• ερ 7

9.6K 453 145
                                    

vote ⭐️

Nolane

Jambonlu tostumdan koca bir ısırık alıp gözlerimi, iki masa ötede oturan Jeon şerefsiz, Jungkook'a sabitledim.

Son konuşmamız üzerinden bir ay geçmişti . Ben onun biraz bile olsa düzeleceğini sanmıştım ama, o her zamanki piçliklerine devam ediyordu.
Hatta son hızla. Bazen merak ediyordum da, acaba Jungkook'un göbek bağı barda'mı yoksa genelevide'mi gömülmüş? Çünkü bu çoçuğun böyle gevşek, çapkın, sex düşkünü olmasının, başka bir sebebi olamazdı.

Çok rahattı.
Ya 'umursamıyorum' ayaklarına yatıyor, ya da bana inanmıyordu, onu kandırdığımı düşünüyordu.

" Gerizekalı çoçuk.."

Başımı iki yana sallayarak tostumu tabağıma bıraktım.
Eğer onu kandırdığımı düşünüyorsa, yanılıyordu.
Gerçekten hamileydim.
Bebeğim 2 ay, 17 günlüktü. Karnım birazcık çıkmıştı. Bebek için atraksiyon dolu hayatımı sonlandırıp, voleybol ve ponpon kız takımından ayrılmıştım.

Ona bir şey olmasına izin veremezdim sonuçta.

Bunları aptal Jungkook'u bebekle elde etmek için yapmıyordum. Onu sevmiyorum. Sadece basit bir hoşlantıydı. Hakkını yememek gerek, karaktersizin teki olsada, çok yakışıklı bir çoçuktu.

Bebeği ısrarla istememe gelirsek, o benimde bebeğimdi. Onunla birlikte olurken, içkili yada bilinçsiz değildim, ikimizin de isteğiyle olmuştu bu. O bebeği istemiyor , sorumluluktan kaçıyor ola bilirdi. Ama ben çoçuğumdan vazgeçmeyecektim.

Sıkıntıyla nefes verip tekrar önündeki bedene baktım. Ne de rahattı böyle? Sıkıntısı , derdi yok gibi.

Bense dert içinde boğuluyordum. 5 ay sonra ailem Avusturya'dan dönecekti ve biricik kızlarını karnı burnunda gördüklerinde pek sevineceklerini sanmıyordum.

Eğer onlarda bana destek olmazsa, ne yapacağımı cidden bilmiyordum. Tek unudum ağabeyim olurdu. O da kesin Jungkook'u öldürürdü.

Kafamı iki yana sallayarak, masadaki kitaplarımı , kalem kutumu alıp ayağa kalktım. Zaten yüzsüz herifin suratını gördüğüm an iştahım kesilmişti. Çantamı omuzuma alıp arkamı dönüp kantin çıkışına ilerlemeye başladım. Jungkooka son bir kez bakmak için kafamı çevirdikten , saniyeler sonra çarptığım sert bedenle elimdeki kitap, ve kalemlerimin yere serpilmesini umursamadan bir adım geri çekilip inleyerek anlımı ovaladım.

•.İnsanları dikizlemek yerine , önüne bakmaya ne dersin?

Duyduğum sesle anlımı ovalamayı bırakıp kafamı kaldırarak, önümdeki elleri cebinde duran ve tek kaşını kaldırmış bana bakan Jungkooka baktım.

Sikeyim. Bu gün şansım bana yüz mü çevirmişti?

" Ne yapıp, yapmayacağım seni ilgilendirmez . Yanlışlıkla oldu, sana çarpacağımı bilseydim , rotamı duvara doğru alırdım.. "

Onunla daha fazla muhattap olmamak için, yere eğilip hızlıca yere sepelenen kitaplarımı, kalemlerimi tolamaya başladım. Hepsini topladıktan sonra ayağa kalkıp hızlı adımlarla kantini terkedip sınıfıma ilerledim. Sırama oturduğumda ondan böye rahat kurtulduğum için, içimden sevinç çığlıkları atıyordum.

Tabi ki bu sevinç çığlıklarının dakikalar sonra, yardım çığlıklarına dönüşeceğini bilmeden.

vote ⭐️

vote ⭐️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lost Star ᴶᴶᴷHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin