13.Bölüm

766 41 33
                                    

Tam sağa dönmüştü ki Ali Rahmet sözünü bitiremeden ani bir frenle durdurdu arabayı yolun ortasında dikilmiş çantasını karıştıran bir kadın çıkmıştı karşılarına.

H. Bu ne böyle kazulet gibi dikilmiş yolun ortasına

Ali Rahmet ise şaşkınlık içerisindeydi

A. Fazilet ?
_____________________________________

H. Kim?

A. Fazilet. Rahmetli abimin eşi.

H. Ciddi misin sen bu kadın Fazilet mi? Ne çok değişmiş yaşlanmış...

Bu sırada Fazilet de fark etmişti onları. Biliyordu yeniden birlikte olduklarını ama kendi gözleriyle görünce garip bir his kaplamıştı içini onun da bilmediği çok şey vardı tabii yaşananlar hakkında.

Arabadan indi Ali Rahmet ve Hünkar da konuşa konuşa.

A. Evet o, ben de en son gördüğümde bu kadar bitkin görünmüyordu.

H. Neyse sus sus duyacak

Yanına geldiler Fazilet'in

A. Fazilet? Ne işin var burada?

Yorulmuş nefes nefese kalmıştı Fazilet

F. Sizi gökte ararken yerde buldum.

H. Bizi mi arıyordu ki?

A. E telefon etseydin aldırırdık seni.

Hünkar'a baktı hüzünle Fazilet, özellikle ona büyük bir özür borçluydu çünkü. Hünkar da fark etti bu bakışı.

F. Hiç gerek yok sora sora bulurum dedim geliyordum işte yavaş yavaş. Ne çok değişmiş Adana

A. Öyle öyle ben de mapustan çıktığımda afallamıştım biraz.

Fazilet mapus lafını duyunca daha da hüzünlenmişti yaşanan her acıdan kendini sorumlu tutuyordu çünkü. Haksız da sayılmazdı esasında. Bazen tek bir söz bile insanların kaderini değiştirirken o, kendi mutluluğu için bir çok insanın kaderini karartmıştı. Er ya da geç her kötülük öyle veya böyle karşılığını bulurdu. Fazilet de hastalığını Ali Rahmet ve Hünkar'a yaptıklarının cezası olarak görüyordu. Şimdi ise bir nebze olsun ruhunun acısını dindirmek için günah çıkartmaya gelmişti Adana'ya...

A. E hadi kaldık böyle yolun ortasında gidelim o zaman.

F. Siz bir yere mi gidiyordunuz ben alı koydum.

Ali Rahmet Hünkar'a baktı aşkla

A. Evet Yaman Hanımla başbaşa bi gezelim dedik ama sen gel seni eve bırakalım sonra gideriz gideceğimiz yere

Nereye gittiklerini bilmediği için söyleyemiyordu da, güldürdü bu durum Hünkar'ı

F. Yok yok ben mani olmayayım siz gidin bulurum ben bi taksi şuradan

Hünkar pek sevmezdi Fazilet'i ama yüzüne baktıkça içi burkuldu. Çok yaşlanmıştı. Aldığı yaştan değil sadece başka bir yorgunluk da vardı halinde. Eskisi gibi öfke ve kinle bakmıyordu gözleri hüzünlü ve acı vardı Hünkar'ın geçmişten hatırladığı o gözlerde. Kıyamadı o da taksiyle uğraşmasına.

H. Olmaz öyle şey buralara kadar zahmet etmişsin birlikte eve geçelim o gideceğimiz yere de başka zaman gideriz olur mu Ali Rahmet?

Ali Rahmet de Fazilet'i burada böyle bırakmak istemiyordu yakışmazdı onlara misafire hürmette kusur edilmezdi ama Hünkar'ı da çok özlemişti hem başbaşa kalmak istiyordu hem de onun sürprizi için heyecan doluydu fakat Hünkar'ın bu teklifinden sonra pek de söz hakkı kalmamıştı.

•𝓥𝓪𝓼𝓵 •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin