öpüverdi.
-çok aşığım sana be!!

aybike şaşkınlıkla berk'e bakarken aklına aradaki pencere geldi. oraya doğru dönünce her şeyin kapalı olduğunu görüp hatırladı, berk oğulcan'ı yok saymak için her şeyi kapatıp istek parçalarını telefondan almıştı. yeniden berk'e dönerek kocaman gülümsedi aybike, yanağından makas aldıktan sonra da dansına devam etti. berk bunu da seviyordu işte, aybike'nin onu seviş tarzını da seviyordu. hoş aybike'nin neyini sevmiyordu ki?..
yolda kararlaştırdıkları, yani aybike ve berk'in kararlaştırdığı berk'in de 'istemeyen gidebilir, işime gelir' dediği yere yaklaşmışlardı.
-aybik şimdi elimizde bir tane çadır var çünkü neden aşiret kampı planlamamıştık. neyse onda bizim kalmamız için ben bütün tuşlara basarak bölüm geçmeye çalışıcam sen de gerekirse oğulcan'ı tehdit et tamam mı? harika'ya bütün kirli çamaşırlarını dökerim de. eğer o da seni tehdit ederse aynı şekilde 'berk benim aşkımdan ölmüş şimdi git bunu ağlayarak günlüğüne yaz' dersin. anlaştık mı?

aybike gayet ciddi bir şekilde her şeyi planlamış olan berk'i kafasını yaslamış gülerek izliyordu. konuşması bittiğinde berk elini uzatınca aybike aklına gelen şeyle gülümseyerek yumruk yaptığı elini uzattı. berk uzun zamandır yapmadıkları bu hareketi aybike'nin yapmasıyla mutlu olmuştu. gülerek yumruklarını tokuşturduktan sonra parmaklarını oynatarak geri çektiler.
-boşuna vampir, iblis falan demiyorum sana valla aferin müthiş plan. napacaktım o güzelim "üstü şeffaf" bak bu önemli, çadırı onlara mı verecektim. en iyi kısmı da oğulcan'a berk bana ölüyo dediğim yer. bilgin olsun gerek kalmasa bile bunu söylicem.
-işte partner in crime budur bee!!
-mersi tatlım.

berk arabayı durdurup kafasını direksiyona yaslayarak aybike'yi izlemeye başladı. aybike de onu taklit ederken diğerleri aşağı inmeye başlamıştı. berk anın büyüsüne kapılamadan bunun bozulacağını bildiği için çabucak plana geçmeye karar vermişti. aşağı inip aybike'nin de kapısını açıp elinden tutarak inmesine yardımcı olduktan sonra ikili karavanın önüne gelmişti. kapıyı açmaya çalışan ama başaramayan oğulcan'a aybike'yle birlikte göz devirdikten sonra basit bi hamleyle kapıyı açtı ama o hamleyle oğulcan da yeri boylamıştı..
-diziler başlarken gerçek hayatta denemeyiniz falan yazıyodu önceden artık neden yok? oğulcan için olması lazım?
-merak etme aşkım bir yerim acımadı.

oğulcan berk'e öpücük atarken aybike kahkaha atıyordu, diğerlerinin de durumu farksızdı.
-öpeyim de geçsin mi?

oğulcan kafasını sallayıp dudaklarını büzerek berk'e doğru yürürken berk aybike'nin arkasına geçip konuştu.
-oğulcan dizide de değiliz masalda da değiliz. sen beni prense dönüşsün diye kurbağa öpen prenses sandın herhalde?
-bu ağır oldu bak...

oğulcan kalbi kırılmış gibi hareketler yaparken berk onu tınlamadan planına başlamıştı, zaten hava kararmaya yakındı çabuk olmalıydı.
-şimdi (sessizce) davetsiz misafirler-
-misafir derken berkcim?