9.Bölüm

848 48 30
                                    

Hünkar ve Ali Rahmet akşam olurken evlerine vardılar. Evde Saniye'den başka kimse kalmamıştı artık oyun bitmiş ve Adana'ya dönme vakti gelmişti. Saniye'yi de yarın için neler yapacağını detaylıca anlatıp konağa gönderdikten sonra yalnız kalan Hünkar ve Ali Rahmet bu evde, en azından şimdilik, başbaşa geçirecekleri bu son gecenin hüznünü yaşıyorlardı.

Hünkar sabahleyin yaşayacağı yüzleşme için bir yandan üzülüyor bir yandan ailesini ne kadar özlediğini hissedip heyecanlanıyor diğer yandan da Ali Rahmet'e çok alıştığı için onun yanından ayrılmak istemiyordu. Ali Rahmet'in durumu da ondan farksız değildi.
Görüyordu yarinin yüreğinde yanan ateşi. Bir an önce oğluna ve annesine kavuşsun ne olacaksa olsun yeter ki yüzündeki bulutlar dağılsın diyor diğer yandan Hünkar'ı sıkı sıkı sarıp hiçbir yere bırakmamak istiyordu. Artık onu gözünden bile sakınıyor bir an bile yalnız kalsın istemiyordu.

Ali Rahmet günün yorgunluğunun ardından şöminenin karşındaki koltuğa oturmuş Hünkar'ını bekliyordu. Hünkar da çok gecikmeden gelip yerleşti hemen sevdiğinin kollarının arasına. Kafasını Ali Rahmet'in göğsüne koymuş kalp atışlarını dinliyordu gecenin odun çıtırtıları ile bölünen sessizliğinde. Ali Rahmet ise dokundukça daha da çok yayılan mis kokusu ile büyülendiği saçlarını seviyordu Hünkar'ın usul usul, şefkatle.

Camdan içeriye süzülen ay ışığı ve yanan odun ateşinin aydınlattığı gecede dakikalarca susarak konuşmuşlardı iki sevgili. Belki de bu hayattaki en önemli nimetlerden biri birlikte konuşabildiğin kadar birlikte susabildiğin biriyle can cana olabilmekti...

Geçen zamanın ardından Ali Rahmet huzurla bir oh çekti. Ardından Hünkar da ona doğru dönüp derin bir nefes aldıktan sonra

H. Gerçekten ohh...

Gülmeye başladılar ikisi de. Geçen günlerin hatta belki de yılların üzerindeki ağırlığını yeni fark ediyordu Ali Rahmet. O ağırlık kalkınca anlamıştı büyüklüğünü.

A. Biz neler yaşadık böyle Yaman Hanım. Huzurlu bir nefes almayalı yıllar olmuş yahu. Ben nefes almayı unutmuşum da haberim yokmuş.

Hünkar başını göğsünden kaldırmadan sakallarını sevdi yarinin.

H. Bitti mi gerçekten peki? Artık rahat bir nefes alabilecek miyiz?

A. Bilmem... Bunu hiçbir zaman bilemeyiz Hünkar. Elbette kötü günler de yaşayabiliriz, varoluşun mutlak koşuludur bu. Bahar olmak kışın riskini kabul etmek demektir.
Rahat bir nefes alabilecek miyiz bilmiyorum ama bildiğim bir şey var o nefesi ne olursa olsun nasıl olursa olsun birlikte alacağız.

Hünkar'ın gözleri uzaklara dalıyor tüm yüreği ile inanmak istediği bu sözlere sadece sessizlikle karşılık verebiliyordu.

A. Bundan böyle hep el ele olacağız ve var gücümüzle yolumuzu aydınlatacağız... Çok hata yaptık Hünkar. Çok acı çektik ama her hatanın bedelini misliyle ödemedik mi? Ödedik. Artık hepsi dünde kaldı. Üzme kendini.

Yanağını seviyordu Ali Rahmet Hünkar'ın

H. Geçmişte yapılan hataların bedeli ödense de misliyle acı çekilse de geçip gitmiyor ki Ali Rahmet. Mıh gibi kalıyor orada ahir de onun üstüne kuruluyor.

A. Evet ama hatanı anlamak, telafisi için canını ortaya koymak önemli değil mi? Sen yaptığın hatalardan ders almadın mı Yaman Hanım. Zaman da kendi kaderini yazdı beklemedi bizi. Artık Züleyha Demir'le Yılmaz da Müjgan'la mutlu kabullendiler. Kendi aileleri ile mutlular, vazgeçtiler. Üstelik zorunda değilken yaptılar bunu kendi istekleri ile bu hayatı seçtiler. Belki de savaş bitince heyecanı da bitti onlar için ve yüreklerinin sesini yeni duymaya başladılar. Ama ne olursa olsun sen onlara bir şans verdin onlar da sana. Artık bunları düşünüp sıkma canını.

•𝓥𝓪𝓼𝓵 •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin