LOS(V)ER ' taegyu

shall we Dance?

(dans edelim mi?)

- Malzemeleri aldık.

Patron: Güzel. Sıradaki aşama çocuğu buraya getirmek olacak. Ona yeterince yakınlaştın mı?

- Onu benimle sevgili yaparsam buraya getirebileceğim.

Parton: O zaman ne duruyorsun gitsene!

Aptal bunak. Kapıyı kapatıp Yeonjun'un odasına gittim. Yine ve yine elinde Soobin'in resmi vardı. Beni görünce fotoğrafı masaya bırakıp yanına geldi.

Yeonjun: Gelişme mi var?

- Pek sayılmaz. Malzemeleri aldık. Taehyun'u istiyor...

Yeonjun: Taehyun buraya gelirse burası artık senin için bir cehennem olur.

- Evet. Biliyorum.

Yeonjun: İşin çok zor. Ee? Cidden getirecek misin?

- Mecburum.

Yeonjun: Burada kaldığı her bir saniyede senden nefret edecek. Buna hazır mısın?

- Onu sevmiyorum bile aptal. Nefret ederse etsin bu çok önemli değil.

Yeonjun yan gözlerle bana bakıp gözünü devirdi.

- Bir daha devirirsen oyacağım.

Yeonjun: Offf. Şu çocuğun adı ne?

- Ne?

Yeonjun: Soobin'in yanında olan. Tae'nin arkadaşı.

- Kai.

Yeonjun: Kai...

- Niye sordun?

Yeonjun: Hiç.

- Neyse ben gidiyorum. Taehyun'un gönlünü almam ve onu kendime çekmem gerek.

Dünkü öpücük aklıma geldi ve parmaklarımı şıklattım.

- Ahaa. Belki de o kadar zorlanmayacağım.

Yeonjun: Yoksa siz??

- Öptü. Sonra git dedi. Bunu trip olarak algılıyorum. İşim kolaylaştı. Hazır ol. Yakında onu daha yakından göreceksin.

Dedim ve son sözümü söyleyip odasından çıktım. Uzun süredir burada olan benim, ilk defa böyle özel bir görevi olmuştu. Keyfim yerinde idi. Tabii aklıma gelen şey ile duraksadım...

Yeonjun'dan flört dersleri alsam fena olmazdı.

~

- Date yapmalıyız.

"Neden ki? Hiçbir şey değiliz."

- O zaman birşey oluruz.

"Yoruldum Beomgyu. Yoruyorsun."

Ekrandan çıkıp yanına doğru sokuldum. Ellerini tuttum. Sıcak ve yumuşaktı. Her zaman ki gibi.

- Bu akşam seni bir yere götüreceğim. Güzel bir yemek yiyeceğiz. Dans edeceğiz. Ne dersin?

Diyip göz kırptım. Biraz düşündü ve istediğim cevabı verdi.

"Tamam."

- Akşam 10 gibi gelirim.