6.Bölüm

1.7K 68 29
                                    

Hünkar önce aynadaki aksine baktı. Tek bir iple ortada birleşen bornozun kapalı kısımları vücudunun tüm hatlarını belli ediyordu. Tüm kıvrımları fazlasıyla dikkat çekiciydi. Açık kısımlar ise koyu yeşil olan bornozun daha da ortaya çıkardığı süt beyaz teniydi. Bu görüntüsü hiç olmadığı kadar davetkardı ve Hünkar da bunun fazlasıyla farkındaydı. Bir kaç saniyesi vardı düşünmek için. Evet ya da hayır. Tek bir cevabı ile her şey aslında şuan onun elindeydi. Ne istediğine karar vermesi için sadece bir kaç saniyesi vardı. Çünkü insanlar üzerindeki etkisini çok iyi bilen bir kadındı Hünkar. Ama öğlen aralarında geçen o tartışma Hünkar'ı kendine getirmişti. Artık duvar yoktu. Paravan yoktu. Kendini korumak zorunda hissetmediği tek insan vardı karşısında. Utanç yok. Korku yok. Sadece kalbi vardı. Şuan delicesine çarpan kalbi. Onu dinleyecekti. Şuan kapının ardındaki adam o kalbi avuçlarına almamış mıydı zaten, nasıl dinlemesindi. Ama asıl güzel olan şuan aklı da kalbiyle iyi geçiniyordu. Belki de hayatında ilk defa ikisi de aynı kararı vermişti...

H. Evet, gelebilirsin.

Ali Rahmet içeri girdiği an nefesi kesilmişti sanki. Suratına bir rüzgar çarpıyordu. Ama içi de ısınıyordu aynıanda.

A. Hü...Hünkar, pardon ben müsaitsin sanmıştım ama

Yutkundu Ali Rahmet.

H. Müsaitim.

Dedi sıcacık gülümseyerek. Ali Rahmet'i ise sıcak basmaya çoktan başlamıştı zaten. Şimdi bu gülüş iyice aklını başından alıyordu.

İçeri girip kapıyı kapattı. Odanın ortasına doğru yürürken gözleri de Hünkar'ın bedeni üzerinde keşfe çıkmıştı.

A. Nasıl oldun diye bakmaya gelmiştim. Ama gördüğüm kadarıyla iyisin, fazlasıyla.

Çapkın bir gülüş attı Ali Rahmet de Hünkar'dan aldığı cesaretle.

Hünkar ise her şeyin farkındaydı. Ve daha da cüretkar yaklaştı sevdiğine.

H. Egzersizin üstüne sıcak duş çok iyi geldi. Kuş gibi hafifledim.

Kocaman odada yatağının yanındaki komodine gitmek için yol olarak tam da Ali Rahmet'in yamacını seçmişti. Koluna çarparak geçiyordu ki Ali Rahmet belinden kavradığı gibi yerleşti sevdiğinin aklını başından alan gerdanına

A. Mis gibi de kokmuşsun.

Hünkar biliyordu böyle olacağını ama sıcak bastı onu da. Nasıl da sıkı kavramıştı belini böyle. Göründüğünden daha güçlüydü Ali Rahmet anladı o an. Boynuna değen sakalları hem huylandırıyor hem de şehvet kuyularına atıyordu onu.

Hünkar ellerini yavaşça Ali Rahmet'in göğsüne götürdü. Yavaş hareket etmeye özen göstererek yukarı çıkarıp boynunu sardı kolları. Bu hareket onları birbirlerine daha da yaklaştırmıştı. Aynı zamanda Ali Rahmet'in nefesini kesmeye de yetmişti. Bu gece aklını başından alacaktı bu kadın.

Hünkar ise bambaşka duygular içinde buluyordu kendini. Sadece sevdiğine has arzulardı bunlar. Karşısında bir erkekten fazlası vardı. Ruhu vardı. Ve bu ona hiç bilmediği duyguları tattırıyordu. Kalbi ağzındaydı ama ayakları yere değmiyordu sanki.

Ali Rahmet ise ondan farksız değildi. Evet Hünkar karşısındaki her erkeğin aklını başından alabilecek kadar güzel ve çekici bir kadındı. Yıllar teğet geçmişti adeta onu. İpeksi teni, saçları, gözleri... Ah o gözleri nasıl da çekiyordu onu hülyalara. Ama şuan Ali Rahmet'in hissettiği şey güzel ve çekici bir kadına duyulan istek değildi. Sevda sevda çekiyordu Hünkar onu kendine. Bakışları, gülüşü aklını başından alıyordu. Bir de kokusu...bu nasıl bir kokuydu böyle. Şuan ölse şükredecekti soluduğu bu son koku için. Kafasını kaldırdı yavaş yavaş burun burunalardı şimdi. İkisi de bakışarak konuşuyordu farkında bile olmadan.

Tenleri çekiyordu birbirini.

A: Aklımı başımdan alıyorsun...

Yüzünü Hünkar'ın yüzüne sürtüyordu hafiften.

H. Benimki başımda mı sanki...

Cümlesi bitmeden Ali Rahmet sertçe birleştirdi dudaklarını.

Ne kadar yavaş olmaya çalışsa hasretini bastıracak gücü kendinde bulamıyor büyük bir istekle öpüyordu sevdiğini.

Hünkar bir öncekine göre oldukça sert olan bu öpüşlerden hayli memnun bir şekilde karşılık veriyordu. Parmaklarını geçirdiği ensesindeki saçları daha sıkıca tutuyor öpüşlerini hızlandırıyordu. Dudakları birbiriyle dans ederken Hünkar geri geri yatağa adımlamaya başladı. Yatağın yanına geldiklerinde Ali Rahmet yumuşak bir şekilde Hünkar'ı yatağa yatırdı.

Ali Rahmet yavaşça Hünkar'ın üzerine doğru eğilirken elleri de bacaklarını yol bilmişti. Vücudunun her bir bir santimini ezber ediyordu gözleri usul usul.
Ardından kendini iyice Hünkar'ın üzerine eğip dudaklarına uzandı. Dudaklarından sonra derin öpücükler bırakıyordu boynuna kalıcı izler bırakacak.

Hünkar ellerini Ali Rahmet'in gömleğine götürüp düğmelerini açtıktan sonra hızla üzerinden fırlattı. Ellerini Ali Rahmet'in çıplak kalan göğsünde gezdirdiriyordu. Onu da yıpratmamıştı geçen yıllar bu durum Hünkar'ın içinde daha da fazla dokunma isteği uyandırıyordu...İkisinin de elinin dokunduğu her yer ateş oluyor alev alıyordu.

Ali Rahmet ise ellerini Hünkar'ın bornozun kemerine götürdü. Bir hareketle bornozdan kurtardı Hünkar'ı vücudunu.

Gözler önüne serilen bedenini süzdü bir süre. Yutkundu. Bu duruma daha fazla dayanamayan Hünkar ise bir hareketle çekti onu kendine. Dudakları yeniden buluşmuşken Ali Rahmet'in elleri arsızca Hünkar'ın vücudunda dolanıyordu.

Ali Rahmet dudaklarının değmediği hiçbir yer bırakmamaya kararlıydı. Hünkar ise hep uzaktan izlediği dokunmaya bile çekindiği sakalların bedeninde bıraktığı izler ile gıdıklanıyor sevdiğinde soluklanıyordu.

A. Nesin sen böyle? Nasıl bir kadınsın

Dedi nefes nefese.

H.Birbirimiz için gönderildik biz. Sen olmadan ben, ben olmadan sen hep eksikmişiz, yarımmışız.

A. Ruhlarımız gibi bedenlerimiz de ne çok beklemiş kavuşmayı. Ne çok susamışız birbirimize.

İkisi de hazırdı şimdi Ali Rahmet üzerinde son kalanlardan da kurtuldu tek beden olmuşlardı artık. Şuan dünyada sadece ikisi varmışcasına hareket ediyorlardı.

Yaşadıkları mutluluk paha biçilemezdi. Aşk her şeyi nasıl da farklı kılıyordu. Nasıl da anlam katıyordu. Her canlı için sıradan olan bu şey sevdanla olunca nasıl da dünyanın en güzel duygusu oluyordu. Zaman kavramı kalmamış birbirlerine teslim olmuşlardı. Ve sonunda ikisi de nefes nefese yatağa bıraktılar kendilerini.

Ali Rahmet sarmaladı Hünkar'ı hemen.

A. Canım canıım...

Sırtına omuzlarına küçük öpücükler bırakıyordu. Ali Rahmet'in, karnında birleşen ellerini sardı Hünkar da usulca. İkisi de huzurla bedenlerini uykuya teslim etti...

•𝓥𝓪𝓼𝓵 •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin