Behice ve Ali Rahmet masalarına yerleşmiş siparişlerini vermişlerdi. Hünkar bulunduğu yerden stres içerisinde onları izlerken Ali Rahmet'in de durumu ondan farklı değildi fakat bir görevi vardı ve bunu kusursuz bir şekilde yerine getirmek zorundaydı.
Sohbet olması gereken kıvamda ilerlerken yemekler gelmiş ve yenmeye başlamıştı.
B. Sizi böyle gördüğüme öyle mesut oldum ki. Neyse ki çabuk toparladınız kendinizi. Eski Ali Rahmet Fekeli'yi özlemişiz.
Dişlerini sıktığını belli etmemeye çalışarak konuşmaya başladı Ali Rahmet de
A. Sormayın Behice Hanım. Ben de özlemişim eski Ali Rahmet'i. Her acının bir sonu oluyor, hayat böyle. Hünkar'ı unutmadım tabi ki ama kendimi de hatırlamak zorundaydım. Bir evladım var benim. Gelinim,torunum, ailem var onları da unutamazdım.
B. O kadar doğru ve güzel düşünüyorsunuz ki, onlar da perişan oldular sizi öyle gördükçe.
Ali Rahmet'in masının üstündeki elinin üzerine kendi elini koydu
B. Ailemizin yeniden eski mutlu günlerine dönmesi hepimize iyi gelecektir.
Ali Rahmet hemen elini geri çekse de Hünkar öfkesine yenilip bulunduğu yerden bir hışımla çıkmıştı ki savcı son anda durdurdu.
S. Hünkar hanım yapmayın. Henüz ilaç etki etmedi. Bütün planımız boşa gidecek, lütfen sadece bir kaç dakika daha sabırlı olmak zorundasınız.
Hünkar hak vermiş bir şekilde tekrar yerine döndü ve sessiz bir şekilde izlemeye devam ettiler. Dakikalar geçmişti ve şimdi Behice için artık hesap vaktiydi. Kısa bir süre için nefes almasını zorlaştıracak son derece zararsız bir karışımın katıldığı yemeği bitmiş ve ilacın etkisi vücuduna tesir etmeye başlamıştı. Öksürükle başlayan nefes darlığı başlamıştı, işte şimdi Hünkar'ın sırasıydı.
Behice öksürürken
A. İyi misiniz Behice Hanım. Bekleyin ben size su isteyip geliyorum.
Diyerek atmıştı kendini Hünkar'ının yanına.
A. Oh be. Bitti değil mi artık benim işim?
S. Sayılır.
A. Bu kazığınızı da unutmayacağım Hünkar Hanım. Ateşlere attın beni haberin yok.
H. Yok seni atmadım ben daha ateşlere ama birazdan Behice'yi atacağım.
A. Seni görünce gerçekten nefesi kesilecek gibi duruyor
dedi gülerek
Hünkar eline bir bardak su aldığı gibi Behice'nin yanında doğru ilerlerken Behice ise derin derin nefes almaya çalışıyordu. Hünkar arkasından yaklaştı ve bir bardak suyun tamamını Behice'nin kafasından aşağıya döktü.
B. Ne oluy...
Arkasını döndüğü anda Hünkar 'ı görmesi ile dona kalmıştı adeta.
H. Ateşin sönsün dedim ama bir bardak yetecek mi?
Behice yüzü bembeyaz olmuş bir şekilde Hünkar'a bakıyordu, tek kelime bile edemeyecek kadar şaşkındı
