he will be los(v)er

160 31 15
                                    

(o kaybeden aşık olacak)

Sözleşme imzalanmış şimdi de Tae'den isteğimin yerine gelmesini bekliyordum. Bir hafta içinde gönderse iyi olurdu.

Patron: Gyu ofise gel.

- Pekii.

Adımlarımı hızlandırdım. Beni her zaman çağırmazdı. Demek ki önemli bir şey olmuştu.

Tak tak.

- Evet?

Patron: Geç otur. Taehyun hakkında konuşmalıyız.

- Pekala dinliyorum.

Patron: İlk seferde waverider istemişsin. Aklını mı kaçırdın. Zaten bir çocuğu bulmak ve 50.seviyeye getirmek yaklaşık 5 ay alıyor. Elimizde bir kişi var onu da kaçırıyorum... Buna göz yumamam.

- Hayır Taehyun kabul etti. Getirecekmiş.

Patron: Nasıl bu kadar eminsin? Hem bu çocuk nasıl kabul etti?

- Bilmiyorum. Neden kabul ettiğini bilmiyorum. Aptal biri değil. Sadece bana güveniyor.

Patron: Güveniyor demek... Bu işin sonunda baya üzülecek. Neyse sana bir liste yaptım. Sırayla hangi günlerde neler isteyeceğin yazıyor. Hepsini toplamamız 2 ayı alır zaten.

- Her dediğim şeyi nasıl aldıracağım?

Patron: Onunla yakınlaş. Hem almasına yardım edeceksin. Çocuğun işini kolaylaştıracağız. Adres ve benzeri şeyleri biz halledeceğiz. Bu akşam ona kendinle ilgili yalan bilgi vereceğiz. Ne demen gerektiğini biliyorsun. Çıkabilirsin.

- Anladım.

Patron: Bir saçmalık daha duymak istemiyorum Beom. Yoksa çocuğu Yeonjun'a devretmekten çekinmem.

Dediği şeyden sonra kapıyı kapatıp kendi hücreme gittim. Zaten yan hücrede de Yeonjun kalıyordu. Bu akşam görüntülü konuşma olacaktı. Odayı hazırlamam gerekti. Yeonjun'u da çağırıp kamerayı ayarlamasını söyledim.

Yeonjun: Neden bu kadar sessizsin.

- Hiç. Hadi başlıyoruz.

Yeonjun: Tamam. 1-2 vee...

"Ah merhaba Beomgyu."

- Selam Taehyun. Nasılsın?

"İyiyim desem yalan olur. İstediğin şeyi bulmam imkansız."

- Biliyordum. Bu yüzden sana bir adres vereceğim. Onlara bizim adımızı versen yeterli. Sana hemen teslim edecekler.

"O büyük şeyi nasıl getirmemi bekliyorsun?!"

- Doğru. Orada sana kiralık tır verecekler ekstra. Sen evin önüne getirsen yeterli. Biz alırız. Sonra tekrar tır'ı bırakmaya git.

"Tanrım... Ben bunun karşılığında ne alacağım?"

Yeonjun'a kaçamak bakış attım. Kamera arkasında olduğundan kameraya bakıyormuşum gibi görünüyordu.

Yeonjun elleriyle kalp yapınca ne demek istediğini anladım.

- Gece sana güzel anlar yaşa- ah!

Yeonjun elindeki peluşu yüzüme attı. Aptal. Daha sonra cebinden para çıkardı... Meğerse kalp değil para işareti yapıyormuş.

- Ah şey yani sana yüklü miktarda para verilecek. Bu işten ikimizde kârda oluruz.

"Sana peluş atan kimdi?"

- Yeonjun.

"Onun orada ne işi var ki?"

- Dur her neyse konuyu saptırma. Hem 50.seviyeyi aştığına göre birlikte gezebiliriz. Hatta bu akşam işin yoksa seni yemeğe götüreceğim.

"O-olabilir... Tamam! Hazırlanacağım."

- Pekala hoşçakal.

Arama kapanınca Yeonjun bana kaçamak bakışlar atmaya başladı.

- Mal mal bakma. Onu kendime aşık edeceğim. Böylelikle kaybedecek.

Yeonjun: Bana pek öyle gelmedi niyeyse.

- Kes sesini Yeonjun yoksa Junnie mi demeliyim? Soobin konusunda başarısız olup patronun Soobin'i bana aktarması eminim hala canını yakıyordur değil mi? Hatta o gün bahçede sevgilisini Soobin'e teslim ederken... Hah. Sana güvendiği için gelmişti o da. Şimdide senden uzak durmak istediğini söylüyor.

Yeonjun: Seni... Gebertirim... Bunu yapabileceğimi biliyorsun Beomgyu. Daha önce de gördün. Aptal. Seninle kavga etmeyeceğim. İlk görüşmede waverider isteyen ben değilim zaten jwndqkdoqkdokq. Ama şunu unutma.

Yeonjun: Yanlışlıkla aşık olan sen olursan bana sakın yardım için gelme.

Bölüm sonu 💓

LOS(V)ER ' taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin