Bölüm Şarkısı: John Lennon Paul McCartney- Eleanor Rigby
“Odadan çıkın. Daha fazla kafası karışmasın”
Andromeda odadan herkesi çıkardığında ve kendi de çıktığında sadece ben kalmıştım. Duygularım, zihnim ve iç sesim ile vereceğim savaş pek kolay değildi.
'Ne saçmalıyorlar'
İç sesime verebilecek bir cevabım yoktu. Kendime bile verebilecek bir cevabım yoktu.
'Hasta olduğumu biliyorsun'
İkimiz de aynı anda derin bir nefes aldık. Doğruydu. Hasta olduğumu ikimiz de biliyorduk. Düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Peki hasta olmasaydım, herkes gibi sıradan bir insan olsaydım değişen şeyler olur muydu? Bence olurdu. Normal insanlar gibi sevgi duygusunu tadabilirdim. Sevdiğim insanları asla unutmazdım, onların kalplerini kırmazdım. Harry adlı oğlan içeri girince ona 'bir sorun mu var?' bakışlarımı göndermeye başladım.
“Iris sana, bazı unuttuğun anıları göstermeye geldim”
Ona hiçbir şey belli etmeden acı bir şekilde gülümsedim. O zihninden değişik ip gibi bir şey çıkarırken sadece bakıyordum. Bir asa hareketiyle düşünseli getirdi önümüze ve ikimizde içine girdik.
“Ronald bizim gitmemiz gerek. Bu yıl bina başkanları olarak seçildik”
Görüş açısı döndüğünde ve Harry Potter'a baktığımızda tek başına el sallıyor olduğunu gördük.
Gülümserken gözlerimden yaşlar aktığında Harry Potter şaşkındı hiç olmadığı kadar. Sahne döndüğünde ve biz başladığımız yere geldiğimizde şaşkınlıkla ayağa kalktı.
“B-bu nasıl olabilir?”
Derin bir nefes aldım.
“Bu sihirli bir hastalık Harry. Siz beni unutmuyorsunuz fakat tarihteki anılarımız ve benim zihnimde siz siliniyorsunuz. Ama bir şekilde siz beni unutmuyorsunuz işte. Bu belki de size acı çektirmek için bir yöntem”
Başımı aşağı eğdim. Bu kesinlikle benim sevdiklerimin acı çekme yöntemiydi. Yanaklarımı ısırmaya başlamıştım. Her geçen dakika daha fazla stres oluyordum.
“Belki de kendimi bir yere kapamalıyım. Böylece kimseye sevgimi vermeyim ve kimse benim yüzümden acı çekmez”
Bana acı dolu bir gülümseme ile baktı.
“Tabihkide böyle bir şey yapmayacaksın”
Derin bir nefes aldım. Ne düşüneceğimi bilmiyordum, kimlerin arasına düştüğümü bilmiyordum, kendim hakkında, hayatım hakkında hiçbir şey bilmiyordum. İçimdeki seziler kulağıma fısıldıyorlardı.
'Seni küçük yalancı, kendini mi arıyorsun yabancı?'
Dudaklarımı ısırmaya başladım. Derin nefesler alıyordum.
“İyi misin Iris”
Düşüncelerimin derin okyanusunda boğulduğumu hissediyordum. Yolumu kaybetmiş gibiydim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buzdan Kalpler
Fanfiction"Söylemiştim sana. Kalpleri buzdan olan insanlar sevgi nedir bilmezler. Onların tek bildiği şey emirleri yerine getirmektir" Bana, kazanmanın aslında kaybetmek olduğunu öğretmişlerdi. Ben artık biliyordum ki barış bayrağının beyaz renk olmasının bir...