Jungkook delirmiş halde hastane koridorunda bir sağa bir sola doğru dönüp duruyordu.
• Lanet olsun!
Ellerini hırsla saçlarının içinden geçirip, yolarcasına çekti serçe.
• Benim suçum, benim yüzümden oldu.
Belini duvara yaslayarak yavaştan çöktü yere. Gözlerini kapatıp kafasını ağır ağır duvara vurmaya başladı. Delirme raddesine gelmişti artık. Nolane'i yarım saatdan fazkadır ki yoğun bakım odasına almışlardı ve giren çıkan hemşireler ' bekleyin ' diyerek onu geçiştirip duruyordu.
• Tanrım koru onları. Lütfen onları koru.
Ellerini başına sararak beklemeye başladı sakin olmaya çalışarak. Zaten bundan başka yapa bileceği bir şey de yoktu.
Olanlar için kendini suçlayıp durmadan lanet ediyordu.
Nolane ona biraz ağrım var dediğinde evde kalmak yerine markete gitmişti. Geldiğinde kızı yatakta kıvrılırken bulmuştu ki kanaması bile vardı. Nolane'i kucağına alarak soluğu hastanede almıştı.
Jungkook deli gibi korkuyordu şu an. İlk başlarda adilik yapıp bebeği istememişdi ama şimdi onun canı için endişeliydi. Daha günler önce haraketini hissettiği , kalp atışını duyduğu kızını kaybetmekten korkuyordu.
Jungkook onu dinlemeyip evde kalsaydı bunların hiç biri olmayacaktı. Eğer Nolane ve ya 6 aylık minik bebeğine bir şey olursa kendisini asla affetmezdi.
Yoğun bakım odasının kapısı açıldığında, Jungkook hemen ayağa fırlayıp doktorun yanına ilerledi koşar adım. Onların iyi olduğunu duymaya ihtiyacı vardı.
• Dokun durum ne? Lütfen bana ikisinin de iyi olduğunu söyleyin.
Orta yaşlı kadın tebessüm ederek, elini erkeğin omuzuna koyup sıktı hafiften.
> Merak etme genç adam. Kızın da anne de iyi.
Jungkook duyduğu kelimeyle elini kalbine koyup rahat nefes aldı.
> Bazı kadınlarda bu durum normal. Bebek büyüdükçe kendine rahimde yer açar ve bu da kanamayla acıya sebep olur. Yani endişelenmenize gerek yok, kanamayı durdurup ona bir ağrı kesici yaptık . Şimdi dinleniyor, birazdan odaya alacaklar o zaman gidip göre bilirsin.
Jungkook tebessüm ederek kafasını sallayıp teşekkür etti kadına. İçinde öyle bir rahatlama hissi vardı ki hayatı boyunca böyle hissetmemişti kendisini. Hastanenin balkonuna doğru ilerledi yavaş adımlarla. Nolane odaya alınana kadar biraz temiz hava alıp kendine gelmeliydi. Balkona çıktığında ellerini demirlere yaslayarak derin nefes alıp temiz havayı çekti çiğerlerine.
• Teşekkür ederim Tanrım. Onları koruduğun için teşekkür ederim.
Kafasını kaldırıp yıldızlara dolu gök yüzüne bakarak tebessüm etti hafiften.
• Sen bu gün canımı almadın ya. Yemin ederim bana hediye ettiğin o canı hayatım boyunca, son nefesimi verene kadar koruyacağım.
O söz verdiyse yapardı. Jeon Jungkook verdiği her sözü tutmasını bilen bir adamdı..
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
