Bölüm 21: Fotoğraf-Maç-Bowling

1.3K 64 60
                                    

Yıldıza basmayı unutmayalımm keyifli okumalaarr <3

Sınır: 70 Vote 55 Yorum

Sabah bu kampa geldiğimizden beri ilk defa doğru düzgün uyumuştum. Hatta çeşit çeşit işkence yöntemi olan İnci beni kaldırmak için diş macununu ve kolayı büyük bir bardakta karıştırıp yüzüme dökmüştü.

Bende bunun karşılığında sinirle telefonu kafasına atmıştım o da şuan yerde bir altmış iki yatıyordu. Hemen koşarak İncinin yanında duran telefonuma gittim ve yere eğilip konuşmaya başladım.

"İyi misin? Özür dilerim." dediğimde İnci yerden kaldırmam için elini bana uzatmıştı. "İyiyim."

"Ulan senden banane! Ben telefonumla konuşuyorum, girme araya. " diyip telefonumu yerden alarak ekranını öpmeye başladım.

Vay başımıza gelenler yada başımızdan gidenler deliydi daha deli oldu, Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları konumu ister misin?

"Özür dilerim aşkım, son günlerde senle fazla ilgilenemiyorum. Ama inan ki yeterince sebebim var. Mesela..."

Konuşmamın devamını getiremedim çünkü İnci telefonumu elimden alıp dışarı doğru koşmaya başladı.

Bende annemin kızıyım ulan diyip ayağımdaki ev terliklerimden birini çıkartıp İncinin kafasına attım.

Tam isabet!

------------
İnci ile yaşanan seviyeli kavgamızdan sonra banyoya kaçmıştım. O ise kapının önünde biraz bekleyip yemekhaneye gitmişti.

Saçlarımı düzleştirdikten sonra mavi kot şort ve üstüme de siyah bir askılı giymiştim. Telefonumu da alıp kulübeden çıktım. Bugün futbol maçı vardı ve ben çok heyecanlıydım. Ama biraz da üzgündüm. Çünkü iki hafta sonra bu kamptan İnci ve ben gidiyorduk.

Aslında bir yandan sevinmem lazımdı. Tüm gün yatıp Kızılcık Şerbetini izlerim, bol bol abur cubur yerim, geceleri uyumam gündüzleri uyurum. Yan tarafımızda oturan ve hiçbir şeker bayramında bize şeker vermeyen cani kadının ziline basıp kaçabiliriz ve daha neler neler...yok. Bu kadar!

Ben düşüncelerime dalmış giderken birden arkamdan beni bir el kendine doğru çekti.

"NOLUYO BE!"

Kafamı kaldırdığımda karşımda kaşlarını çatarak bana bakan Poyraz vardı.

"O ŞORT NE KIZIM!"

Biraz duraksadıktan sonra üstüme baktım cevap verdim. "Şort."

Bu sefer kaşlarını daha çok çattı ve beni çekiştirmeye başladı. Bende markette çikolata reyonunda annesi tarafından,  zorla sebze reyonuna çekilen çocuk gibi onun beni çekiştirmesine izin verdim. Sonunda bizim kulübenin önünde durunca nihayet konuşmaya başladı.

"Anahtarını ver." diye emir verdiğinde yerimde sıçradım ve cebimden çıkarıp anahtarı verdim. Kapıyı açtı ve beni de kendiyle beraber çekiştirerek içeri soktu. Benim yatağımın yanında duran beyaz çekmeceyi açıp karıştırmaya başladı. Bende merakla onu izliyordum.

Sonunda beyaz bir tişört ve mavi jean pantolon çıkartıp üzerime fırlattı. Yere düşmeden havada tuttum ve tekrar ona baktım.

"Şunları giyip geliyorsun Şeyda. Yoksa ne ben bu kulübeden çıkarım ne de senin çıkmana izin veririm."

Kaşlarımı çatıp ona bakmaya başladığımda elini kaldırıp saatini gösterdi. Kıyafetlerle oflayarak banyoya koşup içeri girdim. Üzerimi tekrar giyindikten sonra banyodan çıktım. Poyraz banyo kapısının çıkardığı sesi duyunca arkasını döndü ve yine sinirlendi.

Düşman Okullar TatildeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin