Ev sıkıntısı :(

726 27 20
                                    

Kolumu elinden kurtararak
Ş: senin ne işin var burada teknede olman gerekiyordu
S: randevumuz için seni bekliyordum.
Ş: ee ama şey yani teknede zaten randevumuz burada beklemene gerek yoktu, neyse hadi geçelim.
Ona gülümseyerek yanıma gelişini izledim. Yanıma geldiğinde belimi tuttu ve beni yandaki arabaya doğru sürükledi.
Ş: sen ne yap
Tam belimdeki elinin de verdiği double sinirle ve ne yapmaya çalıştığının verdiği şaşkınlık ile ona dalacakken, ne yapacağımı anlayarak sözümü kesti.
S: istediğim yerde istediğim saatte Gürsoy
Sinirle dudaklarımı yemeye devam ettim, o sinir ve şaşkınlıkla Selim'in beni arabaya bildirmesine müsade etmiştim ve şuanda yoldaydık. Arabaya bindiğinizden beri tek kelime konuşmamıştık. sinirli bakışlarım bir an olsun değişmeden onun üzerine sabitlenmişti. ( onu şuanda Öldürmek istiyordum boynuna tırnaklarımı geçirmek, kafasını cama sıkıştırmak daha sonra da yakın bir uçurumdan araba ile sürükleyerek kaza süsü verebilirdim. )
Ş: bu Yaptığın zorbalıktan başka birşey değil
Sinirle tek nefeste söylediğim Cümleye inadına yaptığımız ve bundan keyif aldığı her halinden belli olan o sinir edici gülümsemesi ile cevap verdi.
S: Hiçte bile sadece binmene yardım ettim ve sana yolda eşlik ediyorum, ayrıca bu geceye dair planlarından da haberdarım şebnemciğim beni tekneye bindirip o kadar Erkeğin içinde sen tek kız eğleneceksin gülecektin bende kös kös oturup içki içecektim ama olmadı be Gülüm başka sefere artık.
Ne haberi mi var, kim söyledi ki bu dingille ortak arkadaşımız da yok hem birinden duysa bile benim partiyi düzenleyeceğimi anlamaz ki bu salak off şebnem lanet olsun ki anlamış işte ama yanlış da anlamamış değil salakçığım atladığın yada öğrenemediğin küçük bir detay var ben gelmeyecektim siz erkek Erkeğe açılacaktınız o kalabalıkta da beni ara Bul bulabilirsen olacaktı.
Ş: madem haberin vardı keşke katılsaydık hem çocukları da yalnız bırakmış olurdum, hepsinin gözü yolda kalacak hem benim arabam var niye seninle geliyorum ki bana sordun mu sana eşlik etmemi istiyor musun yada ben sana dedim mi bana eşlik et.
S: tatlım arkadaşlarına üzüldüğüm pek söylenemez onu arkamdan iş çevirmeden önce düşünecektin, senin birşeyler karıştırma ihtimalinin çok yüksek olması nedeni ile sana öyle birşey sormadım hem fena mı oldu, seni yormuyorum.
Ş: fena oldu, ben bindiğim arabayı başkasının kullanmasından nefret ederim. Sustum ve sadece Gözlerine baktım.
Selim, beni o kadar iyi tanıdığını zannediyorsun ki aslında Hakkımda hiçbirşey bilmediğini göremiyorsun.
Gözlerimi onun Gözlerinden ayırarak dışarıyı izlemeye başladım ve ağzımı birdaha açmadım.
Araba durduğunda kısaca etrafa baktım. Deniz manzaralı şık bir restorandı vale kapımı açarak inmemi bekledi. Hiç inmek istemesem de yavaşça arabadan indim. Selime döndüğümde gülümseyerek bana baktığını gördüm.
Ş: artık içeri geçip yiyelim şu yemeği de bitsin
Selim'in ifadesi değişirken onu arkamda bırakarak içeriye doğru ilerledim. Garsonun çektiği sandalyeye oturduğumda restoranda kimsenin olmadığı dikkatimi çekti. Acaba işleri mi kötü, ama yazın başındayız daha hem bu güzelim manzarada neden iş yapamıyor olsunlar ki demek ki yemekleri kötü yada servisi
Garsonun menüyü getirmesi ile manzaradan gözlerimi ayırarak düşüncelerimden kurtuldum. Menüye baktım ama canım birşey istemiyordu. Selime baktığımda çoktan menü ile işini bitirdiğini farkettim.
S: ne yemek istersin
Ben sadece küçük porsiyon hellim Peynirli salata istiyorum bir de beyaz şarap
S: bana kızdığının farkındayım ama yemek yememek de neden
Ş: seninle alakası yok midemle ilgili problemlerim var normalde de aşırı yemek yiyen biri değilim zaten
S: pekala ilerleyen saatlerde belki fikrini değiştirirsin.
Selim garsonu çağırarak siparişleri verdi garson masadan ayrılırken bende çantamdaki telefonumu çıkarttım. Gelen arama ve Mesajları görünce hiç bakmadan tekrar çantama koydum.
S: şebnem
Selim dikkatimi çekmek istercesine bana seslendi
S: bu akşam sana bir teklifim var. Bu masada iki yeni yabancı gibi oturalım iki eski düşman gibi değil. Eskiden yaşanan herşeyi giderken almak üzere kapıda bırakalım ne dersin,sadece bu gece
Ş: tüm hakaretleri ve zorbalıkları bu gece dahil öyle mi
S: evet, tüm hepsi için, her ne kadar kabul etmesen de tüm kalbimle senden özür diliyorum. Ben daha ne yapabilirim diye düşündüm ama bu konuda biraz acemiyim bir kızdan daha önce hiç özür dilemedim daha doğrusu, hiçbir kızla böyle bir duruma düşmedim.
Ş: neden önemli ki bu senin için baya uzadı bu mevzu
S: ne önemli
Ş: bu özür olayı, altından birşey çıkacak gibi duruyor yoksa durup dururken ne oldu da böyle özür dileyip duruyor diyor insan ki öküzlüğü de bırakmıyorsun, odunluğa son sürat devam ediyorsun, bu ne perhiz bu ne lahana
S: şebnem ben sadece daha kötü olmayalım istiyorum ki her kavgamız bir diğerinden büyük ve can acıtıcı olmaya başladı. Çok hatırlamasam da eskiden iyiydik biz şebnem
Selim 3 yaşındaydık ben hiç hatırlamıyorum ki sonra da siz gittiniz. Bak bana selim o çok küçük,masum, temiz kız çocuğu değil karşında oturan
S: ama hala onun kalbine sahip neyse sen yinede teklifimi bir düşün
Ş: selim kalbimi, onurumu kırdın ve bunun intikamını senden çok kötü alacağımı bilmeni isterim ki bunu da açık açık söylüyorum. Özrüne gelince
Önümdeki bardağa uzanarak aldım biraz elimde oynadıktan sonra yere bıraktım. Selim anlamayarak bana baktı birşey söyleyecek gibi olsa da konuşmadı.
Ş: çok klişe olacak biliyorum ama şimdi ben bu bardağı kırdım değil mi ?
Biraz isteyerek biraz da istemeyerek şimdi de pişman oldum ama sonradan da olmayacağımı ve yeniden kırabileceğimin de farkındayım. Peki şimdi bardaktan özür diliyorum, affet beni üzgünüm, hadi eskisi gibi ol birleş yada seni ben birleştireyim
Aynı olur mu selim yada ben onu eskisi gibi yapıştırabilir miyim, tabiki de hayır ve o yapışsa bile, o affetse bile her zaman bekler beni ne zaman tekrar kıracak,bu sefer kaç parçaya bölünüp,hangi parçalarımı kaybedeceğim diye çünkü bunu defalarca tekrarlayan biri özür diledikten sonra tekrar yapmaktan çekinmez çünkü özür onun için laftan başka birşey ifade etmez.
Bu sırada cam kırıklarını toplayan garson yanımızdan ayrıldı. Ve yeni bir bardak eskisinin yerini aldı. Önce yeni bardağa sonra da selime baktım.
Ş: şimdi sen söyle selim seni neden affedeyim ki, affetsem ne değişecek ki hiçbirşey
Sen seninle çıkıp dolaşacağıma evime gelip odama çıkabileceğine, ne biliyim canım sıkıntıdan patlama evresine gelmeden kimsesizlikten değil istediğimden ilk seni arayacağımı felan düşünmüyorsun değil mi. Yani demek istediğim özür dileme selim çok Anlamsız oluyor ve teklifini sadece bu geceye o kadar parayı çocuklar için verdiğin için kabul ediyorum yoksa hiçbir şekilde böyle olmazdı. Benim biten cümlem ile siparişlerimiz masadaki yerlerini aldı. O Yemeğini yerken bende salatamda oynayarak daha çok içkimden içiyordum. Telefonumun uyarı zili bir anda çalmaya başlayınca ikimiz de korktuk. Ben ekrana o da bana baktı. Daha sağlıklı bir şebnem için İlaç zamanı yazıyordu. Selim'in yanında alamazdım ki ne diyeceğim ona, vitamin ilacı diyeceksin şebnem, bir avuç ilaca mı vitamin diyeceğim diye cevapladım iç sesimi, evet tüm vitaminlere tek tek ihtiyacım var dersin hem o Kütük sormaz sana merak etme. Iç sesimi son söylediklerinde haklı bularak çantamdaki akşam ilaçlarının olduğu kutuyu aldım ilaçlarımı içerek yerine koydum ve selim hiçbirşey söylemeden beni izledi bende o yokmuş gibi devam ettim.
S: nasılsın şebnem
Bir anda bana yönelttiği soru ile manzaradan Gözlerimi ayırarak ona baktım
Ş: iyi
Selim gözlerini gözlerime dikti.
S: ben öylesine sormadım. Gerçekten nasıl olduğunu Merak ediyorum.
Biraz duraksasam da yüzüme alaycı bir ifade yerleştirdim.
Ş: Aslına bakarsan uzun zamandır bende bu sorunun cevabını bilmiyorum.
S : ben Söyleyeyim o zaman aslında göründüğün kadar soğuk, ukala ve Sevgisiz değilsin bence onlar sadece senin kalkanın ama mutsuzsun, sana bakınca insan Gözlerinden anlıyor. Gülüşünde bakışında hep üstü Örtülü Acılar Saklı sanki. Bu kadar zenginlikte, parada, hediyeler içinde fakir kalmış gibisin. Çevrendeki insanlarda, her şeyde birşeyler arıyorsun ama bulamadığın çok belli.
Ş: aslında kimsede birşey aradığım yok sadece kaybettiklerini göremedikleri insanlıklarını bulmalarını umuyorum o kadar. Şükürler olsun ki ailem ve Sevdiği,yanımda olmasını istediğim kişilere zaten sahibim ve ben onlarla mutluyum ihtiyacım olanlar yanımda ve gerisi pekde umrumda değil. Bu konuyu kapatsak
S: tamam o zaman daha kolay birşeyden başlayalım; hobilerin, yapmaktan zevk aldığın şeyler nelerdir?
Ş: ne yapacaksın
S: sadece canım sıkıldı ve kavga çıkartmayacak basit konularda konuşmaya çalışıyorum.
Ş: sadece yemek yeyip kalksak olmaz mı
S: demin anlaştık demiştin.
Sıkıntıyla derin bir nefes aldım, dayan şebnem dayan
Ş: piyano çalmak, Yüzmek, tekneler, motor sürmek, araba kullanmak,Hız tutkunuyumdur, tango yapmak, kendi aramızda biz bizeyken şarkı Söylemek, resim çizmek, film izlemek tenis oynamak, ki bunların çoğunu da özgür ve can ile yapmak
S: anladım
Selim benim de birşeyler sormamı beklese de içimden gelmediği için bunu görmemezlikten gelerek manzarayı izlemeye devam ettim.
Yemekten sonra selim her ne kadar yemeyeceğimi söylesem de bize tatlı söyledi o tatlısını yerken bende aklımdaki soruyu ona yönelttim.
Ş: selim burası neden boş
Selim gülerek çatalını bırakarak ağzını sildi
S: mekanı kapattırdığımı hala anlamadın mı
Ş: neden böyle birşey yaptın ki bende neler düşündüm burası hakkında.
S: sana özel olsun istedim.
Ş: sadece yabancı birisi için fazla abarttın bence neyse tatlın ve kadehindeki içki bittiğine göre kalkalım mı
S: sen nasıl istersen
Hesabı ödedikten sonra mekandan çıktık ve arabaya bindik.
Marinaya geldiğimizde kapımı açtı ve bende indim.
Ş: herşey için teşekkürler
S: asıl ben teşekkür ederim
Ş: iyi geceler
S: sana da
Arkamı döndüm ilerleyecekken son anda durdum ve selime baktım.
Ş: ben seni dinledim ve bu gece belli bir süre de olsa herşeyi bir kenara bıraktım ve şimdi senden rica ediyorum lütfen selim bir daha tesadüfi bile olsa karşılaşmayalım, görüşmeyelim,konuşmayalım, kavga etmeyelim, intikam da istemiyorum artık, git selim sadece git hayatıma girdiğin hızla Çık hayatımdan bir daha görüşmemek üzere,ifadesiz yüzüne baktım ve Selim'i arkamda bırakarak emin adımlarla arabama yöneldim.
S: beni hiç almadığın hayatından böyle umursamazcasına kovmazsın diye haykırdı. Sesinde öfkeden çok yenilmişlik vardı. Kahraman tazeoğlu'nun Kitabı'ndan bir alıntıydı tek kelimesi hariç, bu düşüncelerden çıkarak arkamı dönmeden cevapladım onu.
Ş: dediğin gibi alınmadığın bir hayattan çıkamazsın ve davet edilmediğin yerden de kovulamazsın.
Hızlıca arabama binerek oradan uzaklaştım. Eve geldiğimde annem ve babam oturma odasınaydı. Onları kısaca geçiştirerek odama çıktım. Telefonuma baktım onca arama ve mesajda ne candan nede özgürden bir tane vardı. Telefonu yatağa fırlatarak banyoya ilerledim. Ayakkabılarımı girişte bıraktım. Sıcak suyu açarak Üzerimdeki elbiseyi yırtarcasına çıkarttım. Makyajımı temizledim ve kendimi sıcak su dolu küvete bıraktım. Içimde Selim'e dair bir Pişmanlık yoktu hem hak etmediği hiçbir şeyi duymadı.peki Ya can, sabah ciddi birşey yok bizi bir araya toplamak için yaptı diyor, akşam arıyorum gelemeyeceğim diyor. Özgürü hiç demiyorum zaten buldu kızı sattı bizi off lanet olsun aklıma dolan tüm düşüncelere lanet olsun. Daha fazla dayanamayarak çıktım sudan hızlıca kurulanarak pijamalarımı giydim. Telefonumu sessize alarak bu yorucu günü daha fazla uzatmak istemeyerek yatağıma uzandım.
Off Allah'ım, yastığı yeniden düzelterek diğer tarafa döndüm ama artık uyuyamayacağımı anlayarak kalktım yataktan. Yan taraftaki saate kaydı gözüm 09.10 geçiyordu. Banyoya ilerledim yüzümü yıkadım kremlerimi sürdüm daha sonra giysi odasına ilerledim. Ne giyeceksin yada bugün ne yapacaksın şebnem,tabiki de şöyle olacak biraz sonra can ve özgür gelir onları biraz süründürüreceksin daha sonra da beraber dışarı çıkacağız o yüzden ben ne giyeceğime karar versem yeter. Evet Say'ın seyirciler bakalım Şebnem'in dolabından bugün ne çıkacak kıkırdayarak dolaba göz gezdirdim. Kısa beyaz eteğimi Üzerine saks mavisi askılı bluzumu altına Ten rengi topuklularımı giydim. Koluma bilekliklerimi takarak makyajımı yapmaya başladım. Makyajım bittiğinde saçlarımı doğal hali ile bırakarak aşağıya indim.
Babam erken saatteki toplantısı yüzünden çoktan çıkmıştır annemde dernek toplantısına Gittiği için kahvaltı Masası ile bakıştık ve yalnız yemekten neden nefret ettiğimi bir kez daha anlayarak kahvaltı etmekten vazgeçerek Ares'in mamasını bitirmesini bekledim. Bitirince bir süre onunla oynadım. Saate baktığımda13.30'a geliyordu. Ares'i de kucağıma aldım ve telefonuma bakmak için yukarıya çıktım. Annemden gelen ilaçlarını almayı unutma Mesajı dışında kayda değer hiçbirşey yoktu. Kendimi bir yere koyulupta orada Unutulan elmas bileklik gibi hissettim. Öyle buruk öyle değerli olduğu kadar değersiz. Telefonu elimden bırakarak dolan gözlerimle yatağın üzerinde kendi kendine oynayan Ares'e baktım. Uzanarak kucağıma aldım ve sıkıca sarıldım ona. iyi ki varsın,iyi ki diye mırıldandım.
Bir anda duyduğum kapı sesi ile gözlerimi araladım. Karanlık odaya açık Kapıdan dolan Işıkla o tarafa baktım. Hangi ara uyuya kalmıştım ben
N: şebnem
Ş: eeefndim anne
N: aa uyuyor muydun bende yeni geldim. Suzan öğleden beri odadan çıkmadığını söyleyince bende birşey oldu sandım.
Hafifçe yattığım yerden doğruldum.
Ş: iyiyim anneciğim, akşam pek uyuyamamıştım telefonla uğraşıyorken dalmışım. Hem senin işin uzun sürdü bugün
N: hiç sorma biliyorsun bizim kızları
Ş: bilmez miyim derneğe diye evden çıkıyorlar, bir araya gelip saatlerce dedikodu yapıyorlar, o değil bir de Eşleri onlarla gururlanıyor iyi birşeyler yapıyorlar diye
N: şebnem çok ayıp ama kızım
Ş: ne ama şebnem, yalan sanki anne
Hafifçe gerinerek
Ş: anne saat kaç
N: 8'e geliyor. Baban da gelmek üzere
Ş: mesaj alınmıştır anneciğim üzerimi değiştirip geliyorum.
Annem gülümseyerek yanımdan çoktan kalkan Ares'i de alarak odadan çıkarken ben de annemin yeni açtığı Işığa Gözlerimin alışmasını bekledim. Daha sonra da giysi odama geçerek üzerime kısa bir Şort ve askılı bir Tişört ve ayağıma babetlerimi giydim. Odama geçtim. komedinin Üzerindeki telefona kaydı gözlerim, uyuya kalmadan önceki düşüncelerim tekrar beynime dolarken kendimi hızlıca odadan Dışarıya attım. Annemle sohbet ettik babam üzerini değişerek yanımıza geldi. Onlar masaya geçerken ben de içimi kemiren dürtü ile telefonuma bakmak için odama çıktım. Telefonu elime aldığımda bugün için şaşırılmayacak olan bir ekran ile karşılaştım. Can ve özgür ne aramış ne de mesaj atmışlardı. Tuş kilidini açarken Sinirle fısıldadım.
Siz görürsünüz sizi Sürüm Sürüm süründürmez miyim ben bari gelmişken bakalım ne var ne yok sosyal medyada düşüncesi ile Twitter a girdim. Karşıma çıkan ilk şey Can'ın hale denilen üvey kuzeni ile ki kızı 1 kez görmem nefret etmeme yetmişti. Resimleri oldu. Yuh sabahtan beri kaç resim çekilmişler bunlar böyle, aşağıya inmeye devam ederek diğer resimleri de en ince ayrıntısına kadar inceledim. Ben bugün daha sizi bekliyorum biri anneannesinin dizinin dibinde "üvey" kuzeninin kıskacında ki halinden gayet memnun diğeri kızlarla golf Turnuvası'nda
Sinirle kalktım oturduğum yerden ve doğruca giysi odasına yöneldim. Fazla düşünmeden üzerime boncuk ve çiçek işlemeli Sırt ve Göğüs dekoltesi olan kısa elbisemi giydim. Ayağıma da önü açık bilekten bağlamalı ayakkabılarımı giydim. Saçımı düzleştirerek at kuyruğu şeklinde topladım. Makyajımı yaptıktan sonra küpelerini de takarak küçük çantama kredi Kartımı telefonumu rujumu,Arabanın anahtarını koydum. Aynada son kez kendime baktıktan sonra odadan çıktım. Benim için gün şimdi başlıyordu.

Selim

Ağzımdan bir anda çıkan söz ve ardından Şebnem'in son söylediği şey ile sadece arkasından gidişini izledim. O gözden kaybolduğu halde Olduğum yerden kıpırdayamıyordum. Ne kadar olduğunu kestiremediğim bir süre daha orada dikildikten sonra kendime az da olsa gelebildiğimde tekneye doğru ilerledim. Çıkarttığım ceketi kenara savurarak direk bar kısmına ilerledim. Bu gece onun için söyledikleri için son kez içecektim. Bu gece Şebnem gürsoy'u hortlamamak üzere öldürüyordum ki onun da istediği tam olarak buydu, benim hayatına hortlamamam. İçkimi içmeye devam ettim. Yüzsüzlük yapmaya gerek yoktu bu saatten sonra, başlayacağım şimdi vicdanına da özrüne de istersen geber, öl, bit niye dedim diye umrumda değil duydun mu beni, bi bana vicdansız vicdan. Artık sana uyup da birşey yaparsam sen görürsün bu gece seni kullanımdan kaldırıyorum. Ben Selim inan 25 Yaşındayım ve şuana kadar aldığım tüm kararların arkasında yılmadan durdum ve bu akşamdan itibaren Şebnem Gürsoy benim de onda Olacağım gibi görülmez, duyulmaz, tanınmaz olacak. Son kadehi de içerek uyumak için alt kata indim her ne kadar uyuyamayacağımı bilsem de
Sabah kalktığımda duş alarak üzerimi değiştirdim. Bir tost ve portakal suyu ile kahvaltımı Yaptım. Tekneyi kısaca temizledim ve ilk dersim için gelen öğrencilerimi karşıladım.
4 dersin ardından son öğrencimi de göndererek kendimi yorgunlukla sandalyeye bıraktım. Cebimdeki telefonu çıkartarak aramaları ve Mesajları kontrol ettim.
Ahmetten gelen Mesajın üzerine tıklayarak okudum.
Abi saat 9 da XoX barda Bizimkilerle erkek Erkeğe takılıyoruz geliyorsun itiraz kabul etmiyoruz
Mesajı okuyunca İsteksizlik tüm bedenimi kapladı ve ben de görmezden geldim.
Selim kendine gel arkadaşlar+ ortam+ kızlar+ içki = senin hayatın ve sen de buna kaldığın yerden biraz duraksasa da devam ediyorsun. İç sesimin söyledikleri yerimden Kalktım. Haklıydı saate baktığımda 7.35 di. Aşağıya inerek önce atıştırmak için birşeyler hazırladım ve daha sonra duşa girdim.

Şebnem

Arabayı durdurdum ve kapımı açan valeye gülümseyerek arabadan indim. Bayadır adım atmadığım mekana baktım. Can ve Özgür benim bilmediğim bir nedensen dolayı barın sahibi Cenk ile kavga etmişti ve o günden sonra buraya gelmemiştik. Ama şuanda amacım can ve Özgür'ü sinir etmek olunca tabi ben de anlı Şanlı Şebnem olunca bu gece için buradan iyi bir yer olmadığına karar verdim. Yüzündeki gülümseme ile ilerleyerek gösterişli Kapıdan içeriye girdim. Içki ve parfüm kokusunun yoğun olduğu hava dalgası beni içine hapsederken merdivenleri indim ve locaların olduğu bölüme ilerledim. Gözüme kestirdiğim yere oturduğumda loş Işık altında hızlı müziğe kendini kaptırarak dans edenlere kısa da göz gezdirdim. Garson yanına geldiğinde ne istersiniz sorusunu yöneltmeden
Ş: absent istiyorum, şişeyi getir.
G: ama hanım efendi o size ağır Kaçar ben size daha hafif birşeyler getireyim.
Garsona dönerek Gözlerimi Gözlerine diktim.
G: hemen getiriyorum hanımefendi.
İçkim ve çerezler geldikten sonra hızla içmeye başladım. 1,2,3 derken masanın üzerinde ki çalmaya Başlayan telefonu elime aldım.
Ş: buyrun Şebnem Gürsoy'un telefonu
C: alı Şebnem naber
Ş: sanane
C: a a anlamadım.
Ş: zaten anlaman için söylemedin şimdi hastanede yada karakolda değilsen kapatıyorum.
C: dur Şebnem kapatma, neredesin ben de geleyim çok sıkıldım burada
Ş: aaa bak nasıl üzüldüm şimdi. Demek hale görünenin aksine pek eğlendirememiş paşamızı
C: ne demek istiyorsun Şebnem gerçi neye kızdığını da anlayamadım ki
Ş: şimdiye kadar anlayamadıysan zaten daha hiç anlayamazsın kapatıyorum. Lütfen arkadaşlığımız hatırına arama beni.
Telefonu kapattığım gibi doldurduğum bardağı kafam diktim.
Ovv bu sertti işte
Ağzındaki tadı silmek için ağzıma attığım çerezi çiğnedim. Of can of telefon konuşmasından sonra içimdeki intikam hırsı söndü ama sinirim derecesini şaştı. Hızlıca şişedeki kalan içkiyi de içerek çantamı alarak ayağa Kalktım. Kalkmam ve oturmam 1 saniyemi almıştı. Aslında be sarhoş olmazdım başım felan da dönmezdi. Ama içki boş midemde artık ne yaptıysa şuanda kafam disko topu gibiydi. Bir süre baş dönmemin ve hafif Çakır keyifliliğimin geçmesini bekledim. Geçmeyeceğini hatta arttığını anlamam çok uzun sürmedi ve ben de kalkmaya karar verdim. Kalabalığı yararak sendeleye sendeleye ilerlemeye başladım. Takı bir erkek grubunun içine düşene kadar. Şuanda kendimi berbat hissediyordum. Başım Dönüyor, midem bulanıyor, Gözlerim yıllardır yatak görmemiş gibi kapanıyordu

Sen Olmadan AslaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin